MENÜ
İzmir 17°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erken seçim tamam ama...
Murat Baran Uygun
YAZARLAR
30 Ocak 2025 Perşembe

Erken seçim tamam ama...

İktidar, dört bir yandan çıkan tüm eleştirel sesleri acımasızca bastırma peşinde. Ülkede yönetimsel hatalar neticesinde yaşanan ölümler, kazalar, ekonomik ve siyasi buhran, son Bolu yangını ile vicdanın ve psikolojinin kaldırabileceği seviyeyi aşma noktasına geldi.

İktidar da bunun farkında, bu yüzden baskılarını gittikçe arttırmaya başladı. Erdoğan ve AKP’ye destek %25’lerin de altına düştü. İktidarı kaybetme korkularıyla paralel olarak fütursuzlukları da artıyor. Açıklamasını yapamadıkları sorunların konuşulmasını da istemiyorlar. İyi de sorunlar konuşulmayınca ortadan kalkmış olmuyor ki! Bu yapılanlar AKP’nin, aynı CHP gibi 31 Mart’tan doğru sonuçları çıkaramadığının kanıtı. Demek ki iktidarıyla muhalefetiyle kimse 31 Mart’ta halkın mesajını doğru okuyamamış.
***
CHP yönetimi, 31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını fırsata çeviremedi. Ancak iktidarın, kaybettiği büyük desteği yeniden toparlama telaşıyla ortaya koyduğu bu baskıcı tavır yeni bir fırsat sunuyor. Doğru kullanılırsa, evet, bir erken seçimle halk, günahları sevaplarını kat kat aşmış, otoriterleşmeye meyilli bu iktidara güle güle diyebilir. Ama CHP akıllı davranır bu krizi bir fırsata çevirebilirse. 

Öncelikle medya önünde şu didişme meselesini bitirmekle başlanmalı. Bir önceki yazımda örnek vermiştim, ders alınmamış şimdi bir de Cemil Tugay-Tunç Soyer arasında, Tacettin Bayır’ın sonradan katıldığı diyaloglara şahit oluyoruz. Bunu yapanların atladıkları bir şey var: kendi adlarına haklı olduklarını, kendilerini ifade etmeye çalıştıklarını ya da karşısındakine pabuç bırakmadıklarını düşünüyor olabilirler ama CHP’nin gördüğü zarar karşısında kimin haklı olduğunun da bir önemi kalmıyor, halk nezdinde partinin itibarı zedeleniyor. CHP’de önemli görevler almış kişilerin daha vakur, bilinçli ve sorumluluk sahibi olarak hareket etmeleri gerekir.

***

Dışarıda mücadele ise iki koldan verilmeli. Bir kol iktidarın tüm hatalı uygulamaları ve yolsuzluklarını ifşa ederken, diğer koldan yönetim kadroları (gölge kabine) ön plana çıkarılarak, ülkeyi düze çıkarmanın anahtarının CHP’nin elinde olduğunu halka benimsetmek lazım. Ülkenin yakıcı sorunlarına dair çözümleri, iç ve dış politikaya dönük fikir ve eğilimleri, ekonomi ve eğitim alanındaki politikaları açıkça ve dolaysız olarak ortaya konmalı. Özetle, CHP artık çok açık ve net olmak zorunda. Halk, CHP iktidara gelince ne yapacak, nasıl yapacak, kimlerle yapacak bunu çok net bilmeli ve anlamalı ki her kesimden seçmen gidip rahatlıkla oyunu verebilsin. Cesaretli olunmalı, “aman kimseyi küstürmeyelim” diye yürütülen muğlak siyaset halkta CHP’ye dair güvensizlik yaratıyor.  

AKP öyle herkesin sevgilisi olarak iktidara gelmedi. Siyasal İslamcı ve neoliberal bir parti oldukları belliydi. %34 oyla tek başına iktidar olmaları tamamen Seçim Kanunu ve Meclis aritmetiği neticesi. Yoksa %66 gibi AKP’yi istemeyen daha büyük bir kesim vardı. %66’nın konsolide edilememiş olması o dönemin siyasi erklerinin sorunu ve ülkedeki atmosferin sonucudur.

***
Toparlamak gerekirse; 20 yıldan fazladır iktidarda, devletin en küçük birimlerine kadar kendi yandaşlarını yerleştirerek elde ettiği devlet erkini kendi aparatı gibi muhaliflerine karşı acımasızca kullanan baskıcı bir iktidar karşısında bilindik ve silik  (eleştiri, kınama, kırmızı kart, ışık aç kapa) eylemlerle muhalafet yapmak başarıyı getirmez. Çok iyi düşünülmüş, daha komplike bir strateji yaratarak, gündemi sürekli domine edip iktidarı abandone etmeli.

Bunlara bağlı bir mücadele alanı da parti içinde açılarak, kongre sendromunun atlatılması sağlanıp birlik ve bütünlüğü tesis etmek lazım. Yoksa iş sadece Cumhurbaşkanı adayını belirlemekle, gölge kabineyi kurmakla bitmiyor. 2023 seçimleri, bir anlamda Kılıçdaroğlu’nun adaylığının parti içinde bile tam benimsenmediği için de kaybedildi.

alkı ikna etmeyi bırakın, daha CHP’liler birbirini ikna etmeye çalışıyorlardı. Aynısını yaşamamak, çıkacak aday ve ekibi arkasında tüm partinin amasız, fakatsız, pazarlıksız yek vücut duracağı bir örgüt yapısı teşkil etmek de bu mücadelenin çok önemli bir parçası. Yoksa çıkarılan Cumhurbaşkanı adayı ve gölge kabineye ilk salvolar yukarıdaki örnekte olduğu gibi parti içinden gelirse vay o erken seçimde de CHP’nin haline!

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Son Kale İzmir