Gergerlioğlu'nun vekillliği düşürüldü. 10 gün içinde savcılığa teslim olmazsa hakkında yakalama kararı çıkarılacak.
HDP'ye kapatma davası açıldı.
Eski eş başkan Demirtaş'a cumhurbaşkanına hakaretten 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İşin ilginci tüm bu gelişmeler sadece 1 hafta içinde oldu...
Örneğin HDP'nin kapatma davasında savcının yazdığı iddianameyi okuyunca insan ister istemez soruyor; ''Madem bu kadar sağlam deliller vardı da, dava açmak için neden bunca zaman beklendi?''
Öyle bir yazılmış ki, adeta kaçacak delik bırakılmamış...
Hatta öyle yazılmış ki, sonlara doğru bahsedeceğim ikinci yolda beklenen anlaşma olur da AK Parti bu davayı durdurmak isterse epey zorlanır. Israr ederse suç işlemiş olur.
İşte o derece sıkı ve sağlam bir iddianame. Zekeriya Öz'ünkilere hiç benzemiyor. Sanki birileri vur demiş, o da öldürmüş. Vallahi takdir edilesi...
Peki bunca olayın art arda sıralanmasındaki bu ecele niye?
Bahsedelim...
***
Malumunuz, Sn Erdoğan cumhurbaşkanlığında 2 dönemdir görevini sürdürüyor. Mevcut Anayasaya göre 3. kez aday olması da mümkün değil. Ama herkes biliyor ki Erdoğan'ın oyu AK Parti'den yüksek ve bir şekilde gitmesi partinin de dağılması anlamına gelir. Bu yüzden tüm partililer canhıraş bir formül arayışı içinde. Peki ne olabilir bu formüller?
Erdoğan'ın istifası tekrar aday olabilmesinin önünü açmıyor. Ancak meclisin erken seçim kararı alması halinde tekrar aday olabiliyor. Bir ikinci ihtimal ise Anayasa değişikliği. Fakat MHP ile ittifakın toplam sandalye sayısı buna yetmediği için bu da pek mümkün görünmüyor, çünkü Sn Akşener'in özellikle son 2 haftadır ortaya koyduğu tutumdan öyle anlaşılıyor ki, ''herhalde AK Parti ile İYİ Parti bir 50 sene daha bir araya gelmez!'' dedirtiyor.
Kısacası 19 yıldır doğru dürüst ağzını bile açmayıp Salı'dan Salı'ya çıkıp iki laf etmeyi muhalefet yapmak sanan bazıları, artık gerçekten de hiçbir şey yapmadan susup 2023 Haziran'ını beklese bu iktidar zaten gidecek! Ama milletin buna takati yok.
Peki, Andımız kararının bozulması ile HDP'ye başlatılan operasyonun tarihlerindeki çakışma size bir şey düşündürüyor mu? Bana düşündürüyor... İşin bu kısmı HDP ile değil, HDP'ye oy verenlerle ilgili. Konumuz bu olmadığı için,daha doğrusu işin buraya kalmayacağını öngördüğüm için mevzuyu uzatmıyorum. Herkes bir şeyler düşünecektir elbet.
***
Gelelim asıl meseleye...
İYİ Parti veya CHP'nin Cumhur İttifakı ile bir koalisyon yapması mümkün olmadığına ve diğerlerinin vereceği destek de sayısal çoğunluk sağlamaya yetmeyeceğine göre geriye ne kalıyor?
Tabii ki HDP...
Sizce MHP ile ittifak devam ettiği sürece HDP'li bir seçmenin veya vekilin AK Parti ile seçimde veya Anayasa değişikliğinde herhangi bir işbirliği yapması mümkün mü?
Peki ne olacak?
Basit... HDP ''yok edilecek gibi'' yapılacak, gerekirse de edilecek!
***
Uzatmadan bitiriyorum, Meclis 600 vekilden oluşuyor fakat şu an 584 vekil var. Anayasa değişikliğinden ümidini şimdilik kesmiş bir AK Partin'in istediği şekil ve zamanda seçim kararı alabilmesi için Meclis'in 5'te 3'ünün oluruna yani 351 sandalyeye ihtiyacı var.
AK Parti ve MHP'nin toplam vekil sayısı: 337
Yani yetmiyor!
Peki şimdi kapatılmış ve vekillikleri düşürülmüş,HDP'siz bir Meclis düşünelim. Kalan vekil sayısı: 529
5'te 3 çoğunluğu sağlamak için gereken vekil sayısı: 317
Yani AK Parti ve MHP ittifakının sandalye sayısı Meclis'te dilediği her şeyi yapmaya ve bir erken/baskın seçimi kendi istedikleri anda yapmaya muktedir kılıyor.
Velhasıl Cem Yılmaz'ın meşhur reklamında söylediği gibi, "her şey tamamen duygusal"... Hayır hayır, pardon; "her şey tamamen matematik"...
***
Peki HDP gerçekten kapatılacak mı?
15 HDP'li vekil, Cumhur İttifakı'na destek garantisi verirse hayır...
Bu arada 15 vekil rakamı size bir yerlerden tanıdık geliyordur.
İşte Demirtaş, Gergerlioğlu ve HDP'ye kapatma davasının bana göre sırları budur.
***
Büyük Atatürk'ün mirası olan ve Ortadoğu bataklığında yıldız gibi parlayan Cumhuriyetimiz bu badireden nasıl çıkacak?
Halkın dostları kimlerdir?
Kim mağdurdur, kim muktedir, kim muhtaç, kim pazarlık içindedir, bu puslu havada pek belli değil ama...
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz, neler olacak neler bitecek...