Kuzeyinde Karadeniz'e keskin bakışlar atan Canik dağları, güneyinde orta Anadolu’nun verimli ovalarına göz kırpan nehirler, çaylar...
Yeşilırmak'ın akışını sakince seyreden Amasya, tarihin ve coğrafyanın bütün ihtişamı kendisi için ayırmış gibi gururla parlıyor. Harşena dağının hırçın bakışları, 300 metreye yakın yükseklikteki kaleden Beyazıt camiine akıyor. Caminin minarelerinden yükselen çağrıysa, gökkubbeye doğru sivrilerek yankılanıyor. Cemaat ibadete hazırlanmak için harekete geçiyor. Karşısında, Pontus krallarının kayalara oyulmuş mezarları, ölümün derin sessizliğinde öylece duruyor. Ölümsüz aşıklar, Ferhat ve Şirin yanyana sonsuzluğa kök salmışlar. Aralarına sızan kötülük sembolü ‘dikene’ inat dilden dile yaşıyorlar. Ferhat’ın haykırışları, Şirin’in göz yaşlarına karışarak, Yeşilırmak'ın dingin sularında kayboluyor.
Ölmeseler belki bugün adlarını bilmeyecektik. Tuhaf, fakat ölümün böyle bir vurgusu var. Alıp giderken izlerini bırakmalarına göz yumuyor. Atatürk’ün, milli mücadele meşalesinin yakıldığı önemli duraklardan biri olmanın yanı sıra, Osmanlı’ya padişahlık etmiş şehzadelerin çıraklık merkezi olmak gibi bir özelliğe de sahip. Amasya’da sancakbeyi olarak görev yapan 12 şehzadenin 6'sı padişah olarak tahta çıkmış. Çelebi Mehmed, babası Yıldırım Beyazid'in 1402 Ankara Savaşı'nı kaybetmesi sonrası, ülkeyi Amasya'da birleştirerek kargaşayı önlemiş ve padişahlığını ilan etmiş. Eskinin en büyük coğrafyacılarından Strabon’un da memleketi...
Kentin kurucu koruyucu tanrısı, M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen Roma sikkesine göre Hermes'tir. Amasseia adı M.Ö. 2. yüzyılda Pontus döneminde kullanılırken, coğrafyacı Strabon bu ismi teyit eder. Zamanla Amasya haline gelir. “Ana tanrıça ma’nın kenti” anlamında, Pers kökenli tanrıyı işaret eder.
Hanları, hamamları, medreseleri, camileri, kalesi, Kaya mezarları, müzeleri, aşkları ve inci gibi dizilmiş, Yeşilırmak nehrine eşlik eden cumbalı evleri, misket elmasıyla Amasya tarihe tanıklık etmeye devam ederken, size de çağrıda bulunuyor. “Gelin ve ruhunuzun zenginliğine renk katın!”
Arkeolojik araştırmalara göre tarihi 8 bin yıl öncesine kadar uzanan Amasya, Yeşilırmak ve bileşenlerinin oluşturduğu vadide kurulmuştur. Eski ve yeni şehir olarak ayrılır. Eski şehir civarında nereye baksanız tarihi bir yapıya rastlamanız olası. Nehir boyunca yapılacak bir yürüyüş rotanızı belirlemenize olanak sağlayacaktır.
Kral Kaya Mezarları...
İ.Ö. 302’den İ.Ö. 26’ya kadar Amasya’yı başkent olarak kullanan Pontus krallarına ait olan mezarlar, Harşena Kalesi eteklerinde dikine uzanan kayalara oyularak yapılmıştır.
20’ye yakın olduğu saptanan mezarların tamamı günümüze ulaşamamıştır. Nehir tarafından görünüşleri etkileyici, gücünüz varsa mutlaka tırmanın, buradan Yeşilırmak ve iki tarafında bulunan geleneksel Osmanlı evleri görülmeye değer. Ahşap, kerpiç, taş kombinasyonu cumbalı bu yapılar şehrin kimliğine ciddi katkıda bulunuyor.
Arkeoloji müzesi
1980 yılında şimdiki modern binasına taşınan müzede, Geç Neolitik Erken Kalkolitik Çağ’dan itibaren Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 13 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkündür. Ayrı bir bölümde sergilenen mumyalar ilginizi çekebilir.
Harşena kalesi ( Amasya Kalesi)
Yeşilırmak'tan yaklaşık 300 metre yükseğe konumlandırılmış kale, denilene göre yaptıran komutanın adıyla anılıyor. Harsana, zamanla Harşena oluyor. Birçok mücadeleye tanıklık eden kale, farklı güçler arasında el değiştirmiştir.
Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi ( Bimarhane)
14. yüzyılda inşa edilen yapı, Selçuklu mimarisinin izlerini etkileyici anıtsal girişi ile teyit eder. Geometrik sütunlu kapı gerçekten etkileyici. Sabuncuoğlu Şerafettin ise Fatih döneminin en önemli tıp insanlarından birisidir. Müzede, birçok cerrahi ve tıbbı malzeme sergileniyor.
Beyazıt Külliyesi
II. Bayezid Külliyesi 15. yüzyılda, Amasya valisi Şehzade Ahmet tarafından babası Sultan II. Bayezid adına yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve şadırvandan oluşan bir külliye olarak yaptırılan yapının restorasyonu yakın bir zamanda tamamlandı.
Amasya’da görebileceğiniz onlarca farklı yapı bulunuyor. Çilehane Camii, saat kulesi, köprüleri, şehzadeler müzesi, Büyük Ağa Medresesi, Tortumtay türbesi, Ferhat su kanalı, Gök Medrese, Kızlar Sarayı, Hazeranlar Konağı... şeklinde uzayıp giden bir liste.
Güzel ülkemizin incilerinden Amasya’yı arkanızda bırakırken, zihninizin bir köşesine ‘tekrar gelmeliyim ‘ şeklinde bir not düşeceğinizden eminim...