MENÜ
İzmir 33°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hüsnü Çelebi
YAZARLAR
4 Haziran 2025 Çarşamba

"Sessiz Bir Bilgelik: Miletos’un Taşlara Kazınmış Hafızası"

Antik bir tiyatronun en üst basamağına oturup Ege rüzgârını yüzünüzde hissettiniz mi hiç? Ben ettim. Karşımda Miletos’un zamana direnmiş taşları, arkamda Meandros’un artık sessiz kalan yatağı vardı. Her nefeste binlerce yıllık bir hikâye taşıyor bu topraklar…
Miletos sıradan bir antik kent değil. Bu yer, sadece taş duvarlardan ya da yıkılmış sütunlardan ibaret değil. Burada bir şeyler başlamış. Bilimin, düşüncenin, şehircilik sanatının ve hatta özgür düşüncenin temelleri bu kıyılarda atılmış.
***
Kökleri Luwiler'e Dayanan Bir Uygarlık... 

Miletos’un geçmişi Yunanlılarla başlamıyor. Bu topraklarda ilk iz bırakan halk, MÖ 2. binyılda Anadolu’nun yerli kavimlerinden olan Luwiler'di. Hitit kaynaklarında “Millawanda” olarak geçen şehir, bir Luwi yerleşimi olarak tanımlanır. Hitit kralı IV. Tuthaliya ile Ahhiyawa (muhtemelen Miken) arasındaki diplomatik yazışmalarda Miletos’a açıkça atıf yapılır. Bu da Miletos’un, Ege ve Anadolu dünyası arasındaki etkileşimin erken bir kavşağı olduğunu gösterir. Bu Luwi temelli dönem, Miletos’un Anadolu kültürleriyle olan ilk derin bağlarını oluşturur. Sonraki dönemlerde İonlar bu kadim şehrin üzerine kendi izlerini bıraksa da, toprak altındaki Luwi geçmişi bugün hâlâ arkeologların radarındadır.

***
Bir Deniz İmparatorluğunun Yükselişi

MÖ 7. yüzyılda, Miletos denizci bir kentti; 90’dan fazla koloni kurarak adeta antik dünyanın ticaret haritasını çizdi. Ancak bu görkemli yükseliş, MÖ 494’teki Lade Deniz Savaşı sonrası yerle bir oldu. Persler geldi, kent yıkıldı. Yine de Miletos küllerinden doğdu.

***
Akıl ve Plan: Hippodamos’un Mirası

Miletos’un en büyük başarılarından biri, şehircilik tarihine yön vermesidir. MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan Hippodamos, dünyada sistemli şehir planlamasının ilk mimarı olarak kabul edilir. Onun ızgara plan sistemiyle kurulan Miletos, çağdaş kent mühendisliğinin de atasıdır.

***
Meandros'un Dokunuşu

Miletos’un en yakın dostu ve belki de en büyük düşmanı Meandros Irmağı oldu. Irmağın yüzyıllar boyunca taşıdığı alüvyonlar, limanı doldurdu ve kent zamanla denizden uzaklaştı. Bugün Miletos’un tiyatrosunda otururken, eskiden denize bakan sahnenin şimdi ovaya bakıyor olması, zamanın ve doğanın nasıl da dönüşüm yarattığını gösteriyor.

***
İnançların Buluşma Noktası: Saint Paul'ün Ziyareti

Bu kent, sadece ticaretin ve felsefenin değil, aynı zamanda inancın da yollarına tanıklık etti. İncil’in Elçilerin İşleri kitabına göre Saint Paul, üçüncü misyonerlik yolculuğunda Miletos’a uğradı. Efesli ihtiyarlarla burada buluştu, onlara veda etti. Bu an, Hristiyanlık tarihinde duygusal ve ruhani bir dönüm noktasıdır.

***
Türkler Geliyor: İlyas Bey’in Camisi

Malazgirt Zaferi’nden sonra başlayan Türkmen göçleri, 12. yüzyıldan itibaren Miletos’a ulaştı. Aydın ve Menteşe Beylikleri döneminde bölge yeniden canlandı. Bu dönemin en değerli yapısı İlyas Bey Camii’dir. 1404 yılında Menteşe emiri İlyas Bey tarafından yaptırılan cami, antik taşlar kullanılarak inşa edilmiştir. Hem mimari hem de sembolik olarak antik Miletos’un Müslüman Anadolu ile kurduğu bağı temsil eder.

***
Sessiz Tanıklar: Kalıntılar ve Kazılar
Bugün Miletos’ta hâlâ ayakta olan yapılar sadece taş değil, birer hafıza kitabıdır:
Tiyatro: 15.000 kişi kapasiteli, hâlâ etkileyici.
Agora: Kentin kalbinde, zamanın nabzını tutuyor.
Faustina Hamamı: Roma zarafetinin bir yansıması.
Delphinion Tapınağı: Apollon’a adanmış inanç merkezlerinden biri.
İlyas Bey Camii: Orta Çağ Anadolu’sunun zarif imzası.

***
Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün yürüttüğü kazılar, her sezon Miletos’un geçmişine dair yeni katmanlar ortaya çıkarıyor. Luwilerden Bizans’a, Antik Yunan’dan Osmanlı’ya kadar uzanan bu mozaik, Anadolu’nun ne kadar katmanlı bir tarih taşıdığını gözler önüne seriyor. Bugün Miletos’a giderseniz, sessizliği duyacaksınız. Bu sessizlik içinde bilgelik var. Felsefenin babası Thales’in düşünceleri hâlâ taşların arasında yankılanıyor olabilir. Her basamak, her sütun ve her toprak parçası birer tanıktır.

Ve eğer biraz dikkatli bakarsanız, sadece bir antik kent değil, insanlık tarihinin ilk bilinçli adımlarından birini görürsünüz orada.
Miletos, zamana meydan okuyan bir bilgedir. Ve onunla tanışmak, insana hem geçmişi hem de geleceği düşünmeyi öğretir.
Miletos Antik Kenti, Aydın ilinin Didim ilçesine bağlı Balat köyü sınırları içinde yer almaktadır. Büyük Menderes Deltası’nın güneybatısında, Söke-Didim karayoluna oldukça yakın konumdadır.

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Son Kale İzmir