Salgınların da içinde olduğu doğal afet süreçlerinde insanlar yalnızca maddi zararlara uğramakla kalmıyor aynı zaman da psikolojik olarak da olumsuz etkilenebiliyor.
Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, akıl hastanelerinin salgınlarda riskli mekanların başında geldiğini belirterek, “Buradaki insanlara sosyal mesafene dikkat et desen de etmez. Buralara hastalık girerse çok kısa sürede yayılır” uyarısında bulundu
Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’in haberine göre; Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, koronavirüs salgını sürecinde yaşananların “Afet Psikolojisi” olarak adlandırılabileceğini belirterek, bunun üç önemli özelliğini şöyle sıraladı:
- Herkes belli düzeyde korku, panik hissedebilir. Kaygı artışı, uyku düzeninin bozulması, öfke eşiğinin düşmesi ve cinsel isteksizlik görülebilir.
- Ruhsal problemi olanların rahatsızlığında artış olur.
- İnsanların düşüncelerini değiştirmek, doğruyu bulmasını beklemek zaman alır. Bu kısımdakiler genelde soyut düşüncesi gelişmemiş insanlardır.
“SÜREÇ RUHSAL SORUNLAR YAŞAYANLARIN RAHATSIZLIĞINI ARTIRDI”
Salgının ve sonrasında evde kalınmasının mevcutta ruhsal sorunları olan insanların gerginliğini ve huzursuzluğunu daha da artırdığını iddia eden Akcan, “Sadece bugün 15 tane hastama görüntülü baktım. Rahatsızlıkları bu süreçte daha da ilerlediğinden tedavilerini düzenleyip ilaçlarını artırdım” dedi.
“EVDE KAPALI KALMAK ONLARDAKİ HUZURSUZLUĞU İYİCE ARTIRABİLİR”
Akcan, bu artışın nedenlerini şöyle anlattı:
“Normal insanlarda da bu dönem kaygı düzeyinin yükselmesi, uyku düzenin bozulması, öfke eşiğinin düşmesi, cinsellik isteğinin azalması gibi sorunlar görülebilir. Akıl hastalarıyla ilgili iki türlü sıkıntı yaşanır. İlk defa birçok insan akıl hastası olan yakınlarıyla aynı ortamda uzun sürede evde kalmaya başlıyor. Öbür türlü ya insanlar işte dışarıda oluyor ya da hasta olan insanlar dışarıda dolaşıyor. Şimdi bu insanlar hep birlikte aynı evdeler. Hastayı kontrol etmek zordur. Evde kapalı olmak onlardaki huzursuzluğu iyice arttırabilir.”
“EVDEN KAÇIP DOLAŞAN HASTALAR ENFEKSİYONU YAYABİLİR”
Toplumda ruhsal rahatsızlıkları olanların oranının yüzde 6 ile 8 civarında olduğunu söyleyen Akcan, bunların yarısının yaşanan sürecin farkında olduğunu yarısının da farkında olmadığını belirterek, yaşanabilecek bir diğer sıkıntıyı da şöyle anlattı: “Bazı hastalar çıkar kaybolurlar. Bu özellikle belli mevsimlerde yoğunlaşır. Bu dönemlerde başlar Mayıs sonuna kadar sürer. Kaybolunca ara ki bulasın. Bu kişiler sağda solda dolaşıp enfeksiyonu yayabilirler.”
İLAÇ SIKINTISI YAŞIYORLAR
“Bu kardeşlerimiz sürekli ilaç kullanırlar. İlaçların teminininde sıkıntı yaşanabilir” diyerek “Raporları bittiğinde yeni rapor yazdırmakta zorlanıyorlar. Reçetesiz ilaç almaları da zor ve bazı ilaçların bulunması da zor” dedi.
SALGINLARIN YAYILMASINDA AKIL HASTANELERİ EN RİSKLİ İKİNCİ YER
Ruhsal hastalıklarla ilgili Çin’de yapılan bir araştırmaya göre cezaevlerinden sonra en riskli yerlerin başında akıl hastaneleri geldiğini belirten Akcan, şöyle konuştu: “Türkiye’de yedi-sekiz tane akıl hastanesi var ve burada tahmini olarak 10 bin civarında hasta var. Bu insanlara sosyal mesafene dikkat et desen de onu dinlemez ki. Bu nedenle buralara hastalık girerse çok kısa sürede yayılır.”