Moldova'ya bağlı bir özerk devlet Gagavuzya'da yaşayan tarih öğretmeni ve çömlek ustası Ulieana Trandafilova Tekin, yaklaşık 1 yıl önce İzmir'in Menemen ilçesine geldi. Burada 2. Uluslararası Menemen Çömlek Festivali'ne katılan Tekin, çok sayıda çömlek ustasıyla tanıştı. Kendi ülkesindeki çömlekçilerin tek tek kapandığını ve ülkesindeki tek seramikçi olduğunu söyleyen Tekin, Türkiye'de çömlek sanatına verilen değerden etkilenerek Moldova'daki seramik okulunda yer alan atölyesini bırakıp, İzmir'e yerleşmeye karar verdi. Tekin burada Abdurrahman Tekin (58) ile hayatını birleştirdi. Çömlekçiliği yaşatmak için yaklaşık 8 ay önce Menemen ilçesinde bir atölye açan Tekin, burada hem çömlek sanatını yaşatıyor hem de usta olmak isteyenlere eğitim veriyor. Kızları Valeria Trandafilova (20) ve Carina Trandafilova (21) birlikte geldiği atölyesinde her yaştan kursiyere eğitim veren Tekin, eğitim alanların hem sosyalleştiğini hem de kap kacak, tencere, testi, vazo, küp gibi eşyalar hazırladığını belirtti.
'ÇAMURA DOKUNMAK TERAPİ GİBİ'
Çömlekçilikle uzun süredir uğraştığını belirten ve toprağı çamur haline getirerek, bazen de kille karıştırarak çömlekçi çarkı denilen tornada şekillendiren Tekin, "Gagavuzum. Moldova vatandaşıyım. Moldova'da seramik okulunda atölyem vardı. 2. Uluslararası Menemen Çömlek Festivali'ne katıldım ve burada devam etmek istedim. Çünkü bu işi seviyorum. Burayı çok beğendim" dedi. Yaklaşık 8 ay önce açtığı seramik atölyesinde çömlekçiliği yaşatmak istediğini belirten Tekin, her yaştan kursiyere eğitim verdiğini söyleyerek "İnsanlar seramik ve çömleği eskiden daha çok kullanıyordu. İnsanların hayatında çömlek ürünleri kalsın istiyorum. Güveç yapıyorum ve sonra onu kumbaraya dönüştürüyorum. Neşeli bir kumbara çocukların hoşuna gidiyor. Çömlekleri kesip mumluğa dönüştürüyorum. Çömlekçilik hep devam etsin, herkes bu sanatı hatırlasın istiyorum. Ürünlerin satışını yapmıyorum. Burası eğitim amaçlı kuruldu. Sadece kurs veriyorum. Seramik kursları eğitimi almıştım. Çocuklar ilgi gösteriyor. Yetişkinler de var. Emekli olanlar burada sosyalleşmek istiyor. Bazıları profesyonel eğitim almak istiyor. Burada her yaştan insan var. Çünkü bu mesleğin yaşı yok. Her yaştan insan gelebilir. Önce keyfini çıkarsınlar. Çamura dokunarak rahatlamak mümkün. Terapi gibi oluyor. Morali bozuk olanlar dokunarak çamura rahatlıyor."
‘GAGAVUZYA'DA HAZIR ÇAMUR ALIYORDUM’
Menemen'de çömlekçilik sanatıyla ilgili güçlü bir potansiyel olduğunun altını çizen Tekin, ilçede meşhur bir çamur bulunduğunu dile getirdi. Tekin, "Bazı ülkelerde çamur yok. Gagavuzya'da hazır çamur alıyordum. Uzaklara gitmek gerekiyordu. Burada çok uzun zamandan beri aileler kuşaktan kuşağa bunu meslek olarak aktarmış. İnsanlar çok şanslı. Gagavuzya'da çömlekçiler kapatıldı. Ben canlandırmak istiyordum. Oradaki tek seramikçiydim. Ama burada çok sayıda seramik atölyesi, çamur ve usta var. Bu kadar yaygın olması bu sanat için bir fırsat" ifadelerini kullandı.
'BU SANATI DAHA FAZLA YAPMA HAYALİ VAR'
Eşine çömlekçilik sanatını yaşatması için en büyük desteği verdiğini belirten Abdurrahman Tekin ise "Menemen Belediyesi'nde çalışıyorum ve çömlek festivalinin hazırlık aşamasında İstanbul'da bir fuarı ziyaret etmiştim. Ulieana ile orada tanışıp, festivale davet ettim. Aynı şeyleri yapmaktan keyif alıyoruz. Türkiye'de yaşamasını istedim. Ama atölyesinden mahrum kalmasını istemiyordum. Menemen bu iş için en doğru yer. Toprağı, sektörü ve ustaları çok iyi. Burada bu sanatı daha fazla yapma hayali varsa önü açık olsun" dedi.
'DORUK, BURAYA KOŞA KOŞA GELİYOR'
Seramik atölyesinde eğitim alan kursiyerlerden biri olan 7'nci sınıf öğrencisi Doruk Taşköprü (12) çömlek yapmayı çok sevdiğini belirtip, "Evde otururken canım sıkıldı. Bir kursa başlamak istedim. Burayı buldum. Başlayalı 1 ay oldu. Çok güzel yaz tatili boyunca devam edeceğim. Seneye de geleceğim" dedi. Babası Tolga Taşköprü ise oğlunun böyle bir hobiye sahip olmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Bir öğretmen olarak yeni nesilden şikayetçiyim. Çünkü çocuklarımız internet ve oyun bağımlısı oldu. Burayı araştırdık. Çocuğum bu tip şeylerle uğraşmayı seviyordu. Deneme dersi yaptı ve çok hoşuna gitti. Buraya haftada iki gün koşa koşa geliyor. Güzel şeyler yaptıkça mutlu oluyor" diye konuştu.
'STRESTEN UZAKLAŞIYORUM'
Atölyede çalışan kursiyerlerden Ersoy Oğuz (32) da "Menemen'in çömleği çok meşhur ama daha önce ben hiç çamura dokunmamıştım. Birden merak uyandı. Hoşuma gitmeye başladı. El becerimi deniyorum. Ama çok zevkliymiş. Festivale de katılmayı düşünüyorum. Şu an hediye edecek kadar güzel bir eser yapamadım. Ama kendimi geliştirmek istiyorum" dedi.
Dilara Çil (26) de "Daha önce Menemen Çömlek Festivali’ne katıldım ve orada tornanın başına geçip deneme yapma şansım olmuştu. Bu atölyeyi duyunca geldim. Psikolojiye çok olumlu etkisi var. Tornanın başında stresten uzaklaşıyorum, insanı rahatlatıyor. İnsanın kendi elleriyle yaptığı bir eseri bitirip eve götürmesi de çok güzel" diye konuştu. (