İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde geçimini 185 dönüm üzerinde bulunan 15 bin kiraz ağacından sağlayan Özışık ailesinin üyeleri, bu yıl verimden oldukça memnun. Bir yıl boyunca emek verdikleri kiraz bahçesinde, artık mahsulü toplamaya başlayan üretici, bahçede mesaiye sabahın erken saatlerinde başlıyor. Özışık ailesinin bütün fertleri, önce dalından topladıkları kirazları, daha sonra büyüklüklerine göre ayırıp ayrı kasalara koyuyorlar. İç pazara ve yurt dışına gönderilmek üzere satışı yapılan kirazın, maliyetleri karşılamadığını söyleyen bahçe sahibi Ahmet Özışık (39), devletin üreticiye destek vermesini istedi. Bu yıl mevsim koşullarından dolayı kirazın henüz tam olarak olgunlaşmadığını söyleyen Özışık, ürünün yetiştiği zaman, 150 kişiye kadar işçi çalıştırdıklarını ancak şu an sadece ailesi ile birlikte kiraz topladıklarını kaydetti. Özışık, her yıl ürün veriminin farklı olduğunu, en fazla 100 tona kadar ürün elde ettiklerini vurguladı.
'MALİYETLER YÜKSEK'
Bu yıl kiraz ağaçlarının veriminden memnun olduklarını ancak maliyetlerin yüksek olmasından dolayı kar edemediklerini söyleyen Ahmet Özışık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yıl verimli bir yıl ama fiyatlar çok düştü. En iyi kirazın kilogramı 10 lira ama maliyetler yüksek. Elektrik iki katı arttı, mazotun fiyatı yüksek. Gübrenin çuvalı 100 lira. Gübre atamıyoruz. Bir ton ilaç atmak istesek 700 lira ama manolya, yaprak büken, iç kurdu gibi hastalıklar var ve bunlara karşı devamlı ilaç atmak zorundayız. Atmadığımız zaman mahsul alamayız veya ürün kurtlu olur, satılmaz. İşçiler günlük 100 liraya çalışıyor. Bir işçi günde 50 ile 70 kilogram arasında kiraz topluyor. Bunun için kirazın kilogramının 10 liranın altında satılmaması gerekir. Ama biz en iyi kirazı 10 liraya satıyoruz. İyi ürün satılıyor fakat bize para bırakmıyor. Çiftçilik bizim buralarda öldü. Devletin çiftçilere devletin elektrik, mazot, gübre desteği vermesi lazım. Girdilerimiz yüksek olduğu için maliyetlerimizi kurtarmıyor."
'KİRAZ AĞAÇLARI KURUYOR'
Mert Özışık (30) da Kemalpaşa'da, fabrikaların tarım arazilerinin en verimli olduğu bölgelere kurulduğunu, bunun da toprağı olumsuz şekilde etkilediğini, ağaçların kuruduğunu ve ürün veriminin düştüğünü söyledi. Özışık, "Böylesine önemli bir ürünü biz kullanamıyoruz. Çünkü arazilerimizin hemen bitişiğinde fabrikalar kuruldu. Buradan çıkan zehirli gazlar, atıklar ürünleri de etkiliyor. Hava kalitesinin değişmesinden dolayı da ağaçlar kuruyor. Daha önceden kirazlar, ceviz büyüklüğündeydi. Dekar başına aldığımız verim daha fazlaydı. Şuanda fabrikaların kiraz bahçelerine yakın olmasından dolayı verim düştü. Kullandığımız bir ilaç başka bir hastalığı tetikliyor" diye konuştu.
SABAH SAAT 06.00'DA ÇALIŞMAYA BAŞLIYORLAR
Oruç tuttukları için sabah saat 06.00'da kiraz bahçesine gelerek ürünleri toplamaya başladıklarını söyleyen Teslime Özışık da, "Sabah saat 06.00'da kalkıp geliyoruz. Oruç tuttuğumuz için sabah erken gelip öğlen saatlerinde işi bırakıyoruz. Burada güzel bir iş yapmak zorundayız. Bunu işlemeden olmuyor. Fiyatlar düşüyor. O nedenle biz tek tek seçiyoruz" dedi. Elif Bıçak (36) da, "Biraz yorucu ama yapmak zorundayız. Kendi işimiz ve severek yapıyoruz" diye konuştu. Ahmet Özışık'ın eşi Melek Özışık (31) ise "3 oğlum var, onlar okula gidiyor. Ama bunu da yapmak zorundayız. Düzgün seçilmediği zaman fiyat düşüyor. Ürün geri geliyor. Bizim de geçim kaynağımız bu, çalışmak zorundayız" diye konuştu.