İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili ve FETÖ Darbesi Araştırma Komisyonu'nun etkin üyesi olan Aytun Çıray, 15 Temmuz'un 3. yıl dönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Çıray, “FETÖ adı verilen hıyanet maşaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1 Mart 2003’te gerçekleşen gizli oturumda ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için dönemin Hükümetine yetki verilmesine yönelik başbakanlık tezkeresini reddedilmesi’ üzerine, oylama sonucunda etkili olan iki kurumu cezalandırmaya, etkisizleştirmeye ve bir bakıma tasfiye etmeye yönelik bir planı hayata geçirmeye başlamışlardır. Hedef alınan söz konusu iki kurum Türk Milleti'nin 20. yüzyıldaki varoluş savaşından Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde zaferle çıkmasını sağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk Silahlı Kuvvetleriydi. Bu planın ilk adımı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kalleşçe ve alçakça düzenlenmiş bir eylemle başına çuval geçirilmesiydi” dedi. Bu menfur olaya hükümetin ve TSK’nın en üst komuta kademesinin verdiği tepkinin yetersiz ve yüzeysel olduğunu anlatan Çıray, bunun plânın uygulayıcılarını cesaretlendirdiğini, FETÖ hıyanet çetesini AKP iktidarının adeta hizmetine sunarak devlete yerleşmesini sağladığını ifade etti.
12 EYLÜL 2010 ‘YETMEZ AMA EVET’ REFERANDUMU 15 TEMMUZ’UN BAŞLANGICIDIR
Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirerek tamamen yıkma ve bir uydu bir FETÖ devleti kurma projesinin 12 Eylül 2010 referandumunda ‘yetmez ama evetçi’ okumuş yazmış demokrat görünümlü ahmak veya kripto hainlerin desteği sayesinde büyük bir zemin elde ettiğini belirten Çıray, ‘ Ergenekon, Balyoz ve bütün diğer irili ufaklı kumpaslar işte edilen bu zemin üzerinde hayata geçirildi. Böylece 12 Eylül 2010 yetmez ama evet referandumu 15 Temmuz’a giden yolu döşedi; Ergenekon, Balyoz ve bütün diğer irili ufaklı hain kumpaslar da bu yolun stratejik durakları oldu” dedi.
"SİNSİ VESAYETİN YÜKSELİŞİNİ GİZLEDİLER"
Çıray açıklamasına şöyle devam etti: “Bütün bunlar Meclis'in de battal kılınması sürecini hızlandırdı. Türkiye Cumhuriyetinin varoluşuna mührünü vuran yüce Meclisin, 2010 referandumuyla güç kaybedeceği açıktı. 2014 Ağustos’undan sonraki gelişmelerle, 2015’de dört ay arayla yaşadığımız iki genel seçim ve 15 Temmuz 2016 kanlı FETÖ hıyanet kalkışmasına kadar geçen sürede yaşananlar Meclis’in gitgide gücündeki eksilmeye ve işlevsizleştirilmeye başladığına ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Böylece 15 Temmuz hıyanet darbe, kalkışma, kaos ve iç savaş teşebbüsüne TSK’nın kurumsal olarak çökerten ve Meclis’i de zayıflatan çok karanlık bir vesayet odağı ve gücüyle getirildik. Bedelinin ilk taksitini de devletini korkunç bir işbirlikçi şer ve hıyanet çetesinin elinden 251 vatandaşımızı demokrasi şehidi vererek ve Yüce Meclis’in ve TSK’nın ağır hasar almış olmasını utancıyla ödedik”
FETÖ’YÜ ARAŞTIRMA KOMİSYONU’NUN RAPORUNU MECLİSE GETİRİN
Çıray, 15 Temmuz’un üçüncü yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamaların son bölümünde bu menfur ve meşum hıyanet kalkışmasının en ağır sonucunun Türkiye Cumhuriyetinin temel kurumlarını adeta çökertmesi olduğunu belirterek, şunları söyledi: “15 Temmuz kalkışmasını Türk Milletinin tüm kesimlerinin katkısıyla bastırılmasından hemen sonra yüce Meclisin devreye girmesini ve bir soruşturma komisyonu açılmasını istedik. 15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu olarak adlandırılan Komisyonumuz meclisin onayıyla faaliyet geçti ve CHP’yi temsilen seçilen üç kişiden biriydim. Tüm engellemelere ve Komisyon’un battal hale getirilmesine karşın raporumuz muhalefet şerhiyle tamamlandı. Ancak bu raporu AKP’li tüm Meclis Başkanları nihai raporumuz yayınlanmadı ve Meclis’e getirilmedi. Şimdi buradan TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop’a sesleniyorum: FETÖ’yü Araştırma Komisyonu olarak bilinen Komisyon’un raporunu basıp TBMM’nin tartışmasına açın!”
FETÖ HIYANETİ MECLİS TEKRAR TARİHSEL İŞLEVİNE KAVUŞUNCA AYDINLANACAK
“Menfur 15 Temmuz FETÖ hıyanet ve kalkışması ‘Allah’ın lütfu’ olarak değerlendirildi; bahsedilen lütuf da mutlak bir tek adam rejimi olarak tecelli etti. Ne yazık ki, tek bir insan için lütuf olan, millet için tam tersi olabiliyor. Bunu fark eden Türk Milleti son yerel seçimlerde aldığı tutum ile büyük kayıplarını telafi etmenin derdinde. Bu kayıpların telafisi ancak Atatürk’ün siyasi ve askeri dehasıyla 20. Yüzyılın başında kurduğu kurumları 21. Yüzyılın koşulları içinde ayağa kaldırmamız ile olacaktır. Elbette her şeyden önce ayağa kaldırmamız gereken kurum Türkiye Büyük Meclisi’dir. Türkiye Büyük Milleti Meclisi tarihsel anlam ve işlevine uygun bir anlayışla yeniden varlık bulduğu an, 15 Temmuz karanlığının sorumlularını ve arka planıyla aydınlatma imkânına kavuşacaktır. Bu aynı zamanda hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir 21. Yüzyıl anayasal cumhuriyeti ve toplumu olmamızı sağlayacak!”
15 TEMMUZ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE İHANETİ AYDINLATMA BORCUMUZ VAR
Aytun Çıray açıklamasını bu çerçevede şöyle noktaladı: “15 Temmuz’da kanlı FETÖ darbe, kalkışma, kaos ve iç savaş teşebbüsünü hayatları pahasına bastıran sivil veya asker-polis demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize saygılarımı sunuyorum. Onların fedakarlıkları, üstümüze düşen her şeyi eksiksiz bir şekilde yapma sorumluluğunu bize her an hatırlatıyor.”