Kaza, 15 Kasım'da Çimentepe Mahallesi 699 Sokak'ta meydana geldi. Kimliği belirsiz sürücü otomobiliyle sokakta oynayan Muhammed Talha Öner'e çarpıp, sürükledi. Sürücü, yaralanan Öner'i otomobiliyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Kucağındaki Muhammed Talha'yı bir yakınıyla hastaneye bırakan sürücü, otomobilini park etme bahanesiyle kaçtı. Polis, sürücünün yakalanması için çalışma başlattı. Güvenlik kamerasına da yansıyan kazanın ardından Muhammed Talha, yoğun bakım servisinde tedaviye alındı. Muhammed Talha Öner'in hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
BİR DAHA GERİ DÖNMEDİ
Gelinlik üreticisi, evli ve 4 çocuk babası Ramazan Öner (46), 10 yıl önce kızının da aynı sokakta trafik kazası sonucu yaralandığını ve bu nedenle eve sokağı görecek şekilde güvenlik kamerası taktırdığını belirtip, "Kaza olduğu gün iş yerindeydim. Olay, oğlum kapının önünde arkadaşıyla oynarken yaşanmış. Bu olay, sokak geniş olmasına rağmen yaşanıyor. Sürücü, oğlumu otomobilin altına alıp, sürüklüyor. Kamera kayıtlarından yaşananları izledik. Sürücü, oğlumu yeğenimle hastaneye götürmüş ama aracı park etme bahanesiyle hastaneden çıkıp, bir daha geri dönmemiş. Haberi alır almaz hastaneye koştum. Oğlum şu an yoğun bakımda tedavi görüyor, hayati tehlikesi devam ediyor. Umutla bekliyoruz ve dua ediyoruz. Sürücünün adalete teslim olmasını istiyorum. Büyük bir vicdansızlık. Mahallede otomobiller bazen hızlı geçiyor. Sokak hız yapılabilecek bir alan değil" dedi
'GÖRÜNTÜNÜN BİR KISMINI İZLEYEBİLDİM'
Muhammed Talha Öner'in annesi Fatma Öner (46) ise "Çok üzgünüm. Görüntünün bir kısmını izleyebildim. Bir kısmından sonrasını kaldıramadım. Elim, ayağım boşaldı. Çok kötü oldum. Oğlum kaldırımdaydı. Sonra bağrışmalar duydum. Oğlum ceset gibi ellerinin üzerindeydi. Yetişemedim bile. Arkalarından hastaneye gittim. Vicdan diye bir şey kalmamış. Cezasını çeksin istiyorum. Benim yüreğim yandı, başka annelerin yanmasın. Çok zor bir durum. Tek istediğim, hak adalet yerini bulsun" diye konuştu.
Cumhuriyet Mahallesi Tavşantepe mevkisinde tek katlı evde oturan, eşi Hakan Akcan bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan ve ailesinin geçimini hurdacılık yaparak sağlayan Melisa Akcan, 11 Kasım günü saat 19.00 sıralarında 5 çocuğunu evde bırakıp, hurda toplamaya gitti. Bir süre sonra evde bulunan sobanın devrilmesi sonucu yangın çıktı. Alevler kısa sürede evi sararken, içeride bulunan Aras Bulut Akcan (1), Masal Işık Akcan (2), Aslan Miraç Akcan (3), Funda Peri Akcan (4) ve Fadime Nefes Akcan (5) kardeşler mahsur kaldı. Komşuların 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarı üzerine adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü.
‘YAN YANA DEFNEDİLDİLER'
Evden çıkarılan 5 çocuktan 3'ünün zehirlenerek hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralanan 2 çocuk da kaldırıldıkları hastanede doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Yangınla ilgili yapılan ilk incelemede kapının kilitli olduğu tespit edildi.
Çocuklarını kaybetmenin acısı ile sinir krizi geçiren ve kaldırıldığı hastanede tedaviye alınan Melisa Akcan, taburcu olduktan sonra ifadesi için polis merkezine götürüldü. Adliyeye sevk edilen Melisa Akcan, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 kardeşin cenazeleri bir gün sonra Acarlar Mezarlığı'nda yan yana toprağa verildi.
'ÖNCE HALI TUTUŞMUŞ"
Yangına ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Yangın ve Acil Müdahale Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından hazırlanan rapor ortaya çıktı. Raporda, uzatma kablosuyla prize takılı ve çalışır vaziyetteki elektrikli sobanın herhangi bir sebepten dolayı devrilip, yerdeki halıyı tutuşturduğu belirtildi. Alevlerin buradan da laminant parkeye sirayet etmesi sonucu yangın çıkmış olabileceği kanaatine varıldığı kaydedildi.
İtfaiye ekiplerinin saat 19.14'te çıkıp, 3 dakika sonra yangın noktasına vardığı, olay yerine gelindiğinde evin, alevli ve dumanlı bir şekilde yanmakta olduğu görüldüğüne de raporda yer verildi.
İzmir'in Seferihisar ilçesinde, iki grup arasında silahlı çatışma çıkacağı ihbarına giden sivil polis aracına düzenlenen silahlı saldırıda 2 polis memuru ve 1 komiserin yaralandığı olayla ilgili sürdürülen çalışmada yakalanan M.S.Ç.’nin ardından 10 şüpheli daha gözaltına alındı.
Husumetli iki gruptan da gözaltına alınanlar olduğu bilgisine ulaşılırken, 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi ve Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde tedavi gören polislerin hayati tehlikeyi atlattıkları öğrenildi.
Olayla ilgili il genelinde geniş çaplı soruşturma sürüyor.
Olay, cadde üzerinde bulunan bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde, Turabi Caddesi'nde bulunan marketin önüne bir otomobilin gelmesi ve o sırada ihbar üzerine sokakta bulunan polis memurlarının vurularak yere yığılması yer alıyor.
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ!
İzmir Büyükşehir Belediyesi, giderek ağırlaşan ekonomik koşullara karşı yurttaşa desteğini artırıyor. Soğuk havaların gelmesiyle kış destek paketlerini devreye alan Büyükşehir Belediyesi, battaniye, soba, yakacak, bot ve monttan oluşan kış destek paketlerini ailelere ulaştırmaya başladı. Sosyal Yardım Takip Sistemi’ne kayıtlı ve belirli bir puan üzerindeki ihtiyaçlı haneleri kapsayan proje için Dayanışma ve Danışma Noktaları ile bizvariz.izmir.bel.tr internet adresi üzerinden başvuruda bulunuluyor. Çalışma için 8 buçuk milyon TL üzerinde kaynak ayrıldı.
Destek Al
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bizvariz.izmir.bel.tr adresinden Destek Al sekmesine tıklandığında, Gıda Desteği, Eve Sıcak Yemek Desteği Başvurusu, Süt Kuzusu Yardımı, Nakliye Randevusu, Çamaşırhane Randevusu, Yapay Zeka Destekli Matematik Başvurusu, Okul Hijyen Seti Başvurusu, Emekli Dayanışma Kartı Başvurusu ve Sosyal Yardım Başvurusu bölümleri bulunuyor. Kış destek paketleri için yurttaşların Sosyal Yardım Başvurusu üzerinden talepte bulunmaları gerekiyor.
Etkinlikte dağıtılan kitap setleri, çocuklarda akran zorbalığı konusundaki farkındalığı artırmayı hedefliyor. Çocukların bu tür durumlarla başa çıkabilmeleri ve daha sağlıklı iletişim kurabilmeleri için kılavuz niteliği taşıyan kitaplar, aileler tarafından da ilgiyle karşılandı.
Başkan Eşki: "Çocuklarımızın mutluluğu için çalışıyoruz"
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, çocukların güvenli ve mutlu bir şekilde büyümelerini sağlamak için kararlılıkla çalıştıklarını vurguladı. “Çocuklarımızın sadece fiziksel değil, ruhsal ve sosyal gelişimlerini desteklemek bizim önceliğimiz. Akran zorbalığı gibi hassas konularda farkındalık yaratmak ve çözüm üretmek hepimizin görevi. Çocuklarımızın mutluluğu, Bornova’nın geleceğidir” dedi.
Aileler için güvenli bir alternatif
Bornova Belediyesi’nin ilçenin 11 noktasında hizmete sunduğu Çocuk Aktivite Merkezleri, 3-6 yaş arası çocukların uzman eğitmenler eşliğinde haftanın iki günü yarım gün boyunca vakit geçirebileceği güvenli alanlar sunuyor. Özellikle anneler başta olmak üzere ailelerden büyük ilgi gören bu merkezler, ailelere hem çocuklarının eğitimine katkı sağlama hem de kendilerine vakit ayırma fırsatı tanıyor.
Olay, saat 20.00 sıralarında Turabiye Mahallesi sıralarında Seferihisar ilçesinde meydana geldi. Devriye grevinde bulunan polis ekiplerine, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda Komiser Furkan Hakan Aşkın ile polis memurları İbrahim Gümüştekin ve Mehmet Tozun yaralandı. İhbar üzerine adrese takviye polis ekipleri ile sağlık görevlileri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde durumları ağır olan polis memurları 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne, Komiser Aşkın ise Seferihisar Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında S.Ç. isimli bir şüpheli yakalandı. Soruşturma sürdürülüyor.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
İzmir’in Seferihisar ilçesin, 3 polis memurunun yaralandığı silahlı saldırı ile ilgili İzmir Valiliği açıklama yaptı. Açıklamada silahlı çatışma ihbarı üzerine olay yerine giden polis memurlarının saldırıya uğradığı belirtilerek, “20.11.2024 günü 20:00 sıralarında silahlı çatışma ihbarı üzerine olay yerine intikal eden polis ekibimizin üzerine silahla ateş açılmıştır. 3 polis memurumuz yaralanmış ve tedavi altına alınmıştır. Olayın şüphelisi M.S.Ç. isimli şahıs silahıyla birlikte yakalanmış ve hakkındaki adlî işlemlere başlanmıştır.” denildi.
Makedonya Üsküp'te bulunan Mustafa Günay'ın oğlu Onur Günay yaşamını yitirdi. Onur Günay'ın neden hayatını kaybettiği ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
Onur Günay'ın kalp krizinden öldüğü önü sürüldü. Mustafa Günay'ın da apar topar Üksüp'e gittiği öğrenildi.
SONKALEİZMİR-Altay'da şirketleşme kararı alınan futbol şubesinin prensipte anlaşılan Vahdettin Heyal'le devri ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı.
Siyah-beyazlı yöneticilerin sözleşme şartları ile yapılan incelemelerden sonra süreci iptal etme kararı aldığı öğrenildi.
Yönetimin Heyal'den alınan taahhütlerle ilgili yaşanan terüddütler nedeniyle protokolden vazgeçtiği bildirildi.
KULÜPTEN RESMİ AÇIKLAMA GELDİ
Altay Spor Kulübü'nden de resmi açıklama geldi. Açıklamada şöyle denildi:
"Değerli Büyük Altaylılar. Bir süredir süren ve sonuçta mutabık kalınan protokolun önemli maddelerinden biri, devir sürecindeki ödemeler için (mevcut futbolcular, mevcut başkan, mevcut yönetim, öncelikli piyasa borçları ve alacaklıların çeklerinin dahil) yatırımcı tarafından tapu verileceği ve bu konuda yönetim kurulu ile görüşüldüğü bildirilmiştir.
Ancak; ilk etaptaki ödemeler için verilen tapular inceletildiğinde, tapuların sahibi olan firmanın konkordato sürecinden geçtiği ve iflas ettiği için nakite dönüştürülemeyeceği bilgisi gelmiştir. Hukuk kurulumuz ve konunun uzmanları, böyle bir alışverişin gerçekleşmesinin normal yollardan imkansız olduğunu herhangi bir deneme halinde bankalardan tapuları da alamayacağımızı belirtmişlerdir.
Çekler konusunda da ödeme takviminde anlaşılamamış, çeklerin değiştirilmesi formülüne de çek ve senet kullanmadıkları cevabı verilmiştir.
Görüldüğü gibi bu koşullarda bir ilerleme kaydedilmesi mümkün olmadığı için görüşmeler sonlandırılmıştır.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz."
HEYAL'DEN AÇIKLAMA
Vahdettin Heyal de gelişmelerin ardından şu açıklamayı yaptı:
"Sevgili Büyük Altaylılar.. Başkaları gibi reklam yapmak gibi bir niyetimiz olmadan, hiç bir art niyet taşımadan, gizli bir ajandamız bulunmadan iyi niyetle çıktığımız bu yolda başta çok eskiden beri tanıdığım Prof. Dr. Adnan Yüksel GÜRÜZ ve kendisini çok kısa süre önce tanımama rağmen “iyi ki” tanıdığım ve tanımaktan onur duyduğum Prof. Dr. Ahmet ÇOKER hocalarım olmak üzere siz Büyük Altay camiasının bana göstermiş olduğu teveccühe binlerce defa minnet duyarak çok teşekkür ederim. Hocalarımla birlikte Altay için dertlenen eski yöneticilerimiz ve divan kuruluyla ilgili hazırladığımız sözleşme şartlarının büyük kısmında mutabık kalmıştık. Ancak mutabık kalınan sözleşmeyi mevcut kulüp yönetiminin inceleme süreci tamamlanmamış bulunmakta olduğu için resmi olarak “devir” anlaşması yapılmamış bulunmaktadır. Sürecin selameti ve bizim mevcut iş hayatımızın intikaya uğramaması için biz yatırımcı olarak Altay’a gönül vermiş sizler gibi uzaktan takip edeceğiz. Ben bir Altay gönüllüsü olarak her zaman olduğu gibi 110 yıllık bir tarihin başarısıyla mutlu olduğum gibi başarısızlığıyla da kahrolmaya devam devam edeceğim. Eğer camia ve kulüp yönetimi süreci tamamlar ve görevi bize tevdi ederse, taşın altına gövdemizi koymaktan bir saniye geri durmayız. En doğru bilgiyi ilk ağızdan benden duymanızı istedim. Herkese kucak dolusu selam ve saygılarımla."
Olay, 18 Kasım öğle saatlerinde, Karabağlar ilçesinde meydana geldi. İzmir'de otururken geçimsizlik nedeniyle boşanma kararı alan Fatma Alpaslan, 2 çocuğunu eşi Şiyar Alpaslan'a bırakıp, Burdur'a gitti. Şiyar Alpaslan, eşi Fatma Alpaslan'ı görüntülü arayarak yanında kalan çocukları Yiğit C.A. (7) ve Berat A.'nın (3) boğazına bıçak dayayıp, tehdit etti. Fatma A., bunun üzerine emniyete giderek şikayetçi oldu. Harekete geçen emniyet ve savcılık, Şiyar Alpaslan'ı Karabağlar ilçesinde gözaltına aldı. Çocuklar devlet korumasına alınırken, Şiyar Alpaslan, emniyetteki ifadesinde, "Eşimle sorunlar yaşıyoruz, beni terk etti. Çocukları vermek istedim, kabul etmedi. Annemin de desteğiyle beraber bakıyoruz. Söz konusu görüntüler eski. Eşimle yaşadığım bir tartışma sonucu yaşandı. Çocuklarımı seviyorum, asla zarar vermem" dedi. İşlemlerinin ardından dün adliyeye sevk edilen Şiyar Alpaslan, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
‘EŞİM AYLARCA ŞİDDET UYGULADI, KAÇTIM'
Olayın ardından Burdur'dan devlet korumasına alınan çocuklarını görmek için İzmir Valiliği Karşıyaka Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğüne gelen sağlık bakım teknisyeni Fatma Alpaslan, eşi Şiyar Alpaslan'dan şiddet gördüğünü ileri sürerek, "Eşim, aylarca şiddet uyguladı. Kaçtım ancak çocukları yanıma alamadım. Sonradan yanıma almak istedim ancak başaramadım. Telefonda görüştükten sonra kapatıp, görüntülü aradı. Çocuğuma yaşattıklarını gördüm. Çocuğumu bırakması için yalvardım ve geri döneceğimi söyledim. Hemen eşimi ihbar etmek için polise gittim. Nasıl bu kadar canileştiğini anlamıyorum, aklım almıyor" dedi.
'ÇOCUKLARIM YANIMDA OLMAK İSTİYOR'
Çocukların koruma altında olduğunu kendisine de teslim edilmediğini belirten Fatma Alpaslan, "Çocuklarımı alabilmek için maddi durumumun el vermesi, bir evimin olması gerekiyormuş. Şu an bunun için mücadele veriyorum. Gerekirse çocuklarımı da yanıma alıp, kadın sığınma evine yerleşeceğim. Çocuklarım yurtta kalmak istemiyor, yanımda olmak istiyor. Özellikle büyük oğlum çok korkmuş. 'Benimle gelir misin?' dedim. 'Gelemem çünkü babam kızar' dedi. Çocuklarımı istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Evlatlarıma oyuncak araba getirdim. Büyük oğlum 'Sende dursun, senin yanına gelince oynarım'" diye konuştu.
Urla’da memurlar ve kadrolu işçilerin sözleşmelerinin ardından Urla Belediyesi ve DİSK 4 No’lu Şube arasında süren 696 sayılı KHK’lı işçilerin Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci sonunda da anlaşmaya varıldı. Urla Belediye Başkanı Yüksek Mimar Selçuk Balkan, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, DİSK 4 No’lu Şube Başkanı Aydın Tekin ve beraberindeki heyet ile Urla Belediye Binasının girişinde yapılan törenle davul ve zurna eşliğinde toplu iş sözleşmesinde imzalar atıldı. 2024-2026 yıllarını kapsayan Urla Belediyesi Urit Şirketinde 330 işçi ve emekçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesine göre 30 Haziran 2024 tarihinde tüm sosyal haklar dahil olmak üzere en düşük 26 bin TL olan maaş, 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle yüzde 20 vergi diliminde 38 Bin 500 TL’ye, 1 Ocak 2025 tarihinden sonra ise en düşük maaş 45 bin TL’ye yükseltildi.
EMEK TEŞEKKÜRLE SINIRLI KALAMAZ
İmza törenin konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Belediyesi olarak çalışanların alın terini onurlandırmak ve onların yaşam koşullarını iyileştirmek için önemli bir adım attıklarını ifade ederek, “Elimizden gelen tüm çabayı göstererek imzaladığımız bu toplu iş sözleşmesiyle, KHK’lı işçilerimizin maaşlarını yüzde 58 oranında artırarak, en düşük işçi maaşını yüzde 20’lik dilimde 38 bin 500 TL’ye yüzde 15’lik vergi diliminde ise 40 bin 065 TL’ye çıkardık. 1 Ocak itibariyle enflasyon farkıyla 45 bin bandına çıkacak. Bu yalnızca bir rakam değil; emeğin ve alın terinin ne kadar kıymetli olduğunu vurgulayan güçlü bir adımdır. Belediyemizin imkanları doğrultusunda, işçi kardeşlerimizin maaşlarını gelecekte daha da iyileştirme arzumuz kararlılıkla devam edecektir. Bu toplu iş sözleşmesi, sadece ekonomik bir iyileşme sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda iş barışını, güçlü bir çalışma arkadaşlığını ve dayanışma ruhunu da pekiştiriyor. Sendikalarımızla omuz omuza vererek bu süreci başarıyla tamamlamış olmaktan büyük bir gurur ve memnuniyet duyuyoruz. Çünkü emeğin karşılığı hiçbir zaman yalnızca bir teşekkürle sınırlı kalamaz. Unutulmamalıdır ki Urla, belediye çalışanlarımızın emeğiyle yükseliyor ve güzelleşiyor. Mutlu ve refah içinde çalışan personelimiz sayesinde, ilçemiz daha sağlıklı, daha yaşanabilir ve daha kaliteli bir hayata kavuşacaktır. Bugün imzaladığımız bu sözleşme emek veren herkese hak ettiği değeri verme kararlılığımızın en somut ifadesidir” dedi.
İŞÇİNİN HAKKI URLA BELEDİYESİ’NİN ONURUDUR
Emeğin gücüne inanan bir yönetim olarak, her zaman çalışanların yanında olmayı sürdüreceklerinin altını çizen Başkan Balkan, “Bu süreçte emeği geçen tüm sendika temsilcilerimize, çalışma arkadaşlarımıza ve bizlere destek veren herkese teşekkür ediyorum. Birlikte başardık ve birlikte daha güzel yarınlar için çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz, mutlu insanların yaşadığı daha güçlü bir Urla inşa etmek; Urla’yı herkes için daha yaşanabilir, daha mutlu ve daha umut dolu bir kent haline getirmektir. Bu hedef doğrultusunda emeğiyle katkı sunan her bir çalışanımıza şükranlarımı sunuyorum. Sözlerimi tamamlarken bir kez daha vurgulamak isterim: ‘İşçinin hakkı, Urla Belediyesi’nin onurudur’ İmzaladığımız sözleşmenin hepimiz için hayırlı olmasını dilerim” diye konuştu.
BAŞKANIMIZ ASLANLAR GİBİ DURUYOR
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, törende yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Urla’da geldiği günden bu güne işçilerle ikinci toplu sözleşmeyi imzalayan Urla’nın sokaklarını tek tek bilen ve size tek tek dokunan Belediye Başkanımız en yüksek oyu alarak karşınızda aslanlar gibi duruyor ve hak ettiği ücreti veriyor. Buradan vergilerle bizleri boğmak isteyen iktidara sesleniyoruz ve onlara halktan yana bütçe yapın diyoruz. Urla Belediye Başkanı halktan yana bütçeyi yaptığı için bugün işçilerinin karşısında coşku ile duruyor. Ranttan yana bütçe yapmadığı için bir kez daha kocaman alkışlarla Belediye Başkanımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz. Son olarak aldığınız para annenizin ak sütü gibi helaldir çünkü bu kenti yaşatan sizlersiniz. Bugün düşkünlerden tutun koşa koşa parklarda oynamak isteyen sevinç çığlıkları atan çocukların yaşadığı yerlerde hepinizin emeği ve alın teri var bir alkış da kendinize yapın, hepinizin emeğine, çalışmasına, sağlığınıza teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.”
EMEKÇİLERİMİZE HAYIRLI OLSUN
Sözleşme töreninde konuşan DİSK 4 No’lu Şube Başkanı Aydın Tekin de yaklaşık 4 ay önce başladıkları Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Belediye Başkanının Toplu Sözleşme masasına gelmesiyle birlikte üyelerin onayıyla anlaşmaya varıldığını belirterek, “Urla'nın sokaklarını temizleyen, çehresini güzelleştiren, yeşillendiren, yollarını imal ve tamir eden, güler yüzle doğumdan ölüme Urla halkına hizmet eden değerli yol arkadaşlarıma, şube yönetim kuruluma, işyeri temsilcilerime, Belediye başkan yardımcılarıma, meclis üyelerime, şirket müdürüme, Türkiye ve Urla’da en yüksek oyu alan “Mutlu Çalışan, Mutlu İşçi, Mutlu Urla” diyen, Belediye Başkanım Selçuk Balkan’a teşekkür ederim. Sözleşmemizin Urla halkına, Urla Belediyesi emekçileri ve ailelerine hayırlı olmasını dilerim” dedi.
İmza töreni ve konuşmaların ardından DİSK 4 No’lu Şube Başkanı Aydın Tekin, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’a teşekkür plaketi sundu. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ve işçiler adına Dilek Esen de Başkan Balkan’a çiçek takdim etti.
İZSU Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Çeşme’nin Alaçatı Mahallesi’nde bulunan Çeşme İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisimiz hem günlük olarak Genel Müdürlüğümüzün ilgili birimleri hem de ayda iki defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın denetimine tabi tutulmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, tesisimizdeki proses havuzunun perde duvarlarından biri yan yatarak kullanılamaz hale gelmişse de tesisimiz tüm üniteleri ile tam kapasite ile çalışarak günlük 19-20 bin metreküp atık su arıtımını gerçekleştirilmiştir. İlerleyen günlerde ise havuzdaki onarım ve imalat çalışmaları tamamlanarak ve mekanik ekipmanlar da yenilenerek, proses havuzu yaz döneminde devreye alınmıştır. Hali hazırda tesisimizde Sürekli Atıksu İzleme Tebliği kapsamında Sürekli Atıksu İzleme Sistemi(SAİS) kurulu olup buradaki atık su analizlerinin sonuçları periyodik ve gerçek zamanlı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veri tabanına aktarılmaktadır.”
Deniz suyu parametrelere uygun
“Bütün bu takip, kontrol ve denetim mekanizmalarının yanı sıra; tesisimizin deşarj hattının geçtiği bölgede bulunan koylardan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından da yüzme suyu kalitesinin izlenmesi amacıyla numuneler alınmaktadır. Bunların sonuçları ise ortadadır. Bu sonuçlara göre deniz suyu değerlerinin Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği’nde belirtilen standartlarda olduğu görülmektedir. Bu işlemin takibi de rahatlıkla yapılabilmektedir. Tesisimizin deşarj noktasına yakın olan ve ‘Mavi Bayrak’ alan Piyade Koyu’ndan alınan numuneler ise bu gerçekliğe işaret etmekte ve 2010 yılından bu yana alınan bütün sonuçlar deniz suyunun ilgili parametrelere uygun şekilde olduğunu göstermektedir.
Kamuoyunun bilgisine önemle arz ederiz.”
SONKALEİZMİR-Güzelbahçe'de CHP'nin oyunu yüzde 71'den 49'a düşüren, ilçede 13 yıllık başkan yardımcılığı dönemi ve başkanlığı süresince verdiği ruhsatlarla "Beton Kralı" olarak anılan Mustafa Günay şimdi de "Pankart oyunu" ile gündemde.
Görev süresinin 9. ayında olan Başkan Günay için bir anda ilçenin en yoğun meydan ve kavşaklarına övgü dolu pankartlar asıldı.
Mahalle sakinleri ve muhtar adıyla asılan pankartlarda "Mustafa Günay'a teşekkür ederiz", "Hizmetlerinden dolayı Mustafa Günay'a teşekkür ederiz" mesajları yer aldı.
Pankartların vatandaşlar ve muhtarlar tarafından mı hazırlandığı sorgulanırken, ilçede söz konusu övgü dolu pankartların bizzat Mustafa Günay'ın isteğiyle asıldığı konuşuluyor.
İzmir’de son olarak 1 Temmuz’da gelen zam sonrası 12,5 TL'ye yükselen simit fiyatı yılbaşından sonra 15 TL'ye yükselecek.
Cumhuriyet'in haberine göre İzmir Pide Gevrek İmalatçıları ve Benzerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şükrü Erişen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Malumunuz yeni yıla girmekle birlikte işçi ücretlerinden sigortaya, vergilerden yakıta, hammaddelerden kiraya birçok gider kaleminde fiyat artışları oluyor. Vatandaşın ekonomik durumunu göz önüne aldığımızda ürünlere zam yapma taraftarı değiliz ancak üyelerimizi de zamlar karşısında korumak bizim görevimiz” diye konuştu.
Erişen, “Unun çuvalına yüzde 200 zam geldi biz yüzde 17 zam yapmaya karar verdik. Gereken maliyet hesaplamaları yapıldıktan sonra üst birliğimizin gıda komisyonuna talebimizi ilettik. Ticaret Bakanlığı’ndan onay gelmesinin ardından İzmir Gevreği 15 TL olarak satışa sunulacaktır” dedi.
Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak'ta tahtakurusu için 12 Kasım'da yapılan ilaçlama sonrası zehirlenerek ölen ve 15 Kasım'da Pınarbaşı Mezarlığı'nda defnedilen Altay Toprak'ın annesi Raziye ve babası Recep Kınalı, AFAD ekiplerinin çalışmasının ardından evlerine geri döndü.
Çift, büyük üzüntü yaşasa da olaydan 8 gün sonra geldikleri evlerinde ilk olarak Altay Toprak'ın anılarıyla buluştu.
Sürünerek çıktığı balkonda evin anahtarını eltisine atmış
Anne Raziye Kınalı, olay gecesi Altay Toprak'ın diş ağrısı nedeniyle rahatsızlandığını düşündüklerini söyledi. Zehirlenme etkilerini ilk önce Altay Toprak'ta gördüklerini belirten Kınalı, şöyle konuştu:
"Eşim gıdadan zehirlendiğimizi tahmin etti. Eşim abisini aradı, eltim geldi. Evin zili çalışmıyordu, eşim 'yengem geldi' dedi ama 'Benim halim yok anahtarı veremem' dedim. Eşim ben de 'Kalkamıyorum' dedi. 'Allah'ım bana güç kuvvet ver anahtarı atayım' diye dua ettim. Sürüne sürüne balkona giderek anahtarı eltime attım. Eltim kapıyı açarak içeri girdi. Eltime 'Kalkacak halimiz yok, ne olur Toprak'ı hastaneye yetiştir' dedim çünkü nefes alması hızlanmıştı."
Anne Kınalı, geçmişte 4 bebeğini hamilelik sürecinde kaybettiğini ve yıllarca özel hastanelerde tedavi gördüğünü kaydetti. Eşiyle 2019'da evlendiğini ve ilk bebek heyecanını bir sene sonra yaşadıklarını dile getiren Kınalı, şunları anlattı:
"Genetik testi yaptırdık, bebeklerimin karnımda ölmesiyle ilgili bir şey çıkmıyordu. İlk çocuğumuz 6 aylıktı, bir sıkıntısı yoktu. Her şey normal gidiyordu, renkli ultrason çekerken 'Kalbi durmuş' dediler. Diğeri ise 2 aylıktı, hiç kalp atışını dinleyemedik. En son ikizlere hamileydim. Onların da 3 aylıkken kalbi durdu. Karnımda kaybettiğim 4 bebeğimden sonra Allah bize Altay Toprak'ı verdi, sağlıklı dünyaya geldi ama yavruma doyamadım. Altay Toprak çok farklıydı, benim arkadaşımdı ve evde hep oyunlar oynardık. Çok akıllı bir çocuktu beni hiç yormadı. Toprak'ın küçücük kalbi dayanamadı. Yaşadığımız bu son olayda sorumluların en ağır cezayı almalarını istiyorum. Adalet onların peşini bırakmasın."
Olay ve adli süreç
İzmir'in Konak ilçesindeki bir apartmanda haşere ilaçlamasının ardından 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı zehirlenerek hayatını kaybetmiş, hastaneye kaldırılan 3 kişi tedavileri sonrası taburcu edilirken bina da boşaltılmıştı.
Gözaltına alınan şüphelilerden ilaçlamayı yapan ziraat mühendisi B.Ö. (47) ile ilaçlamaya yardımcı olan çalışan E.G. (44) tutuklanmış, işe aracılık eden E.G. (46) adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.