SONKALEİZMİR-Sosyal medya hesabından açıklama yapan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan şunları kaydetti:
"Sosyal Medyada Urla Belediyesi ve şahsım adına yapılan ithamlar gerçek dışıdır. Bu iftiralarda bulunan sosyal medya hesabı hakkında 09.07.2025 tarihinde Urla Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. İşimizin başındayız. İşimiz Urla Gücümüz Urla."
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın enflasyona karşı İzmirlileri güvenli ve uygun fiyatlı alışverişle buluşturmak için kente kazandırdığı İZMAR mağazaları, 7’nci şubesini Bayraklı Özkanlar’da hizmete açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ tarafından Bayraklı Yunus Emre Parkı yanında hizmete açılan mağaza, hizmete başladığı andan itibaren bölge halkının yoğun ilgisiyle karşılaştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından üretilen süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, Halk Ekmek ile Şaşal Su, Badem Su ve İzmir Su ile kooperatiflerden alınan ürünlerin tek çatı altında uygun fiyatla satışa sunulduğu mağazalar, özellikle dar gelirlilere nefes oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilk hedefte kent genelinde 20 şubeye ulaşmak için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor.
“Her zaman İzmir bir numara”
Mağazanın ilk alışverişini yapan müşteriler, yaşadıkları deneyimleri aktardı. Müşterilerden Nimet Keskin: “Vatandaş kasaba uğrayamaz hale geldi. Her zaman İzmir bir numara. Yapacağını yine yaptı. TANSAŞ’ın kapanmasından İzmir halkı olarak çok üzülmüştük. Başkana binlerce kez teşekkür ediyoruz. Bugün hangi kasaba gitseniz 900 liradan aşağı kıyma alamıyorsunuz. Şurada memur emeklisi gelip yarım kilo da olsa 500 liralık etten alıp gidiyor. Daha ne söyleyelim biz; var olsun başkanımız, var olsun İzmirimiz. İnşallah bütün Türkiye İzmir gibi olur” dedi.
“İzmir’imizin böyle bir mağazaya ihtiyacı vardı”
Orhan Keskin: “Çoktan beri İzmir’imizin böyle bir mağazaya ihtiyacı vardı. O nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederim. Fiyatlar gayet uygun. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ürettiği ürünlerin burada satışa sunulması aynı zamanda tekellerden kurtulmamızı sağlıyor.”
“Burası açılmasaydı Bozyaka’ya gidecektim”
Servet Cengiz: “Halka iyi bir hizmet. Enflasyonun yüksek oluşundan dolayı insanlar artık hem uygun fiyatlı hem kaliteli hizmet bekliyor. Ben de hep beklenti içerisindeydim. Allah razı olsun. Burası açılmasaydı Bozyaka’ya gidecektim. Burada açılmış olması bizim için avantaj. Diğer ürünlere de bakıyorum. Makarna fiyatları bile piyasanın altında. Zaten araştırıp da geliyoruz buraya. Genelde hep yerli ürünler olduğu için tercih ediyorum ben de. İthal ürünleri tercih etmiyorum.“
“Belediyelerin zor durumdayken böyle mağazalar açması çok olumlu”
Ömer Köroğlu: “Belediyelerin böyle zor bir durumdayken böyle mağazalar açmasını çok olumlu buluyorum. Özellikle biz emekliler için çok avantaj olacağını düşünüyorum. Emeklilerin çoğunun zamanı ucuz ürün aramakla geçiyor. Bizim için büyük kolaylık olacağını düşünüyorum. Piyasaya göre fiyatlar daha uygun. Kaliteli olacağını da düşünüyorum. Her zaman et alırken düşünüyordum acaba ithal mi diye. İthal hayvanları gemilerde görüyoruz. Buradan daha emin olacağımızı düşünüyorum.”
7 şubeyle hizmet veriyor
Vatandaşların talepleri ve kentin ihtiyaçları doğrultusunda yayılmaya devam eden İZMAR’lar; Bayraklı Özkanlar, Bornova Doğanlar ve Çamdibi, Karşıyaka Girne, Karabağlar Bozyaka, Gaziemir ve Menemen Ulukent olmak üzere 7 şubeyle hizmet veriyor. İZMAR’ın yeni şubelerinin yakın zamanda Bornova Erzene Mahallesi ve Kemeraltı Balıkçılar’da açılması hedefleniyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, çoğu küçük ihmaller sonucu başlayan ve geride yıkıcı bir etki bırakan orman yangınlarına karşı ilginç bir farkındalık etkinliği düzenledi. Yangınlara müdahale ederken kullandıkları ısıya ve aleve karşı koruyan özel kıyafet giyen, baret ve temiz hava solunum cihazı takan itfaiye personeli, Konak Atatürk Meydanı ile Kemeraltı Çarşısı’nda broşür dağıtarak yurttaşları bu konuda dikkatli olmaya çağırdı. 40 dereceye yaklaşan sıcak havada koruyucu kıyafetle dolaşan itfaiye personelini gören vatandaşlar şaşkınlığını gizleyemedi.
Yangınların büyük nedeni dikkatsizlik ve ihmal
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Yaşar Korkmaz, özellikle yaz aylarında artan yangınlara dikkat çekmek için böyle bir etkinlik düzenlediklerini belirterek, “Arkadaşlarımızın üzerindeki kişisel koruyucu kıyafetler 10 kilogramın üzerinde. Biz bu ağırlıklarla sıcaklığı 250 santigrat derecelere kadar çıkan ormanlar ve kentsel alanlardaki yangınları kontrol altına almaya çalışıyoruz. Bu sırada o ağırlık her saat artıyor. Bu yaz çıkan yangınlarda, alevleri kontrol altına alma süresi bazı yerlerde 70 saat kadar çıktı. Ekipler uzun süre görev yapıyor. Onların sağlığını düşünmemiz gerekiyor. Çok zorlu bir mesleğimiz var. Ancak tüm bunlara rağmen görevimizi severek yapıyoruz” dedi.
“Yangınlar canımızı yaktı”
Tüm İzmirlileri yangınlara karşı duyarlı olmaya çağıran Korkmaz “Yangınlar elbette olacak. Ancak bu yangınların çoğu ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklanıyor. Yurttaşlarımızdan özellikle sigaraları yere atmamalarını, piknik ateşi yakmamalarını istiyoruz. Kaynak yapanların da yanlarında mutlaka su bulundurması gerekiyor. Gerekirse kapı kapı gezerek yurttaşlara bunun önemini anlatacağız. Henüz temmuz ayının başındayız. Son 15 günde İzmir’de meydana gelen yangınlar canımızı çok yaktı. O nedenle herkesin artık çok daha dikkatli, tedbirli olması gerekiyor” diye konuştu.
Kişisel acil durum senaryoları hayat kurtarıyor
Yangını söndürmekten ziyade, yangının çıkmaması için mücadele etmenin daha doğru olduğuna dikkat çeken Korkmaz, şunları söyledi: “Yangınların otluk alanlarda hızla ilerlediğini biliyoruz. İnsanlar bağ, bahçe, hobi bahçeleri yapıyor. Bunları yaparken güneşin nereden doğacağı ve nerden batacağını bile hesaplıyorlar. Ama bir yangın çıktığı zaman acil durum senaryoları bulunmuyor. Yurttaşların kendi evlerinin, yaşam alanlarının çevresinde bulunan otları mutlaka temizlemesi gerekiyor. Özellikle hobi bahçelerinde. Yine yangın koridoru oluşturulmalı. Meyve ağaçları diksinler. Çatılarını yangını geciktirici malzemelerden yapsınlar. Özellikle siteler bağ ve bahçe, ot temizliğini mutlaka yapmalı. Eğer bir site içerisinde temizlik yapılmazsa, çıkan ilk yangında en büyük tehlikeyi onlar yaşıyor. Çünkü örtü yangınları, rüzgarın da etkisi ile çok hızlı yayılıyor.”
“Mesleğimi severek yapıyorum”
Göreve yeni başlayan itfaiye eri İrem Gül Altundaş da şunları söyledi: “İzmir’de hava sıcaklığı çok yüksek. Biz üzerimizde gördüğünüz ağırlıklarla yangınlara gideceğiz. Zor bir görev. İzmir korunması gereken harika bir kent. Biz de bu kenti korumak için çanla başla mücadele ediyoruz” dedi.
Orhan Altıkat ise zorlu bir mesleklerinin olduğunu vurgulayarak, “Ama biz bunun bilinci ile itfaiyeciliği tercih ettik. Biz insanlara, canlılara ulaşmak, zorlu şartlarda onlara yardım edebilmek için bu mesleği seviyoruz ve mesleğin zorluklarını kabul ederek bu görevi tercih ettik” diye konuştu.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, il genelinde hakkında kesinleşmiş hapis cezası ve aranması olan şüphelilere yönelik operasyon başlattı. Cumhuriyet Savcısının talimatı ile kentte, dün saat 05.00 sıralarında 95 adrese eş zamanlı baskın düzenlendi. 190 polis tarafından gerçekleştirilen operasyonda; hırsızlık, öldürme, yaralama, yağma, uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanma, dolandırıcılık, cinsel suçlar, vergi usul kanununa muhalefet gibi çeşitli suçlardan aranması bulunan 133 şüpheli gözaltına alındı. 24 saat süren operasyonda gözaltına alınan 133 şüpheli, sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü.
Buca Belediyesi, Srebrenitsa Soykırımı'nın 30.yıl dönümünde, yitirilen 8 bin 372 can için Adatepe Mahallesi'ndeki Srebrenitsa Anıtı önünde tören düzenledi. Törene, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)İzmir Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, Buca Belediyesi Meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı. Törenin diğer katılımcıları ise Karadağ, Bosna Hersek, Kosova ve Sırbistan’dan gelen Boşnak gençler oldu. Boşnak gençler, Srebrenitsa annelerinin elleriyle yaptıkları çiçeği, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman'a takdim ettiler. Ayrıca, alandaki katılımcılara, soykırımın simgesi olan “mavi kelebek” rozetleri dağıtıldı.
BAŞKAN DUMAN'DAN 'UNUTMAYACAĞIZ' VURGUSU
Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, törende yaptığı konuşmada, Srebrenitsa katliamının insanlık tarihindeki kara lekelerden biri olduğunu ve benzer acıların bir daha yaşanmaması için soykırımın unutturulmaması gerektiğine dikkat çekti. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“(Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.) Bu sözler, bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in bizlere bıraktığı vicdani bir pusuladır. Soykırımda kaybedilen masumları anmak, hatırlamak ve en önemlisi de unutturmamak hepimizin insanlık görevidir. Ben bugün burada, Balkanların acı mirasını yüreğinde taşıyan bir Balkan evladı olarak; göç yollarında atalarının gözyaşını, özlemini, mücadelesini hisseden biri olarak konuşuyorum. Ve aynı zamanda bu güzel ülkede doğmuş, büyümüş bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak şunu açıkça ifade etmek istiyorum: Bizler yalnızca geçmişin değil, geleceğin de sorumluluğunu taşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere öğrettiği gibi; özgürlük, bağımsızlık ve barış, başka milletlerden beklenemez. Onu inşa etmek, onu korumak bizim görevimizdir. Srebrenitsa toprağına düşen her bir masumun adı, dualarımızdadır. Bu büyük acının 30. yılında bir kez daha söz veriyoruz: Unutmayacağız! Unutturmayacağız!”
BOSNALI GENÇ KONUŞMA YAPTI
Törende, Bosna Hersek’ten gelerek Türkiye’de üniversite öğrenimi gören öğrenci Dzemal Krkalic; Rojay, Gorajde, Tutin ve İpek kardeş belediyeleri adına bir konuşma yaptı. Türk halkına ve devletine minnettar olduklarını ifade eden Dzemal Krkalic, "Türkiye'nin, Bosna halkına verdiği destek sadece siyasi değil, manevi bir kardeşlik göstergesidir.Türkiye'nin dostluğu bize güç verdi. Yalnız olmadığımızı hissettik. Bir Bosnalı olarak bu dostluğu ve kardeşliği her zaman kalbimde taşıyacağım" diye konuştu.
MURADİYE CAMİSİ’NDE DUALAR EDİLDİ
Konuşmaların ardından İzmir Kumpanya tarafından sunulan “Mavi Kelebeklerin Başkenti” oratoryosu duygu dolu anlar anlar yaşanmasına neden oldu. Tören, katılımcıların anıta zambak ve karanfiller bırakması ile son buldu.
Öte yandan, sabah saat 05.10’da Dumlupınar Mahallesi’ndeki Muradiye Camisi’nde Boşnak öğrencilerin de katılımı ile Srebrenitsa'da vefat eden canlar için dualar edildi. Buca Belediyesi, cami önünde çorba ikramında bulundu.
Bornova Belediyesi’nin, Alevi Güçbirliği Platformu işbirliğiyle düzenlediği büyük aşure etkinliği Bornova Büyükpark’ta gerçekleşti. Kerbela Şehitleri anısına saygı duruşu ve ardından okunan İstiklal Marşı ile başlayan etkinlikte, semah gösterisi izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı.
Başkan Eşki: "Artık ümit yetmiyor, şarkı söylemek istiyoruz"
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, etkinliğin anlamına ve Muharrem ayının çağrısına dikkat çeken konuşmasında, Kerbela’nın bir matemden öte, adalet özleminin sembolü olduğuna vurgu yaptı:
“Muharrem ayı çerçevesinde düzenlediğimiz bu etkinliğe hoş geldiniz. Sizlerle aynı sofrada, aynı güneşin altında birlikte aşure yemekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Kerbela olayını anmak için buradayız. Yezid’in zulmü ve Hüseyin’in direnişinden bahsederken, aklıma Nazım Hikmet’in ‘Seni Düşünmek’ şiiri geldi. Ama ben artık sadece direnen değil, hakla ve adaletle yönetilen bir halk olmak istiyorum. Bu zulüm artık son bulmalı. Hep birlikte, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, hak ettiği şekilde yönetilen bir Türkiye için el ele vermeliyiz.”
Başkan Eşki konuşmasını, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in liderliğinde yürütülen adalet mücadelesine destek çağrısıyla sonlandırdı.
Tolga Sağ’ın türküleri Büyükpark’ı duygulara boğdu
Türk halk müziği sanatçısı Tolga Sağ, babası Arif Sağ’ın mirasını sahnede yaşatırken, bağlaması eşliğinde söylediği türkülerle alanı dolduranları hem hüzünlendirdi hem umutlandırdı. Konuşmasında, 2 Temmuz’un hem Yas-ı Matem'e hem de Sivas Katliamı'nın yıl dönümüne denk gelmesinin anlamına dikkat çeken Sağ, şunları söyledi:
“Hem kaybettiklerimizi anmak hem de bugünkü siyasi ortamda Hüseyni duruş sergileyen herkese buradan güç iletmek için buradayız. Aşure çok önemli; barış için, demokrasi için, kardeşlik için kaynasın bugün. Etkinlik için Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’ye ve yerel yöneticilere çok teşekkür ediyorum. Bu kültüre ve inanca gösterilen saygı bizim için çok kıymetli.”
Barış Çelik: “Bu topraklarda barışın mayasıyız”
Alevi Güçbirliği Platformu adına konuşan Pir Sultan Abdal Derneği Bornova Şube Başkanı Barış Çelik, Muharrem ayının ve Aşure lokmasının Alevi inancındaki yerini anlattığı konuşmasında, bölgede ve dünyada süregelen mezhep çatışmaları, savaşlar ve hak ihlalleriyle Alevi toplumunun hâlâ hedefte olduğunu ifade etti. Demokrasiye yönelik iç siyasetteki baskılara da değinen Çelik, kayyum atamalarını ve muhalefete dönük sindirme politikalarını eleştirdi. Bornova Belediyesi’ne ve Başkan Eşki’ye teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Geniş katılım, ortak vicdan
Bornova Büyükpark’ta kurulan aşure sofrası, sadece bir yemek değil; ortak vicdanın, adalet özleminin ve birlikte yaşama iradesinin sembolü oldu. Etkinliğe; CHP Genel Merkez Kadın Kolları MYK Üyesi Rahşan Nazlıoğlu, CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, CHP Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın, CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz, CHP Bornova Kadın Kolları Başkanı Meltem Dalkılıç Kavas, Alevi Güçbirliği Platformu’na bağlı derneklerin temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde yer alan Toprak Okulu’nda Anadolu Etap ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Şeftali Üreticilerine Yönelik Eğitim düzenlendi.
Anadolu Etap Tarım ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğiyle, Efes Tarlası Yaşam Köyü Toprak Okulu’nda şeftali üreticilerine yönelik özel bir eğitim programı düzenlendi. Karaot Tohum Derneği’nin katkılarıyla hayata geçirilen program, bölge üreticilerinden yoğun ilgi gördü.
Eğitime Prof. Dr. Fatih Şen, Prof. Dr. Okan Özkaya ve Ziraat Yüksek Mühendisi Sibel Elbir katıldı. Katılımcılara hasat ve hasat sonrası uygulamalar, kalıntı yönetimi ile sertifikasyon süreçleri hakkında kapsamlı bilgiler sunuldu.
Hasat sürecinin meyve ticareti açısından büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Fatih Şen; “Ülkemizde her yıl üretilen toplam 60 milyon meyve ve sebzenin yaklaşık 15 milyon tonu hasat ve hasat sonrası kaybolmaktadır. Her ürün ve her çeşidinin kayıplarının nedenleri farklı olduğu için o ürüne özgü hem hasat öncesi ham de hasat sonrası gerekli önlemler alınarak kayıpları en aza indirmek hedeflenmektedir” dedi.
Şeftalinin sürekli farklı çeşitlerle kendini yenileyen bir ürün olduğuna dikkat çeken Pro. Dr. Fatih Şen, üreticilere hasat öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.
Anadolu Etap Tarım ve EBRD’nin ortaklığında hayata geçirilen eğitim, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve üretici bilincinin artırılması açısından önemli bir adım oldu. Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde üreticilere yönelik düzenlenen eğitimler devam edecek.
26 mahalleyi kapsayan ot biçme, ağaç budama ve moloz temizliği çalışmalarıyla daha temiz, düzenli ve güvenli bir Çiğli yaratmaya çalıştıklarını belirten Başkan Onur Emrah Yıldız; “ Çiğli’ye, başta temel hizmetleri eksiksiz götürmek üzere gece gündüz çalışıyoruz. 26 mahallemizi içine alan detaylı bir planlamayla yürüyor; halkımızın beklentilerine anında yanıt verdiğimiz geniş çaplı bir seferberlik halindeyiz.” diye konuştu.
Ekipler mahalle mahalle ilerliyor
Çiğli Belediyesi’nin 26 mahallede belli periyotlarla yürütülen bakım ve temizlik çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürüyor. Daha kapsamlı ve hızlı bir hizmet sunabilmek adına saha ekiplerinin sayısı artırılırken, teknik donanım ve araç filosu da güçlendirildi. Bu sayede çalışmalar daha kısa sürede, daha geniş alanlara yayılarak etkin bir şekilde tamamlanıyor. Mahalle bazlı planlamayla sürdürülen bu hizmetler sayesinde, Çiğli’nin genel estetik görünümü korunurken, vatandaşlara daha temiz, sağlıklı ve güvenli yaşam alanları sunuluyor.
Başkan Yıldız: “Çalışmalarımız kararlıkla devam ediyor”
Çiğli’yi daha yaşanabilir kılmak üzere, kararlıkla çalıştıklarının altını çizen Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, “Göreve geldiğimiz günden bu yana insan odaklı ve çevreye duyarlı bir belediyecilik anlayışını benimsedik. Bu doğrultuda, 26 mahallemizin tamamını kapsayan temizlik ve çevre düzenleme seferberliğimizi sürdürüyoruz. Ot biçme, ağaç budama ve moloz temizliği gibi çalışmalar, sadece estetik bir görüntü sağlamakla kalmıyor; halk sağlığını ve güvenliğini de doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, çalışmalarımızı titizlikle ve programlı bir şekilde sürdürüyoruz. Çiğli’nin her mahallesinde vatandaşlarımızın, temiz ve düzenli bir çevrede hayatlarını sürdürmesini önemsiyoruz. Ortak bir bilinçle halkımızla birlikte, yapılan çalışmaları korumak noktasında da örnek olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca; gördüğümüz memnuniyet ve gelen olumlu geri dönüşler bizleri daha da motive ediyor. Doğaya saygılı, katılımcı ve çağdaş belediyecilik anlayışımızla, Çiğli’mizi her yönüyle örnek bir kent haline getirmeye devam edeceğiz. ” ifadelerini kullandı.
Olay, geçen 21 Şubat'ta saat 17.00 sıralarında Alsancak Kültür Mahallesi Ali Çetinkaya Bulvarı'ndaki bir apartmanın 2'nci katındaki dairede meydana geldi. Ağız ve diş sağlığı merkezinde diş hekimi olarak görev yapan Mehmet Emrah Düşmez'in oturduğu daireye, husumetli olduğu Mustafa Ercan geldi. Taraflar arasında çıkan tartışma, kavgaya dönüştü. Mustafa Ercan, tabancayla Düşmez'in başına ateş etti. Mustafa Ercan, daha sonra Düşmez'in telefonunu alıp, kanlar içindeki görüntüsünü çekerek annesine gönderip, kaçtı.
Oğlunun vurulduğunu gören anne, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybeden Mehmet Emrah Düşmez'in cenazesi Harput Aile Mezarlığı'nda toprağa verildi.
YARGILAMA BAŞLADI
Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede Ercan hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve ruhsatsız silah, bıçak veya mermi bulundurma, satın alma veya taşıma suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame İzmir 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Sanık Ercan bugün İzmir 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanığın yanı sıra aileler ile avukatlar katıldı. Yapılan kimlik tespitiyle yargılama başladı ve Ercan'a söz verildi.
'BAĞIMLI OLDUM'
Tutuklu sanık Ercan, diş hekimi Düşmez'in kendisini uyuşturucuya alıştırdığını iddia etti. Ercan, "2011'de Emrah'la tanıştık, 6-7 yıl ortaklık yaptık. 2018'de İzmir'e geldiğinde beni de çağırdı, araç kiralama işi kurdum. İşler büyüdü, 2023 başında 4 mağazaya çıktık. Ciro çok iyiydi ama nisan ayında Emrah ortadan kayboldu. Uyuşturucu kullanmaya başladığını öğrendim. Temmuz ayında beni evine çağırdı. Bağımlı oldum ve 5 ay boyunca evinden birkaç kez anca çıktım. İşlerle eşim ilgileniyordu. 5 ay sonra iş yerine gittiğimde büyük bir maddi açıkla karşılaştım. İşlerle eşim ilgileniyordu. Emrah'a durumu sorduğumda 'Eşin çalmıştır' dedi. Gerçekten de eşimin hesabında yüklü para buldum. Bunun üzerine eşim evi terk edip kadın sığınma evine gitmiş, sonrasında boşandık. Emrah'la görüşmeye devam ettim" ifadelerini kullandı.
'EĞİLİNCE KURŞUN BAŞINA İSABET ETTİ'
İş yeri kameralarını izlemeye başladığını belirten Ercan, "Müşterilerden alınan paraların personel tarafından gizlice eşime verildiğini, eşimin de o paraları çocuğumun çantasına sakladığını gördüm. Emrah'tan şüphelenmemiştim ama dört mağazayı yarı yarıya bölüştük. Eski eşim Emrah'ın telefonunda uyuşturucu kullandığım anlara ait videolar olduğunu söyledi. Emrah'ın içtiği uyuşturucuyla bana içirdiği uyuşturucular arasında fark olduğunu anladım. Olay günü Emrah beni 5 kere aradı ve konuşmak için eve çağırdı. Konuşmak için eve gittim. Yaklaşık 11 saat birlikteydik. 20 milyon lira kaybımızın hesabını Emrah'a sordum. Aramızda tartışma çıktı. Sesler duymaya başladım, halüsinasyon gördüm. Bana tuzak kurduklarını ve kalan iki mağazamı da elimden alacaklarını söyledi. Sehpanın üzerinde ona ait olan tabancayı alıp ateş ettim. Amacım ayağına ateş etmekti ama eğilince başına isabet etti. Silahla birlikte ayrıldım ve polislere teslim oldum. Videoyu Emrah'ın annesine yanlışlıkla attım. Kız arkadaşına gönderecektim ama annesi telefon rehberinde 'aşkım' diye kayıtlıymış. İki çocuğum için de DNA testini yaptırdım" dedi.
Ercan'ın ardından söz verilen Düşmez'in annesi Aysel Düşmez, "Emrah'a araç kiralama işi yapmamasını söylemiştim. Beni 1 milyon TL borca sokmuştu. İzmir'e tayin istedikten sonra 'Birlikte çalışmayın' dedim ama dinlemediler. Şikayetçiyim" dedi.
Duruşmada Ercan'ın eski eşi A.A. da tanık olarak dinlenildi. Ercan ve Düşmez'in uyuşturucu kullandığın belirten A.A., "Çocuklarımın babası kesinlikle ölen şahıs değildir. Birlikte madde kullanıyorlardı. Benim yuvamın yıkılmasının nedeni Emrah'tı. Uyuşturucu sebebiyle boşandık. Emrah, ben ve çalışanlardan yaklaşık 6 milyon lira civarında para aldı" diye konuştu.
İfadelerin ardından ara karar açıklandı. Ercan'ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Y.Ö'nün (41) kullandığı 34 EJG 916 plakalı otomobil, Bostanlı Mahallesi Hasan Ali Yücel Bulvarı'nda bisikletiyle ilerleyen Ümit Bahar'a (60) çarptı.
İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi.
Sağlık görevlileri Bahar'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Bahar'ın cesedi, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Otomobil sürücüsü gözaltına alındı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 1995'te Sırp birliklerince 8 binden fazla Boşnak sivilin acımasızca katledildiği soykırımın 30'uncu yılı dolayısıyla düzenlenen anma programına katıldı.
Sabah erken saatlerde Potoçari’ye gelen Başkan Dr. Cemil Tugay, küratörler Azir Osmanovi?, Elma Hašimbegovi? ve Elma Hod?i? tarafından hazırlanan "Geçenlerin (Geçmeyenlerin) Adımları" sergisini ziyaret etti. Sonrasında birçok ülkeden temsilcinin bulunduğu anma törenine katılan Başkan Tugay, savaş sırasında 25 bin Boşnak’ın canlarını kurtarmak için sığındığı eski akü fabrikasına gelerek buradaki taziye defterini imzaladı.
Resmi törenin ardından Potoçari Anıt Mezarlığı'na geçen Tugay, soykırımda hayatını kaybedenler için dua ederek cenaze törenine katıldı. Srebrenitsa'da öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7'si daha düzenlenen cenaze töreninden sonra defnedildi. Toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772'ye yükseldi.
Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisi yakınlarındaki ormanda, 2 Temmuz'da saat 21.00 sıralarında yangın çıktı. Yükselen alevleri gören mahalle halkının ihbarı üzerine bölgeye Orman İşletme Müdürlüğü ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi 10 dakika içerisinde yapılan yangına müdahale gece boyunca karadan devam etti. Günün aydınlanmasıyla birlikte alevlere uçak ve helikopterlerle havadan müdahaleye başlandı. Yangın, Suçıktı Mahallesi'ndeki yerleşim yerlerine de sıçradı. Bazı evlere sıçrayan alevler, itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Yanan bir evde yapılan kontrolde ekipler, yatalak hasta İbrahim Erkan'ın (80) cesediyle karşılaştı. Erkan'ın cansız bedeni morga kaldırıldı. Yangında Tosunlar ve Suçıktı mahalleleri de alevlere teslim oldu. Şiddetli rüzgarın etkisiyle hızla ilerleyen yangın nedeniyle bu 2 mahallenin ardından Köseler ve Üzümlü mahalleleri de tahliye edildi. Onlarca ev ise yandı. Yangına müdahale sırasında dozer operatörü İbrahim Demir ile orman işçisi Ragıp Şahin şehit oldu. Yangında alevlerin ulaştığı Karadoğan, Demircili, Ortaköy ve Yeniköy mahalleri de zarar gördü. 3'üncü gününde alevlerin kontrol altına alınabildiği ilçe, yangının ardından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD), ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edildi.
'BU EKİBİ BURAYA GÖNDEREN ÜST AKLI DA ANLAMIYORUM'
Bazı ev ve ahırın yandığı, çok sayıda zeytin ağacı ve tarım alanının zarar gördüğü Yeniköy Mahallesi halkı, henüz yaralarını saramadan 8 Temmuz'da İZSU tarafından gönderilen su faturalarının şaşkınlığını yaşadı. Su sayaçlarının okunması tepkilere neden oldu.
Yeniköy Mahalle Muhtarı Mehmet Kıvrak, yangının etkisini henüz atlatamadıklarını belirtip, "Mahallemiz bilindiği üzere afet bölgesi ilan edilmiş durumda ama İZSU ekipleri halen gelip sayaç okuyor. Afet bölgesi ilan edilmiş yerde sayaç mı okunur? Evler yanmış, insanlar perişan, ama hala vatandaşın suyunun peşindeler. Bu ekibi buraya gönderen üst aklı da anlamıyorum. 'İnsanların yanında olacağız' diyenler, resmen vatandaşa düşmanlık ediyor. Madem burası afet bölgesi, o zaman herkes üzerine düşeni yapacak. Yıllardır yapılmayan işler artık yapılmalı. Ödemiş Belediyesi de İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu işin içinde. 'Başka bir tarım mümkün' diyerek sadece reklam yapmakla, gösterişle bu işler olmaz. Köy yanmış, insanlar perişan olmuş, ama halen sayaç okumaya geliniyor. Ayıptır, günahtır. Bu insanlar evlerini kurtarmaya çalışırken, kendi çeşmelerinden saatlerce su akıttılar. Şimdi kalkıp o suyun faturasını mı soracaksınız? Vallahi ya bende bir problem var ya da bu anlayışta. Bunun neresinde sosyal demokratlık? Neresinde Atatürkçülük, cumhuriyetçilik, milliyetçilik? Bana biri söylesin lütfen" dedi.
'SAYAÇ OKUMA EKİBİ RUTİN OLARAK MAHALLEYE GİTMİŞ, GERİ ÇEKTİK'
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada ise yangından etkilenen köylerde sayaç okuma yapılmadığı belirtilip, "Ekip bu konuda uyarılmış. Ancak bu mahallenin Aşağı Yeniköy ve Yukarı Yeniköy olarak iki yerleşimi var. Yangın, bu mahallenin çeperine kadar gelmiş ve sadece 2 ev yanmış. Sayaç okuma ekibi rutin olarak mahalleye gitmiş, geri çektik" denildi. (DHA)
Mordoğan Mahallesi Kayadibi mevkisinde faaliyet gösteren hazır beton tesisinde henüz bilinmeyen nedenle patlama meydana geldi.
Patlamanın ardından tesiste çıkan yangın makilik alana sıçradı.
İhbar üzerine bölgeye İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne ait 2 uçak, 4 helikopter ile kara ekipleri sevk edildi.
Yangın havadan ve karadan müdahaleyle kontrol altına alındı.
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, önceki dönem büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ve onlarca bürokrat ve belediye çalışanının gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından on gün geçti.
Özdemir açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
1 Temmuz Salı sabahı başlayan gözaltılar ile İl Başkanımız, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız, belediye bürokratları ve çalışanları gözaltına alınmıştır. Aradan geçen 10 gün boyunca hukuk dışı uygulama ve yöntemler ağırlaşarak sürmüş, gözaltına alınanlardan 59’u tutuklanmış, 58’i hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. On günün sonunda yaşananlar konusunda kamuoyunu bilgilendirmek gerekmiştir.
Gözaltı kararı yasaya aykırı olarak verilmiş, yasaya aykırı olarak uygulanmıştır. Gözaltı işlemi hukuk dışı olarak çekilen görüntülerle kaydedilmiş, bu görüntüler kişilerin lekelenmeme hakkı ihlal edilerek polis tarafından basına verilmiştir.
Gözaltına alınan kişiler temel insani ihtiyaçların karşılanmasının bile sorun olduğu yerlerde tutulmuştur. Nezarethane birimleri; kalabalık, temel hijyen koşullarının sağlanmadığı yerler olup, şüpheliler beton üzerine serilen bir battaniye üzerinde uyumak zorunda kalmışlardır. Kimi şüpheliler için uzanıp uyuyacak yer dahi olmamıştır.
GÖZALTI İŞLEMLERİ VE SONRASI HUKUK DIŞI BİR SÜRECE DÖNÜŞTÜ
Gözaltı işlemi ceza muhakemesi işlemlerinin yapılması için kullanılması gereken bir koruma tedbiri olması gerektiği halde; şüphelilerin özgürlüklerinin kısıtlandığı, ifade alınmadan ya da ifade alındıktan sonra bekletildiği bir kötü muamele işlemine dönüşmüştür.
Gözaltından adliyeye sevk edildikten sonra da maruz kalınan hukuk dışı uygulamalar artarak devam etmiştir.
Aynı suçla ya da aynı eylemle suçlanan şüphelilerin aynı hâkim önünce çıkarılıp sorgulanması, iddia edilen fiil bakımından bu fiil kapsamındaki tüm şüphelilerin hukuki durumunun aynı hâkim tarafından değerlendirilmesi gerekirken bu yapılmamıştır. Nöbetçi hâkim uygulaması yok sayılarak ve aynı fiilin şüphelileri aynı hâkim önüne çıkarılmamış, şüpheliler altı ayrı hâkimin önüne çıkarılarak dağıtılmıştır.
Onlarca klasörlük soruşturma dosyasında şüphelilerin her birinin 100 sayfayı aşan ifadesi olduğu halde, sorgu için çıkarıldıkları sulh ceza hâkimlikleri birkaç saat içinde söz konusu dosyayı “incelemiş, okumuş, tutuklamaya sevk yazısında bahsedilen mevzuat hükümleri incelenmiş” ve şüphelilerin sorgusuna başlamıştır.
ADİL YARGILAMA HAKKI İHLAL EDİLMİŞTİR
Aynı fiil ile suçlanan şüphelilerin aynı hâkim tarafından sorgulanması yerine farklı hâkimlerin önüne çıkarılmasından sonra bilinmez bir şekilde şüpheliler hakkında aynı kararlar verilmiştir. Bu durum karar veren hâkimlerin ya sorgu öncesinde ya karar öncesinde dosya hakkında “bilgilendirildiklerini” ya da aralarında konuyu “müzakere ettiklerini” düşündürmektedir. Oysa sulh ceza hâkimlikleri tek hâkimli yargı mercileridir ve farklı hâkimlerin birbiri ile “uyumlu” karar vermek için önlerindeki dosyayı “müzakere” etmeleri adil yargılanmanın yok edilmesi demektir. Hâkimlerin kolluk ya da savcılık birimleri tarafından “bilgilendirilmesi” gibi bir uygulama söz konusu ise bu durum açıkça suç teşkil etmektedir.
Her bir sulh ceza hâkimi yirmiye yakın şüphelinin sorgusunu yapmış, son şüphelinin sorgusundan sonra bir saat içinde tutuklama kararlarını açıklamıştır. Bu kadar çok kişiyi dinleyen hâkimin karar vermeden önce yapması gereken hukuki değerlendirmeyi, savunmalarda ileri sürülen hususların karşılığının dosyada araştırılması gibi faaliyetleri belirtilen zaman diliminde yapılmayacağı açıktır. Bu durum söz konusu kararların “önceden verildiği” yönünde izlenim oluşturmaktadır. Üstelik kararların gerekçesi yasanın aradığı nitelikte değildir. Savunmada ileri sürülen hususlar tartışılmamış, yasada öngörülen tutuklama nedenlerine ilişkin kanun hükümleri şablon olarak sayılarak tutuklama kararı verilerek adil yargılama hakkının içeriğinde yer alan gerekçeli karar hakkı ihlal edilmiştir.
Tutuklanan şüphelilerin cezaevlerine gönderilme süreci uzun saatler sürmüş, şüphelilerin cezaevine giriş saati Cumartesi sabahının erken saatlerini bulmuştur. Neredeyse 24 saat boyunca ayakta kalan, sorgulanan, adliye koridorunda tutulan şüpheliler gayri insani koşullarda geçen günler ve saatler sonrasında cezaevinde bir yatakta yatabilmeyi kendileri için “şans” olarak sayacak hale getirilmişlerdir.
TALEBİMİZ YARGILAMANIN ADİL OLMASI, USUL VE YASA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASIDIR
Tüm bu hukuk ve insan haysiyetine yaraşmayan uygulamalar sonucunda tutuklanan arkadaşlarımızın tümü masumdur. Yapılacak yargılama bu sonucu açıkça ortaya çıkaracaktır. Gerek bu süreçte gerekse de başka süreçler de her zaman söylediğimiz gibi; soruşturulmaktan, soru sorulmasından şikâyetçi değiliz. Her zaman yer soruya açıklıkla cevap vermeye gerekirse yargılanmaya hepimiz hazırız. Talebimiz yargılamanın adil olması, usul ve yasa hükümlerinin uygulanmasıdır. Adil, dürüst, insan haysiyetine yaraşır, yasa hükümlerinin uygulandığı bir yargılamada zaten tutuklama söz konusu olmayacaktır.
Tutuklanan ve masum olan her bir arkadaşımızın bir an önce serbest bırakılmasını ve sürecin adil şekilde sürdürülmesini talep ediyoruz. Bir zamanlar Sayın Aziz Kocaoğlu ve arkadaşları için yapılan soruşturma ve yargılamalar ne kadar haksız ve hukuk dışı ise bu soruşturma da o kadar haksız ve hukuk dışıdır. O zaman yapılan soruşturmaların arkasındaki gücün ne olduğu zaman içinde açıkça ortaya çıkmıştır. Bugün yapılan soruşturmaların arkasındaki gücün ve motivasyonun ne olduğu, baştan beri anlattığımız sürecin geri planında gerçekte neler yaşandığı da günü gelince ortaya çıkacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm üyeleri ve birimleri bu sürecin yakın takipçisi olmaya devam edeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 1995'te Sırp birliklerince 8 binden fazla Boşnak sivilin acımasızca katledildiği soykırımın 30'uncu yılı dolayısıyla düzenlenen anma programına katıldı. Sabah erken saatlerde Potoçari’ye gelen Başkan Dr. Cemil Tugay, küratörler Azir Osmanovi?, Elma Hašimbegovi? ve Elma Hod?i? tarafından hazırlanan "Geçenlerin (Geçmeyenlerin) Adımları" sergisini ziyaret etti. Sonrasında birçok ülkeden temsilcinin bulunduğu anma törenine katılan Başkan Tugay, savaş sırasında 25 bin Boşnak’ın canlarını kurtarmak için sığındığı eski akü fabrikasına gelerek buradaki taziye defterini imzaladı.
Resmi törenin ardından Potoçari Anıt Mezarlığı'na geçen Tugay, soykırımda hayatını kaybedenler için dua ederek cenaze törenine katıldı. Srebrenitsa'da öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7'si daha düzenlenen cenaze töreninden sonra defnedildi. Toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772'ye yükseldi.