Dronlar hayatın her alanına girerken, spor müsabakalarından arazi ilaçlaması için tarıma, kargo taşımacılığından güvenlik güçlerinin denetimleri gibi birçok yerde kulanılıyor. Her geçen gün dron pilotu sayısı da artıyor. Bu işi biraz daha ileri götüren 'FP1'" denilen yarış dronlarını kullanan profesyonel pilotlar ise belli dönemlerde düzenlenen yarışlarda rekabet ediyor. Çeşitli engellerden kılpayı geçen, yüksek hızlarda ani manevralarla rakibini geride bırakmaya çalışan pilotlar, kendilerini hazır tutmak için aralıksız çalışıyor. Pilotların antrenmanları bile nefes kesiyor.
'DRONUN İÇİİNDEYMİŞİZ GİBİ UÇUYORUZ'
FP1 pilotu Levent Oktay (47), şunları söyledi:
"Öncelikle FP1 dediğimiz yarış dronlarıyla diğerleri arasındaki fark nedir onu anlatalım. Dronun önüne yerleştirilen kameradaki görüntü, direk başımıza taktığımız teknolojik gözlüğe geliyor. Yani sanki dronun içindeymişiz gibi uçuyoruz. FP1'in en önemli farkı bu. Diğer dronlarda, elimizdeki kumandaya yerleştirilen ekranlardan bakılarak uçuluyor. FP1'de çok farklı duygular yaşıyorsunuz. Hızın ön planda olduğu FP1'de, gözlükten görmemiz önemli. Çünkü saniyeler ve saliseler bile çok değerli. Yarışlarda 70- 80 kilometre hızlara çıkıp belli engelleri geçip en kısa sürede yarışı bitirmek için mücadele ediliyor. Bu nedenle sürekli çalışmalar yapıp hazırlık gerçekleştiriyoruz. Çoğu zaman bu hazırlıklar pistin dışında insanların olmadığı yerlerde yapıyoruz. Senede 4-5 yarış oluyor. O yarışlar kapalı alanlarda gerçekleşiyor. Kimsenin giremeyeceği özel alanlar bunlar."
FP1 pilotlarının yarış öncesi çok çalışması gerektiğine değinen Oktay, "Şu anki simülatörlerin de teknolojisi çok gelişti. Birebir dronların yapabildiği hareketlerin aynısını simülatörde yapabiliyoruz. O nedenle simülatörle çalışmanın işin yarısı olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden yüzde 50 simülatörle, yüzde 50 de dışarı çıkıp pratik yaparak hazırlık yapabiliriz" dedi. Oktay, "Saniyeler önemli. Biri 1.5 dakikada diğeri 1.23 saniyede parkuru tamamlayabiliyor. Bu nedenle zaman çok önemli. Ortalama 7-8 engelli parkurlardan oluşuyor. Bunları düz engeller olarak düşünmeyin. Taklalar atarak geçtiğiniz engeller var. Soldan sağa dönerek geçtiğiniz engeller var. Aynı anda en fazla 4 yarışçı yarışabiliyor. Çeşitli klasmanlarda yarışlar oluyor" diye konuştu.
'YARIŞLAR BİREYSEL, HAZIRLIKLAR TAKIM OLARAK YAPILIYOR'
"Sivil havacılığa bağlı 2007 yılında beri düzenlenen yarışmalar için bölgesel olarak takımlar kuruluyor" diyen bir diğer pilot Berat Özdemir (32) de şunları söyledi:
"Mesela biz İzmir ekibi olarak birlikte hazırlanıyoruz şampiyonaya. Türkiye'nin hangi kentindeyse oraya gidiyoruz. Sonrasında ekip olarak değil hepimiz ve diğer illerden gelen pilotların da katılımıyla herkes bireysel olarak kendi kategorisinde mücadele ediyor. Bu nedenle yarışlar bireysel, hazırlıklar ise takım olarak yapılıyor. Çünkü tek başınıza antrenman yapmanızın bir anlamı yok. Sanki yarışta gibi mücadele ederek kendinizi hazırlamanın, şampiyonada başarınızı arttırıyor. Kendi aramızda bir dostluk var. Ancak şampiyona başlayınca herkes bireysel mücadelesini veriyor. Tabii ki saygı, sevgi çerçevesinde" dedi.