Ankara'da 9 sene yaşadıktan sonra, bir süre önce İzmir’e geri dönen bir çocuk annesi Şule Özgür (42), 17 yıl çalıştığı işini bırakıp, kendine vakit ayırmaya karar verdi. Ankara'da yaşadığı sırada evinin yakınında yürüyüş yaparken, dikkatini çeken çınar ağacı yapraklarına resim yapmaya başladı. İki sene karakalem, 4 sene yağlı boya eğitimi alan Özgür, akrilik ve cam boya kullanarak, Ankara'dan toplayıp getirdiği çınar ve manolya ağaçlarının yapraklarına hayal gücünü yansıttı. Çalışmalarını sosyal medyadaki hesabından paylaşan Özgür, hediyelik siparişleri alıp kişiye özel tasarımlar yapmaya başladı. Kişilerin kendilerini, sevdiklerini, iş ve hobileri ile ilgili figürleri yaprakların üzerine boyalarla yansıtan Özgür, bunları vernikleyerek çerçevelere yerleştiriyor. Hediyelik çerçeveleri kişilere ulaştıran Özgür, 17 yıldan sonra sevdiği işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşıyor. Yaprakların yanında, taşların üzerine de resimler yapan Özgür, bez çanta gibi farklı ürünleri de deniyor.
‘17 YIL SONRA SEVDİĞİM İŞİ YAPMAYA BAŞLADIM’
İlk başta yaprakların üzerine Van Gogh gibi ünlü ressamların eserlerini boyayarak başladığını anlatan Şule Özgür, "Yapraklar bölgesel olarak çok fark ediyor. Ankara’da topladığım yapraklarla başlamıştım. İzmir’e geldikten sonra buradaki çınar ağacı yapraklarının daha farklı olduğunu gördüm. Bu nedenle yaprakları Ankara’dan getiriyorum. Yaprakları yağmurda topluyorum, onları yarı kurutuyorum. Daha sonra ikinci bir kurutma daha yapıyorum. Daha sonra yapraklar kutuda hiçbir şey olmadan durabiliyor. Çınar, manolya ve bazen de yeşil sarmaşık yapraklarını kullanıyorum. Akrilik ve cam boyaları ile çalışıyorum. Cam boyaları hem parlaklık katıyor, hem de daha dokulu oluyor. Üzerini vernikliyorum. Kuruttuktan bir gün sonra da çerçeveliyorum. Her türlü özel günde sipariş gelebiliyor. Özellikle kişiye özel siparişler. Sipariş aldığımda kişinin fotoğrafını, mesleği, hobisi, sevdiği eşyalarla ilgili detayları alıyorum. Ona göre bir tasarım yapıyorum, aslında yaptırana da sürpriz oluyor. Çünkü doğaçlama yapıyorum. Herkes sevdiği işi yapabilse keşke ama maalesef hayat şartları öyle olmuyor. Ben de 17 yıl sonra sevdiğim işi yapmaya başladım. Çok mutluluk verici, her türlü dert, tasa, hepsini unutuyorsunuz. Çizmek, boyamak rahatlatıcı, bir de üstüne beğenilmek eklendiği zaman harika bir his oluyor. Günde 3-4 saatimi yaprak boyayarak geçiriyorum" diye konuştu.