Folkart Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Ayetullah Mutlu, "Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bütünleştirdiğimiz genel yaklaşımımızı 'Sürdürülebilir Güçlü Gelecek' fikriyle şekillendiriyoruz. Bu hedef çizgisinde ilk sürdürülebilirlik raporumuzu yayınladık" dedi.
Saya Grup çatısı altındaki Folkart, 2021 yılında dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) platformuna üye oldu. Gayrimenkul geliştiricileri arasında bu yönde adımlar atmaya söz veren markalardan biri olan Folkart, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını bir rapor hazırlayarak kamuoyuna sundu. Folkart Sürdürülebilirlik Raporu 2022 isimli çalışmada, Folkart'ın 'Sürdürülebilir Güçlü Gelecek' mottosuyla yaptığı çalışmalara yer verildi. 116 sayfalık raporda mimari tasarımlardan malzeme seçimine kadar birçok alanda atılan adımlara yer verilirken, sürdürülebilirlik alanındaki hedeflere de dikkat çekildi. Raporda çevresel önceliklerin yanı sıra müşteri memnuniyeti ve toplumsal sosyal gelişimin de sürdürülebilir olması için yapılan çalışmalar, düzenlenen organizasyonlara da değinildi. Folkart'ın sürdürülebilirlik raporuna şirketin internet adresinden ulaşılabiliyor.
'YARINLARA DAHA TEMİZ BİR ÇEVRE BIRAKMA MİSYONUYLA HAREKET EDİYORUZ'
Tedarik süreçlerinden yeni nesil yapı teknolojileri ve satış sonrası hizmetlere kadar her aşamanın sürdürülebilirlik raporuna dahil edildiğini belirten Folkart Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Ayetullah Mutlu, İzmir'in doğasını korumak ve yarınlara daha temiz bir çevre bırakma misyonuyla hareket ettiklerini söyledi. Mutlu, "2006 yılında 'Hayat Buna Değer' mottosuyla çıktığımız yolda bir inşaat şirketi olarak tek amacımız, sadece kalite, estetik ve konforu en üst düzeyde buluşturan seçkin mimari örnekleri şehre kazandırmak değildi. Amacımız önce güzel İzmir'imizi, sonrasında da bulunduğumuz her lokasyonu sosyo-kültürel açıdan değerli kılmak ve sektörümüze nitelikli iş gücü kazandırmaktı. Bizler bu yaklaşım ile değer üretmek için yola çıktık. Bunun için de kuruluşumuzda belirlenen, imzamızı attığımız her işin harcında olan ve 'sermaye ötesi değerler' olarak ifade ettiğimiz 'güvenilirlik', 'faydalı olmak', 'insana değer', 'liyakat' ve 'küresel rekabet' ilkelerimizden güç aldık. Ve ne mutlu bizlere ki, çıktığımız yolda en büyük ilhamımız olan ekip arkadaşlarımız ile birlikte her zaman daha büyük başarılara imza attık" diye konuştu.
'HEDEFİMİZ GÜÇLÜ GELECEK'
Günümüzde işletmelerin performanslarının sadece ekonomik ölçütlere göre değil aynı zamanda çevreye ve insana karşı sorumluluklarına göre de değerlendirildiğine işaret eden Mutlu, 'sürdürülebilirlik' anlayışının zaten kendileri için yeni bir kavram olmadığını vurgulayıp, "Çünkü kurulduğumuz günden bugüne kadar tüm projelerimizde insan ve çevre sağlığına özen gösteriyoruz. İş yapma tarzımızın temelinde sadece 'karlılık' hedefi bulunmuyor. Bütün projelerimizde finansal yaklaşımımız 'sosyal, ekonomik ve çevresel' sorumluluklarımız etrafında şekilleniyor" diye konuştu. Mutlu, şöyle devam etti:
"Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bütünleştirdiğimiz genel yaklaşımımızı da 'Sürdürülebilir Güçlü Gelecek' fikriyle şekillendiriyoruz. Bu çerçevede 'çevre', 'toplum' ve 'finans' kulvarlarında hem paydaşlarımızı destekliyor hem de sürdürülebilir kaynakları projelerimizle entegre etmek için çalışıyoruz."
FOLKART'IN TEMEL HEDEFLERİ
Folkart'ın Sürdürülebilirlik Raporu kapsamında öncelikli hedefler, "Yeşil bina sertifikası (Leed), şantiyelerde yenilenebilir enerji (GES) kullanımı, biyoçeşitliliğin korunması, inşaat bölgelerinde istihdam yaratma, yüksek teknolojinin kullanımı, hafriyat toprağının geri dönüşümünün sağlanması, şantiyelerde su arıtma tesisi kurulup atık suların tekrar kullanılması, enerji verimliliğinin arttırılması, tedarikçi ve paydaşların da düşük karbon salınımlı ve çevreye duyarlı üretim modellerine geçmelerinin desteklenmesi" diye sıralandı.
RAPORDA YER ALAN KONULAR
Projede yer alan konular ise şöyle sıralandı:
"Projelerde parsel alanının bina dışı kalan yüzde 60'lık bölümünün her 15 metrekaresine bir ağaç dikiliyor. Proje alanlarında ortaya çıkan topraklar, ayrıştırılma işlemine tabi tutularak sahada farklı noktalarda yeniden kullanımını sağlanıyor. İnşaat sahasındaki ağaçlar bilimsel olarak incelenerek, yeşil dokunun korunması için tasarım olabildiğince yeşili koruyacak şekilde ve/veya taşınarak yeniden dikilmesi sağlanıyor. Bina teras alanlarını da 'yeşil çatılara' dönüştürülüyor. Yağmur suları toplanarak, damla sulama sistemi ile bahçe sulamasında kullanılıyor. Yıkılan binalardan elde edilen demir, beton gibi materyaller geri dönüştürülmek üzere ayrıştırılıyor. Güneş enerjisi ile şantiyelerde ihtiyaç duyulan enerjinin bir kısmını üretiliyor. Doğaya salınan karbon miktarına eşdeğer sayıda ağaç dikimleri yaparak doğal dengenin korunabilmesi için çalışılıyor. Projelerimizin tamamında gerek inşaat yapımı esnasında gerekse de müşterilerimize teslim ettiğimiz ürünlerde LED olmayan elektrik armatürü kullanılmıyor. Mekanik cihaz seçimlerin de enerji tüketimi az ve verimliliği yüksek ürün ve markalar tercih ediliyor. İnşaatı devam eden 2 projenin her birinde yaklaşık yüzde 20 enerji tasarrufu sağlandı. Bu da yaklaşık 4 bin ağaç dikimine eşit."