İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, darbe tartışmalarına ilişkin Meclis’te basın açıklaması yaptı. Doların 7 TL sınırını aştığını ifade eden Türkkan, “Dolar neden 7 lira sınırını aştı? ABD faizleri yükseltti, dolar yükseldi. Faizleri düşürdü, dolar yine yükseldi. FED faizleri sıfıra getirdi, yükselmeye yine devam etti. Salgında ABD ekonomisi sallanırken dolar yine yükseldi. ABD trilyonlarca dolar bastı, bizde dolar yükselişini sürdürdü. Petrol fiyatı düştü, dolar yükseldi. Demek konu dış güçler, üst akıl, Batı’nın bizi kıskanması değilmiş. Evet doğrudur darbe var. Dolar darbesi var. Vatandaşa, üreticiye, sanayiciye, ticarete, üretmeyen tüketen, tükettiğini ithal eden Türkiye’nin tamamına bu hafta dolardan büyük bir darbe indi” dedi.
TÜRKİYE ARTIK TAMAMEN SİSTEMSEL BİR AÇMAZA GİRDİ’
Türkiye’de başkanlık sistemine geçildiği takdirde ekonomik krizin olmayacağına yönelik söylemleri hatırlatan Türkkan, şöyle konuştu: “Mesele şu; Türkiye artık tamamen sistemsel bir açmaza girdi. Madem başkanlık sistemine geçtik. Hani Türkiye’de ekonomik kriz olmayacaktı. Hani dolar vatandaşın elinde patlayacaktı, o halde neden dolar hükumetin elinde patladı? Şu an bırakın 2023’ü 2013’ü bile mumla arıyoruz. Neydi 2013’te milli gelirimiz? Tam 12 bin 500 dolardı. 2019 yılında kişi başı milli gelir 9 bin 127 dolara düştü. Bugün ise milli gelirimiz ortalama 7 bin 200 dolar. Esas korkunç olanı ise; herkesin bildiği bir gerçeğe göre Türkiye ekonomisi bu sene yüzde 5 küçülecek. Yani biraz daha fukaralaşacağız. Sene sonu milli gelirimiz 6 bin 848 dolar olacak. Bu da en iyi tahmine göre. Başkanlık sistemi dediğimiz, ne olduğu belli olmayan, neresinden tutarsan tut elinde kalan bu ucube sistem, Türkiye’ye daha çok büyük bedeller ödetir.”
‘ÜÇ AY İTHAL EDEMEZSEK AÇLIĞA MAHKUMUZ DEMEK’
Türkiye ekonomisinin dolara hayati derecede bağlı olduğunu ve doların 7 liranın üzerine çıkmasının ekonomiyi bitkisel hayata sokacağını vurgulayan Türkkan, şöyle devam etti: “Korona virüsün ekonomik etkilerini seyretmekle yetinen ve sanal destek paketleri açıklayan iktidar yüzünden şimdi bir asgari ücret yaklaşık 320 dolar ediyor. Asgari ücret üç ayda %20 eridi. İnsanımız gözyaşları içinde İş-Kur kuyruklarında hem iş arıyor, hem de çaresizlikten, belki bugün iş bulamam ama bir ekmek parası götürürüm diye, termosla çay satmak zorunda kalıyor. Tarımsal üretimde açıklanan destek miktarları, destek olmaktan çok sadakadır. Hiçbir şekilde tarımsal üretime özendirecek cezbedici yanı yoktur. Hükumet köylüyü toprağa küstürmüş, kaderine terk etmiştir. Kendi köylüsünü, çiftçisini doyuramayan bir ülke milletini hiç doyuramaz. Üretimi değil ithalatı teşvik eden tarım politikaları yüzünden kendi vatandaşımızı doyuramama tehlikesiyle karşı karşıyayız. İthalatı giderek arttırdığımız Rusya salgın sebebiyle buğday ve diğer hububatların ihracatı yasakladı. Bu ne demek biliyor musunuz? 3 ay ithal edemezsek açlığa ve kıtlığa mahkumuz demek. Tek çare, demokrasi ve hukuk içinde kalmak. Bunu becerebilsek, dış dünyayı da bu konudaki samimiyetimize inandırabilirsek, bir yılda her şey düzelir.”