SONKALEİZMİR-Türk Eğitim Sen İzmir şubeleri, Konak'ta bulunan İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünde toplandı. "Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız", "Memuru bu hale getirenler utansın" sloganları atarak AK Parti hükümetine tepki gösteren sendika üyeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili taleplerini açıkladı, ekonomik sıkıntılara da vurgu yaptı.
Türk Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Ömer Yıldırım'ın okuduğu basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Aralık'ta Haliç Kongre Merkezi'ndeki Engelli Öğretmen Ataması ve Engelsiz Vizyon 2030 Tanıtım Toplantısı'nda söylediği "Hazırlıklarını tamamladığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu inşallah çok kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin takdirine sunacağız" sözleri anımsatıldı.
"3 YILDIR SOMUT ADIM ATILMADI"
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılacağının ilk olarak 23 Ekim 2018'de duyurulduğunun belirtildiği açıklama şöyle:
"Hazırlıkları tamamlandığı söylenen meslek kanununun eğitimin paydaşlarıyla henüz paylaşılmamış olmasını anlayabilmiş değiliz. Kapalı kapılar arkasında süreç yürütülmesini kabul etmiyoruz. Meslek Kanunu’nun bir an önce paydaşlar ve kamuoyu ile paylaşılması noktasında Bakanlık’tan adım atmasını bekliyoruz. Eğitim çalışanları 23 Ekim 2018'den beri beklemektedir. Söz verildiği halde üç yılı aşkındır Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili somut bir adım atılmamış olması kabul edilemez bir durumdur. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Bundan dolayı bu konuda daha fazla gecikme yaşatılmamalı ve 2022 bütçe görüşmelerinin tamamlanmasıyla birlikte meslek kanunu TBMM gündemine getirilmeli ve derhal yasalaşmalıdır. Bu konuda TBMM’deki tüm partilerin katkısını beklediğimizi ifade ediyoruz."
TALEPLERİ AÇIKLADILAR
Taleplerin dile getirildiği açıklamada şöyle denildi:
"Öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak üç modelle istihdam edilmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statüde istihdamı hem eğitimimize vurulan bir darbedir hem de öğretmenlik mesleğinin geleceğini zedelemektedir. Eğitim-öğretim hizmetlerinde tek istihdam modeli kadrolu öğretmen olmalıdır, öğretmenlerimiz öğretmen odalarında bölük pörçük edilmemelidir. Öğretmen atamaları KPSS puan üstünlüğüne göre, mülakat yapılmadan gerçekleştirilmelidir. Kariyer basamakları; 10 yıl öğretmenlik yapan uzman öğretmen, 20 yıl öğretmenlik yapan başöğretmen olarak düzenlenmeli ve kesinlikle sınavsız olmalıdır. Eğitim kurumlarına müdür ve müdür yardımcısı olarak atanacaklar sadece yazılı sınavla belirlenmelidir. Yazılı sınavla idareci olup, önceki yıllarda görevi bırakan idarecilere de tekraren hak verilmelidir. Okul idarecilerinin öğretmenlerde olduğu gibi idareci olarak, iller arası tayin istemelerinin sağlanması için düzenlemeler yapılmalıdır. Başarı, üstün başarı belgeleri objektif kriterler belirlenerek uygulamaya geçmelidir. Mevcut ek ders saat ücretleri eğitim hizmetlerinin onuruna yakışır düzeyde değildir. Ek ders ücretleri yüzde 100 artırılarak öğretmelerin rahat bir nefes almaları sağlanmalıdır. Eğitim çalışanlarının vergi dilimi yüzde 15’te sabitlenmelidir.
"ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI"
Performans değerlendirmesi gibi öğretmenlerin çalışma azmini olumsuz etkileyecek sübjektif bir değerlendirme kesinlikle olmamalarıdır. Müdür, Müdür Başyardımcısı ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapanların aylık karşılığı ve isteğe bağlı ek ders ücreti karşılığında derse girme zorunluluğu kaldırılmalıdır. Tüm öğretmenlerin aylık karşılığı ders saati 15 saat olmalıdır. Öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilecek şekilde düzenlenmelidir. Eğitim fakültelerinin kontenjanları MEB tarafından belirlenmesi, belirlenen kontenjanlardan mezun olanların MEB tarafından istihdam zorunluluğu kanun kapsamında yer almalıdır. Anadolu öğretmen liselerinin tekrar açılması için düzenleme yapılmalıdır. Öğretmenliğe atananların AKS (Adaylık Kaldırma Sınavı) tabi tutulmaması için düzenleme yapılmalıdır. AKS kaldırılmalıdır. Nöbet ücretleri meslek kanununda düzenlenmeli, tutulan her bir nöbetin ücreti en az 6 saat olmak üzere verilmelidir. Nöbet isteğe bağlı olarak verilmeli ve kaç nöbet tutulursa tutulsun ücreti alınmalıdır. Eğitim çalışanlarının şiddete maruz kalmaları durumuna göre önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideleri içeren düzenlemeler mutlaka Meslek Kanunu ile belirlenmelidir. 3600 ek gösterge konusu mutlaka Meslek Kanunu ile düzenlenmelidir.
"BİN TL SEYYANEN ZAM YAPILMALI"
Öğretmenlerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara da dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti:
"2021 Ekim ayı itibariyle son bir yılda 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları aylık 1.747,29 TL artmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Ekim 2021 fiyatlarına göre tek kişinin yoksulluk sınırı 4. 514,13 TL, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 9.373,14 TL olarak belirlenmiştir. Enflasyon Aralık ayında açıklanan oranı yüzde 21.31 çıkmış, alım gücü iyice düşmüştür. OECD ülkeleri ile kıyaslandığında da ülkemizde öğretmen maaşları çok düşüktür. Öğretmen maaşlarında OECD ortalaması 10 yıllık ilkokul öğretmeni için yıllık brüt 44 bin 871 dolar, 15 yıllık ilkokul öğretmeni için yıllık brüt 48 bin 025 dolardır. Bu rakam satın alma gücü paritesine göre hesaplanmıştır. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında da bir öğretmen maaşı 25 cumhuriyet altını iken bugün 1 cumhuriyet altınına eş değerdir. Dolayısıyla alım gücünün giderek düştüğü, enflasyon rakamlarının ortada olduğu bu dönemde tüm öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarına ve kamu çalışanlarına son bir yıldaki kayıpların telafisi için en az 1000 TL seyyanen zam yapılmalı, yüzde 3 refah payı maaşlarına eklenmelidir."