MENÜ
İzmir 35°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tire Tarım'dan önemli çağrı... Hazine arazileri hayvancıya tahsis edilsin!
Ekonomi
11 Eylül 2019 Çarşamba 12:18

Tire Tarım'dan önemli çağrı... Hazine arazileri hayvancıya tahsis edilsin!

Tire'deki 2 bin dönümlük devasa arazide, 2 bin 250 büyükbaş hayvan besleyip günde 20 ton süt üreten Titar Tarım ve Hayvancılık İşletmesi'nin sahibi Mehmet Doğan, sektörde yaşanan darboğaza ilişkin çarpıcı öneriler getirdi. Acilen atıl durumdaki Hazine arazilerinin hayvancılık işletmelerine tahsis edilmesini isteyen Doğan, üreticinin borçlarına karşılık atadan, dededen kalma arazilerin bankalar tarafından satılmasına da tepki gösterdi. Borçları devlet bankalarının devralmasını önerdi.

Mustafa AKBAŞ/SONKALEİZMİR (ÖZEL HABER)- Uzun yıllar inşaat sektöründe yer alan ve önemli projelere imza atan işadamı Mehmet Doğan, yaklaşık 7 yıl önce İzmir'in Tire İlçesi'ndeki devasa hayvancılık işletmesi için kolları sıvadı. Bakanlıktan, ünversitelerden bilgi ve görüşler alıp projesini şekillendiren Doğan, 30 bin metrekaresi kapalı alan olan, toplam 2 bin dönümlük arazide holstein cinsi ineklerle süt üretimine başladı. Mehmet Doğan'ın kurduğu Titar Tarım ve Hayvancılık İşletmesi, 2 bin 250 baş hayvan ile günlük 20 ton  civarında süt üretim kapasitesine ulaştı. Biz de SONKALEİZMİR olarak Doğan ile sektörün durumunu, sorunlarını ve çıkış yolunu konuştuk. Sektörde sorunların çok olduğunu vurgulayan Mehmet Doğan, yemleme ve bakım maliyetlerinin yüksekliğine işaret etti. Anadolu üreticisinin Amerika ve Avrupa gibi ülkelerle rekabet edemediğini anlattı.

TEK GÜLEN; BAKANLIK
"Ne benim ne tüketicinin yüzü gülüyor. Hayvancılık sektöründe maalesef tek gülen Bakanlık" diyen Doğan, "Döviz yükselince maliyetler de artıyor. Çünkü, rasyonda kullanılan yemlerin yüzde 30-35'i dövizle karşılanmaktadır. Dolayısıyla döviz arttıkça et ve süt maliyetleri artmaktadır. Buna mukabil et ve süt fiyatlarında gerekli artış sağlanamamaktadır. Öyle ki; üretici etini ve sütünü maliyetlerinin yüzde 20-25 altında satıyor. Devlet ise bu durumu düzelteceğine ithalat kozunu kullanıyor. Bu da üreticiler üzerinde büyük olumsuzluk yaratıyor. Ayrıca, eskiden, Et Balık ve Süt Endüstrisi gibi bir kurum vardı ve piyasayı düzenlerdi. Şimdi piyasadaki fiyatları regüle edecek bir kurum da yok" görüşünü dile getirdi.

İKİ ALTIN ÖNERİ
Doğan, tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de Türkiye'de et ve süt maliyetlerinin aşağıya çekilebileceğini vurgularken, şunları söyledi: "Devletin uzun vadede stratejik tarımla hayvancılığı yeniden örgütlemesi ve gözden geçirmesi gerekiyor. Örneğin hayvancılığın yapıldığı bölgelerde yem bitkilerine destekleme yapılabilir. Bu yapılmayınca insanlar tarlalarına, pamuk gibi hayvancılıkla alakasız ürünler ekiyor. Hayvancılığa artı bir değer sağlanamıyor. Bir başka öneri ise; Hazine arazileri ve mera alanları hayvancılık işletmelerine destek sağlamalı. Bu araziler şuan hiç alakasız insanlar tarafından başka başka amaçlarla kullanılıyor. Oysa ki bu araziler hayvancılık işletmelerine tahsis edilirse bambaşka bir tablo ortaya çıkar. Yem bitkileri ekilir ve ithalat bağımlılığı ortadan kalkar. Dolayısıyla maliyetler düşer, hem üretici hem tüketici kazanır."

DEDEDEN KALMA ARAZİLER
Bir diğer önemli konunun da "üreticinin borçlarına karşılık atadan, dededen kalma arazilerinin bankalar tarafından satılması" olduğunu vurgulayan Mehmet Doğan, "Üreticilerin bankalara kredi karşılığı ipotek olarak verdikleri tarla (arazi), traktörleri, ahırlarındaki hayvanları icra marifetiyle satılmakta, birçok işletme kapanmış veya kapanmaktadır. Yani atadan, dededen kalma mülkleri bankalar tarafından satılmaktadır" dedi.
Doğan, devletin buna bir an önce çözüm üretmesi gerektiğini belirtirken, "Çözüm olarak özel bankalardan kullanılan bu tür kredileri, devlet bankaları devir alabilir, düşük faizle uzun vadeli ödeme yapılandırma sağlayabilir. Böylelikle üreticiler finansman rahatlığına kavuşabilir. Hazine arazilerini amaç dışı ticari olarak kullananlara değil, bizzat hayvancılık işletmelerine uzun vadeli kiralama yoluna gidilmelidir" diye konuştu.

TİTAR BÜYÜYECEK...
İnsanların hayvancılıktan vazgeçmeye başladığını ancak her şeye rağmen Türkiye tarımının yeniden bir planlama ve akılla ayağa kalkabileceğini kaydeden Doğan, Titar Tarım ve Hayvancılık'ın umut dolu gelecek projeksiyonu hakkında da bilgi verdi. Doğan, nihai kapasiteleri olan 3 bin baş hayvan ve günlük 30 ton süt üretimi miktarına ulaştıklarında, kendi işleme tesislerini de kuracaklarını belirtirken, bu konuda yabancı bazı şirketlerle görüşmelerinin sürdüğünü anlattı. İşadamı Mehmet Doğan, "Önümüzde kesimhane, parçalama, paketleme ve soğuk hava depolarının yanı sıra süt işleme tesisi ve mandıra gibi projeler var. Tam kapasiteye ulaşınca düğmeye basacağız. Salma tavuk, doğal organik yumurta da olacak. Ayrıca, sofralık organik zeytin projemiz var. Tüm bunlarla ilgili uygun bir yatırım finansmanı sağlar isek yaklaşık 600 kişiye yakın istihdam sağlayacağız" dedi.

VALİ, İŞÇİ KONUTUNU GÖZÜNE KESTİRDİ
Titar'ın çalışanlarına çok değer verdiğini vurgulayan Doğan, "Arazimize onların rahat, konforlu bir şekilde hayatlarını sürdürebilecekleri villa gibi konutlar inşa ettik. Hatta bir gün çiftliğimizi ziyaret eden eski bir valimiz, konutlara bakıp bakıp 'burayı bana ver de biraz tatil yapayım' deyince ne kadar doğru bir şey yaptığımızı bir kez daha anladık. Biz işçilerimize, emekçilerimize çok değer veriyoruz" diye konuştu.


 

İNEKLERE BAĞLAMA ÇALIYOR
Doğan, hayvanların da kendileri için çok kıymetli olduğunu belirtirken, süt verimini artıracağına inandığı için kullandığı ilginç yöntemi de anlattı. Arazilerinin 750 dönümlük kısmına ektikleri yoncanın yanı sıra satın aldıkları, silajlık mısır, saman ve kuru otlarla besledikleri hayvanlara süt verimini artırmak için bağlama çaldığını söyleyen Mehmet Doğan, "Hayvanların hisleri insandan daha güçlüdür. Hayvanlar, insanın rahatsız olduğu seslerden iki üç kat daha fazla rahatsız olurlar. Ama insanın haz duyduğu seslerden de iki üç kat daha fazla haz alabilirler. O nedenle müzik ve melodi denildiğinde hayvanın bazı duyularının fazla olduğunu düşünüyorum. Hayvan pür dikkat kendini müziğe veriyor, odaklanıyor. Hatta müziği duyunca yemden bile başını kaldırdığını biliyorum. Süt verimini de artırdığını düşünüyorum. Çünkü müzik dinlerken hayvan daha rahat hale geliyor ve süt bezleri daha çok açılıyor. Ama hayvan gerildiği, sıkıldığı zaman süt verimiyor. O yüzden ara ara hayvanlarıma bağlama çalıyorum. Çok da beğeniyorlar. Verimi de artırdığını düşünüyorum" dedi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir