Karabağlar ilçesine bağlı Kavacık Mahallesi'nde yaşayan ve 'Şavarlı Ressam' diye üne kavuşan Meryem Düzgün Kaya'nın hayatı, mücadelelerle dolu. 3 yaşında geçirdiği ateşli hastalığın ardından felç kaldığı için tekerlekli sandalyede yaşamak zorunda kalan Kaya, anne ve babasını kaybettikten sonra mahallede terzilik yaparak geçimini sağlamaya başladı. Daha sonra evlenen ancak eşini de 6 yıl önce kanserden kaybeden Kaya, karşısına çıkan hiçbir zorluğu teslim olmadı. Hayatı mücadelelerle geçen Kaya, 45 yaşında 'çocukluk hayalim' dediği yağlı boya ile doğa ve manzara resimleri yapmaya başladı. Tek başına, resim yapmaya duyduğu aşkla yaşayan Kaya, "İkizimle birlikte dünyaya geldik. 3 yaşında ateşli bir hastalık sonucu belimden aşağısı felç oldu. 3,5 yaşından beri bu şekilde mücadele ediyorum. Bir süre koltuk değnekleri ile yürüdüm. 10 yıldır tekerlekli sandalye kullanıyorum. Engelli olmak çok zor. Hiçbir şey toz pembe değil. Zorluklarla karşı karşıya kalıyorum. Kendi ihtiyaçlarımı karşılamaya çalışıyorum. Terzilik yapıyorum. Resim yapmak benim için bir tutku ama bir türlü kısmet olmadı. 45 yaşına geldiğimde resim yapmaya başladım. Mahallenin terzisi oldum. Örgü ördüm, dantel ördüm. Hayatımı bu şekilde idame ettirmeye çalıştım ama hedefim resim yapmaktı. Bu tutku içimde hep yaşadı. Daha sonra köyümüze gelen Ressam Şebnem Tuncer Çamdalı sayesinde resme başladım. Resim yapmanın tekniklerini öğretince 3 ay gibi kısa bir süre içerisinde güzel yol aldım. Tablolar yaptım. Bir buçuk yılda 28 tablo yaptım. İlk kişisel sergimi açtım. 20'den fazla karma sergiye katıldım. Kişisel olarak da 8 sergi açtım" diye konuştu. Gidemediği, göremediği yerleri hayal ederek çizmeye çalıştığını anlatan Kaya, "Resim benim için bir rehber oldu. O yaşayamadığım yerleri, resim yaparak yaşadım. Gidemediğim, göremediğim yerleri çizdim. İçimde olan rengi, bu şekilde dışarı çıkardım" dedi.
'MONA LİSA'YI GÖRMEK İSTİYORUM'
Leonardo da Vinci tarafından resmedilen Paris'teki Mona Lisa'yı görmek istediğini belirten Kaya, şunları söyledi:
"Ben sanatçıyım. Ben maddi ve manevi olarak sıkıntı yaşamamalıyım. Sanatımı en güzel şekilde yürütmeliyim. Tablolarım aslında benim çocuklarım gibi, satmaya kıyamıyorum ama para da lazım. Para olmadan resim malzemesi alamam. Daha iyi şartlarda yaşamak isterim. Güzel bir yerde sergi açmak isterim. Resim yapmaya başladıktan sonra Paris beni çekmeye başladı. Ünlü ressamların hayat hikayelerini okuduğumda, birçoğunun Paris'ten çıktığını gördüm. Bir gün Leonardo da Vinci tarafından resmedilen Paris'teki Mona Lisa'yı görmek kısmet olur umarım. Yurt dışına açılmak istiyorum. Tablolarım değerinde satılmasını, sanata gereken değerin verilmesini istiyorum. Bana biraz sahip çıkılmasını istiyorum. Bir sanatçı kolay yetişmiyor."
'MAHALLEMİZDE BİR RESSAM VAR'
Kaya'nın komşusu Fatma Dündar (70), "Mahallemizde bir ressam var. O tekerlekli sandalyede olduğu için pek bir yere gidemiyor. Biz de gidip gördüğümüz yerleri gelip anlatıyoruz. O da çiziyor. Çok güzel çiziyor, çok yetenekli. Hepimiz beğeniyoruz" dedi.