SONKALEİZMİR-Türk Tabipler Birliği'nin çağrısıyla özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için tüm Türkiye'de iş bırakan sağlık çalışanlarının eylemi, İzmir'de 13 kamu hastanesinde ikinci günde de devam etti. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan merkez basın açıklamasına kendisi de bir hekim olan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da destek verdi.
"NİYET BEYANLARI, SOMUT ADIM YOK"
Sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dün
'Müjde' diye açıklanan kararlara tepki gösterdi. Çamlı şu açıklamayı yaptı:
"Eylemlerimizin etkisi yönetenleri taleplerimize yönelik değerlendirme yapmaya zorunlu kılmıştır. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir açıklama yapılmıştır. Açıklamada Bakan'ın bizzat kendi mektubunda düzenlemelerin aslında çok kolay yapılabileceği söylense de bugün itibari ile henüz somut bir adımın olmadığını görüyoruz. Yapılan açıklama niyetin ötesine geçememiştir. 2021 yılı aralık ayında Meclis’te kabul edilen düzenlemenin iktidar partisi tarafından geri çekildiğini biliyorken, yapılan niyet beyanlarını somut adım olarak değerlendirmiyoruz. Aylardır emekli hekim ücretlerini de etkileyecek 7200 ek gösterge talebimizin dikkate alınmaması bile açıklanan niyetlerin bizler için yetersiz kalacağını ve adeta bir oyalama olduğunu kanıtlar niteliktedir.
"KARALIYIZ, VAZGEÇMİYORUZ"
Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Oyalama istemiyoruz, daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz. Şiddetin olmadığı, baskı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları, insanca ücret istiyoruz.Emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz. Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Boş sözlere, vaatlere, algı oluşturma çabalarına son verin, kararlıyız, vazgeçmiyoruz. Mesleğimize, emeğimize geleceğimize sahip çıkacağız. "
"BU ZİHNİYETE KARŞI GREVDEYİZ"
Eyleme katılarak sağlık çalışanlarına destek veren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise şunları söyledi:
"Bu ülkeyi grevi yasaklamakla övünenler, işçi sınıfının ekmeğini korumak için grevi yasaklayanlar görsün. Halkımızın sağlık hakkına, hastanelere, emeğimize ekmeğimize sahip çıkmak için sağlık emekçileri yan yana geldiğinde grevin nasıl yapıldığını Türkiye'nin dört bir yanında herkese gösteriyoruz. Her şeyi rant olarak gören, üç beş inşaat şirketine bu ülkenin bütün değerlerini peşkeş çekmeye çalışanlar, kentlerin merkezinde bir geleneği ve güvenceyi temsil eden bu hastaneleri bir bir kapatarak şehir dışına taşımaya çalışıyor. Buralar işçinin emekçinin, yoksulun sağlık hizmeti alabildiği hastaneler. Bu hastaneleri sermayeye peşkeş çekmeye çalışanlara karşı grevdeyiz. Hekimleri, hemşireleri yoksulluk sınırının altında, taşeron işçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edenlere karşı grevdeyiz. 14 Mart'ta İstanbul'da Taksim Meydanı'nda Atatürk Anıtı'na çelenk bırakmak için oraya giden 63 yıllık bir hekimi, Erdinç Köksal'ı yerlerde sürükleyenlere karşı, bu zihniyete karşı grevdeyiz."
BAKAN KOCA'YA MEKTUP ELEŞTİRİSİ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı da eleştiren Çerkezoğlu şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanı yani ülkenin sağlık alanını yöneten kişi, her birimize bütün sağlık çalışanlarına bir mektup gönderdi. Siz sağlık bakanısınız, sorunları çözmekle sorumlu olan kişisiniz. Siz yetki sahibisiniz. Meclis'te çoğunluğu olan Cumhur İttifakı'nın parçasısınız. Sizin yapmanız gereken mektuplar göndermek değil, sağlık emekçilerin sorunlarını çözecek yasal düzenlemeleri Meclis'e getirmektir. Sağlıkta şiddeti engelleyecek yasayı Meclis'ten geçirin. Covid 19'un sağlık emekçileri için meslek hastalığı sayılacak o yasayı geçirin. Sağlık emekçilerinin emeğinin karşılığını alabileceği emekliliğe de yansıyan güvenceli bir ücret politikasını hayata geçirin. Sağlık işçilerinin taşeron döneminden beri gelen engellemeleri ve keyfiyetleri kaldırın. Bütün hakları teslim edecek yasal düzenlemeleri bir bir hayata geçirin. Siz bu ülkenin sağlık bakanı olarak bu adımları atmakla yükümlüsünüz. "Giderlerse, gitsinler, çekip gitsinler" diyenlere cevabımız; biz buradayız, bir yere gitmiyoruz. Haklarımızı bir bir çekip alacağız."