Türkü ERBİL/SONKALEİZMİR-CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile belediye bürokratlarının da yer aldığı 157 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından İzmir'e geldi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında İZBETON şirketi ve kooperatiflere yönelik gerçekleştirilen şafak operasyonunda yüzü aşkın kişi gözaltına alınmıştı.
.jpg)
ADİL YARGILAMA MESAJI
CHP İzmir İl Başkanlığı'nda il yöneticileri, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve belediye başkanlarının karşıladığı Özel, parti binası önünde toplanan vatandaşlara da seslendi. Özel şöyle konuştu:
"Benim için İzmir’e gelmek, İzmir’le kavuşmak her zaman çok keyifliydi. Bu kez çok keyifsiz bir gündemle, çok tatsız bir gündemle İzmir’deyim. Dün akşam da hep birlikte Saraçhane’deydik. Orada 100 kara günün bilançosuna baktık. Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Cumhuriyet Halk Partisinin cumhurbaşkanı adayına, milletimiz takdir ederse Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya kalkıyorlar. Onunla, hep birlikte, hepinizin de emekleriyle mücadele ediyoruz. 100 karası dediğimiz 100 kara güne direnişe uyanmışken bizi bir başka gündemin içine çekmek, bizi deyim yerindeyse dikkatimizi, motivasyonumuzu dağıtmak, yeni bir suçlama, yeni bir tartışmanın içine çekmek isteyenler, dün sabah İzmir’de bir operasyona giriştiler. Hiç şüphe yok, şeklen baktığınızda niyet ortaya çıkıyor. Bir şafak operasyonu ve bugün gördük ki yüzlerce polis aracını, emin olun saatlerce uğraşarak verdikleri bir nizamla, drone görüntüleriyle özel bir film prodüksiyonu gibi harekete geçişleri ve kişilerin onurlarını, haysiyetlerini zedeleyecek gözaltı görüntülerini servis ettiler. Maksat, adalet aramak olsa, dronla aranmaz adalet. Eğer doğrunun, hakikatin peşindeyseniz algı operasyonlarına ihtiyacınız yoktur. O yüzden daha ilk nasıl yapıldığına bakarsanız, niyetin ne olduğu ortaya çıkar. İlk günden beri, İstanbul için de söylüyorum, İzmir için de söylüyorum.Hiçbir yerel yönetici, yargılanmaktan, soruşturulmaktan muaf değildir. Yeter ki yapılan iş adalete, hakkaniyete uygun olsun. Yargılamalar TRT’den yayınlansın, suçlama da duyulsun, cevaplar da yayınlansın. Ekrem İmamoğlu yargılanmasın demiyoruz. Oradaki belediye başkanları yargılanmasın demiyoruz. Diyoruz ki adıl yargılansınlar, tutuksuz yargılansınlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bütün pratiğini biliyoruz. O Antalya Cumhuriyet Başsavcının yetkisinde olan işi, oradaki başsavcıya küfredercesine yapan, Ankara’daki başsavcıyı paspas etmekten rahatsızlık duymayan, Kayseri’deki başsavcının yetkisini gasp etmeyi kendinde hak gören bir hadsiz. Dün sabah erken saatlerde yapılan iş, İzmir Cumhuriyet Başsavcı'sına söylüyorum; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın pratiğine, iş görüş biçimine özenmektir, onu taklit etmiştir. Şunu bilin, orada muteber bir adam yok. Orada, günü gelince hesap verecek siyasi bir aparat var. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı, eğer İstanbul gibi davranmaya, veya davrananlara engel olmamaya devam ederse, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na nasıl konuşuyorsak, nasıl muamele ediyorsak, gelecekte nasıl muamele edeceksek ona ortak olur. Bunu böyle bilsin."
"HİÇBİR KARDEŞİMİ SATMADIM, TUNÇ KARDEŞİMİ DE SATMAM"
CHP lideri Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer gerçekten adaletin peşindeyse yandaş televizyon kanallarının haftalardır, aylardır hedef gösterdiği İzmir AK Partili siyasetçilerin peşinde olduğu bir dosyayı açacağız, soruşturacağız diyorlarsa ellerinden tutan yok. Yeter ki adil olsunlar. Dün sabah gidip gözaltına aldıklarından Tunç Soyer mi kaçacak? Üç sene 4 senelik mevzularla kaçacak olsa 50 kere kaçar. Ne Tunç Soyer'in ne İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu'nun veremeyecekleri hesap yok. Akıllarını başlarına alsınlar. Tutukluluk istisnadır. Bir tutuklama yapacaksan herkes diyecek ki e tabi burada olması lazım. Kaçarken, yurt dışına çıkarken yakalanır. Görevdedir elinin elinde dünya kadar delil vardır. Karatılmasın diye tutulur. Her biri bir telefonla gelecek olanları şafak operasyonuyla kollarına ikişer polis, karşılarında kamera ile gözaltı görüntüleri bu işin de bir siyasi operasyon olduğunu, algı operasyonu olduğunu gösteriyor. Sürecin ikinci günündeyiz. İlk gün iyi geçmedi. İstanbul gibi yapacaksanız. İstanbul'a nasıl mukabele ediyorsak aynı şekilde burada da yaparız. İzmir'in hafazasında bir şey var. İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, değerli büyüğümüz. 379 yılla, 33 ayrı suçlama ile yargılandı. Her davet edildiğinde gitti, her mahkemede aslan gibi oturdu, kendisini savundu. Bir yandan İzmir'e hizmet etti, bir yandan yargıya hesap vermedi. Alnının akıyla bir gün bile ceza almadan o soruşturmadan çıktı. O günlerde AK Parti medyası, İzmir'in AK Partili siyasetçileri neler neler söylüyordu. İzmir'in siyaset kültüründe soruşturulmak, hesap vermek ve aklanmak vardır. Verilemeyecek hesap yoktur. Verilemeyecek hesabı olan çıkarsa herkes adaletine inanırsa, sorulan sorulara cevep yoksa kimse savcıya saldırmaz, kimse hakime bir şey demez. Ama iftira, gizli tanık, şantaj, zulüm... Bunlara İstanbul gibi yeltenilirse adalet aranmaz, siyasetin aparatı olunur. Bu işte neler konuşturuluyor diye bakılırsa CHP'nin amiral gemisinde İzmir'de birbirlerine düşürebilir miyiz? Hepsini inceliyoruz. Hepsi gözümüzün önündedir. Bir CHP'li bir CHP'liye yanlış yaparsa o yanlışı kendime yapılmış sayarım. Bu kadar açık söylüyorum. Bu nifak tohumlarına dikkat edin. CHP birbirine düşerse o zaman amaçlarına ulaşırlar. Adam neler yazdırıyor neler... CHP'ye ameliyat yapacak. Onu da basın üzerinden kendi trollerine şimdiden söylüyor. Efendim Özgür Özel kurultayda kendisini destekleyenlere ölümüne sahip çıkmış. Tunç Soyer kurultayda karşısındaymış. Özgür Özel gelip sahip çıkmazmış. CHP bu süreçte çok yara alırmış. 10 yaşında Bornova Anadolu Lisesi'ne yatılı gittim. 7 sene orada oturdum, okudum. Her yaz eşimle evladımla tatile giderken hala o yatakhaneden arkadaşlarımla gidiyorum. Bizde tartışma olur kardeşlik hukukuna zeval getirmek olmaz. Hiçbir kardeşimi satmadım. Tunç kardeşimi de satmam."
.jpg)
"KOOPERATİF MESELESİNDEKİ MAĞDURİYETLERİ ORTADAN KALDIRACAK ADIMLARI ATALIM"
İzmir'de Aziz Kocaoğlu'nun geçmişte yargılandığı süreci anımsatan Özgür Özel şunları kaydetti:
"Özgür Özel ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetimi adil bir yargılama, tutuksuz yargılama, savunma hakkının kısıtlanmadığı, yargının operasyona alet olmadığı süreci dikkatle takip etmek üzere, nasıl Aziz Kocaoğlu'nun her duruşmada yanında oturduysam Alaattin Yüksel ile Tunç Soyer'in de yanına otururum. Süreci en yakından en samimi takip ederim. Kooperatiflerle ilgili İzmir'de hepimizi üzen tatsız bir süreç devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na ilk verdiğim ve son verdiğim talimat da bu meselede mağduriyetleri ortadan kaldıracak adımları atalım, sıkıntıdan kurtulalım. Bir talihsizlik, inşaat maliyetlerindeki fahiş artışlar, yanlışlar neyse... Varsa soruşturulacak kısımları ona da eyvallah. Kim kusur işlediyse hesabını verir. Bu ne partinin sırtına yük olmalı ne de İzmir'de Cumhuriyet Halk Partisi ile İzmirliler arasındaki gönül bağını zedelemeli.Birileri tarafından istismar edilmesine, partimiz aleyhine kullanılmasına izin vermeyeceğiz."
"AKIN GÜRLEK İLE YARIŞAN AKIN GÜRLEK'LE BİRLİKTE HESAP VERİR"
Özgür Özel sözlerini şöye tamamladı:
"Türkiye büyük sıkıntılarla uğraşıyor. Daha dün gece bu basiretsiz yönetim doğalgaza yüzde 25 zam yaptı. İstanbul'da yaptıkları operasyonun yükü ekonomiye 150 milyar dolar. 6 trilyon lira. Bu para öyle bir para ki. Asgari ücreti iyileştirin diyoruz, devlet desteği ile esnafa yük olmayın diyoruz. Orada lazım olan paranın 120 katı İstanbul operasyonunun ekonomiye yüküdür. Asgari ücrete katkı yap, 22'den 30'e çıksın diyoruz ya. Esnafa vereceği 6'şar bin lira desteğin 120 katını İstanbul ile harcadılar. Her birimizin cebinden 70'er bin lira gitti. Geçen yüz günde 10'ar çeyrek altın kaybetti Türkiye ekonomisi kişi başına. Erdoğan diyor ya 'Sırf İstanbul değil başka yerler de var' Gizlilik olan dosyadan kimsenin haberi yok Erdoğan'ın maşallah hepsinden haberi var. Adil yargılanma, şeffaflık, tutuksuz yargılanma ve savunma hakkının kısıtlanmadığı süreçte Aziz Kocaoğlu nasıl aklandıysa bu süreç İzmir'in kazanım sürecidir. Başsavcıya söylüyorum. Aldığınız eğitime, makamın gereğine göre adil olun. Akın Gürlek ile yarışan sonunda Akın Gürlek ile birlikte hesap verir. İzmir İl Başkanımızın da gözaltında olduğu süreçte baba evine gelmek, bilgi almak üzere geldim. Her biriniz bu sıcakta gelmişsiniz. Hepinize teşekkür ediyorum."
Sayfa başına git