MENÜ
İzmir 35°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
O isim için flaş karar! Deniz Yücel ve Murat Bakan'ı suçladı
Politika
28 Kasım 2019 Perşembe 22:34

O isim için flaş karar! Deniz Yücel ve Murat Bakan'ı suçladı

Selçuk'taki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel'e yönelik taciz görüntüleriyle gündeme gelen Vefa Ülgür, CHP il yönetimi tarafından ihraç talebiyle disipline verildi. Selçuk eski Belediye Başkanı CHP'li Vefa Ülgür ise CHP İl Başkanı Deniz Yücel ile CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ı suçladı.

SONKALEİZMİR- İzmir'in Selçuk İlçesi'nde geçen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına CHP'li Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel'e yönelik taciz görüntüleri damgasını vurdu. Kendisinden uzak duran Sengel'le zorla halay çekip oyun oynamak isteyen Selçuk eski Belediye Başkanı CHP'li Vefa Ülgür'ün tavrı, başta kadın örgütleri olmak üzerine İzmir ve yurdun çeşitli yerlerinden tepki gördü. CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından da kınanan Ülgün hakkında flaş bir karar alındı. CHP İl Yönetimi, Vefa Ülgür'ü ihraç talebiyle disipline sevk etti. İfadeye de çağrılan Ülgür, yazılı bir açıklama yaparak CHP yönetimine tepki gösterdi. Sengel'in de hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı Ülgür, CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ı suçladı.

İfadesini yazan Vefa Ülgür, 1984 yılında SHP, sonrasında CHP'de yürüttüğü siyasi faaliyetlerini anlattı. 2014 yılında belediye başkanlığı seçimini kaybettiğini belirten Ülgür, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın yanlış yorumları yüzünden YSK'nın itirazlarını reddettiğini savundu.

MURAT BAKAN, SELÇUK'U DİZAYN ETTİ

Ülgür, "2018 seçimleri sonrası yönetim kurulumuz ve Selçuk ilçe örgütünün bütün organları, iki ret oyuna karşılık oy çokluğuyla olağanüstü kurultayın toplanması için imza vermemizi istedi. Bundan sonra Genel Başkan Yardımcımız Bülent Tezcan ve Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun bizzat benden ilçe örgütünün verdiği imzayı geri aldırmamı istedi. Seyit Torun imza geri alınmaz ise 2019 yerel seçiminde aday olamayacağımı söyledi. Ama imzayı geri almadık. Aday belirleme sürecinde ön seçim ve aday yoklaması, anket gibi taleplerimiz reddedildi. Bu aşamada tüm kapılar kurultay imzasına çıktı. Mevcut ilişkilerin bu durumda olduğunu gören İzmir İl Başkanı ve Sayın Milletvekili Murat Bakan başta olmak üzere bir grup Selçuk seçimlerini dizayn etti. Aday yapılmadım" dedi.

OĞLUMU GÖZÜMÜN ÖNÜNDE DARP ETTİLER

Kendisinin yerine Sengel'in aday gösterildiğini aktaran Ülgür, "Belediye başkan aday adayı olmak için aralarından ayrılmak zorunda kaldığım ilçe yönetimi, aralarında ortak çalışma kültürü olmadığı gerekçesi ile istifa etti ve Sayın adayın ve ekibinin önünü açtı. Ama bu da yetmedi. Yine siyasi malzeme yapıldım. Adayın yakın çevresi günlerce bağımsız aday olacağım iddialarını kamuoyunun gündeminde tuttu. Bir süre sonra İyi Parti’nin adayı olacağımı iddia ettiler. Adaylık başvuru süresi sona erince de AKP’ye çalıştığım şeklinde gündem yaratıldı. Seçim süreci hiç ilçe, ilçe sorunları ve niçin aday olundu konuları gündemde olmadan tamamlandı. Sanıyorum adaylığına karşı çıkarak ve kamuoyu önünde, kendisinin yanında görünmeyerek büyük bir suç işlemiştim. Suçum büyüktü ve hep birileri için tehdittim. Genel Merkezle ilişkilerim zayıftı. Sayın Murat Bakan ve İl Başkanı Sayın Yücel de bu süreçteki tavrım yüzünden olumsuz yorumlar yapıyordu.
Sonra meşhur Şirince operasyonu patladı. Kadına şiddet naraları arasında oğlum, kardeşim ve yakınlarım darp edildi. Siz Sayın Bayan! Hiç çocuğunuzun darp edilişine şahitlik ettiniz mi? Hiç kimse dövülenlerin insan olduğunu, onların da anne ve baba olduğunu görmedi. Sayın bayan başkan üzerimde bir sökük görmüş, ilmeği yakalamış sökmeye çalışıyordu" ifadelerine yer verdi.

OR...PU GİBİ BİR ŞEYLER SÖYLEDİ...

Ülgür, şöyle devam etti: "Hemen üst akıl devreye girdi. Üst akıl şunu biliyordu: (Bir suç işleyecek ve suçlanmak istemiyorsan, yeteri kadar taraftarın olmalıydı.) Gece saat 01.15 sıraları seçili görüntülerle algı operasyonu başlatıldı. Yetmezdi, ertesi gün kınacılar devreye sokuldu, önce yandaşlardan başlandı. Diğerlerine de kamu gücü kullanılarak açıklamalar yaptırıldı. Kınacıların hiç biri; (şiddet cinsiyet meselesi değil, bir karakter meselesidir) demedi ya da diyemedi. Sabahın erken saatlerinde il başkanı hiç beni aramadan kamuoyuna (gereği yapılacak) diye beyanat verdi. Kamu gücü ve kaynakları kullanılarak bütün iletişim kanalları zorlandı. Diğer yandan üst akıl, CNN, FOX TV gibi kanallar aracılığı ile genel merkez yöneticilerine algı operasyonunu tamamladı. Artık yeterli çoğunlukları vardı. Hemen bir grup avukat belediye binasında toplandı. Değerlendirmeden sonra, eldeki verilerin olmayan şiddeti kanıtlayamayacakları sonucuna varmış olacaklar ki; Sayın bayan hastaneye gidemedim o yüzden elimle ilgili rapor alamadım ifadesine ilaveten bana or...pu gibi bir şeyler söyledi diyerek şikayetçi olacaktı. Yetmezdi. Savcılığa müracaat ederek benim ve çocuğumun can güvenliği yok diye uzaklaştırma kararı aldırdı."

DENİZ YÜCEL'E AĞIR SÖZLER: BABAN İSMİNİ DEĞİŞTİRSİN

Liste tartışmalarına da değinen Ülgür, "Yamandı. Zeytinyağı gibi üste çıkmalıydı. Kişi kendinden biliyordu işi. Benim kadınlara karşı naif olduğumu ve çocukları çok sevdiğimi bilirdi. Ama oğlumu dövdürmüştü. “Başkana vuracaktı ama vurma diye işaret ettim” diyerek aslında korumasına oğlumu dövdürdüğünü anlatıyordu yakınlarına. Sıra gelmişti altın vuruşa: Seçim öncesi hep beraber şahsım için kara propaganda yürütenlerin bir kısmı, karşısındaki mavi listeye geçmişti. Hem mavi listeyi hazırlayanları hem de benim haddimi bildirecekti. Kendisi de hemen bir liste rengi buldu. Kırmızı. Ne de olsa partinin rengiydi. Belediyenin bütün gücünü kullanarak mavi listeyi yeneceğini düşündüğü için beni de o mavi listeyi hazırlayan olarak deklare ediyordu. Ben ve arkadaşlarım sorun tespiti ve çözüm önerileri anlatarak politika yaparız. İki listenin de il başkan adayı aynı. Mücadele kimin kurultay delegesi olup genel merkeze yaranacağı yarışı. Bu iş de garantide gibi. Altın vuruş. 26 kasım tarihi itibarı ile il başkanlığından bir ileti aldım. Başta ben, İzmir İl Gençlik Kurulu Yönetim Kurulu üyesi görünen oğlum ve kardeşim, tedbirli ve kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmişiz ve ifadeye çağrılıyoruz. Benim ifadem; 1978 Kahramanmaraş olaylarını kınamak için Selçuk Lisesi’nde bir gün derse girmeme eylemine liderlik etmek ile yapmakla başlar. İki defa hapishane, feto operasyonları, tehditler, yüzlerce müfettiş baskısı onlarca mahkeme, şimdide parti oligarşisi ve sen Sayın Yücel. Babanın kendi dönemine saygısı varsa senin adını değiştirsin. Kamuoyu önünde ifademdir."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir