SONKALEİZMİR-İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi'nin Anayasa Mahkemesi'nde reddedilen "Sağlıkta şiddete yüksek ceza eşitlik ilkesine aykırı" başvurusu sağlık camiasından tepki gördü.
SONKALE'ye konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, bir yasa çıkarılırken ülke gerçeklerinin göz önünde alınarak caydırıcılığın ön planda tutulması gerektiğini söyledi. Çamlı şunları söyledi:
"Türkiye'de 2020 yılında mevcut bir yasa varken sadece Beyaz Kod'a başvuru sayısı 11 binlerdeydi. 2021'de bu sayı 30 binlere ulaştı. Sağlıkta şiddet için yasa çıkardığını öne süren hükümetin bu çabalarına rağmen sağlıkta şiddet 3 kat arttı. Dolayısıyla mevcut yasanın pek caydırıcı olmadığını söyleyebiliriz. Artık hekimler bu şiddetten dolayı motivasyonlarını kaybetti. İstifa ediyorlar, erken emeklilik başvurusu yapıyorlar. Hatta genç hekimlerin yurt dışına çıkmasının en önemli sebeplerinden biri sağlıkta şiddet. Kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Akşam eve sağ dönüp dönememe ihtimalinin olması üzücü bir durum. Bütün bunlar bu kadar net iken diğer kamu görevlileri ile karşılaştırarak 'Eşitlik ilkesine aykırı' demeyi çok gerçekçi bulmuyorum. Örneğin son bir yılda 30 bin sağlık çalışanına şiddet uygulanırken acaba kaç hakime ya da savcıya buna benzer yaklaşım ortaya konmuştur, bunu düşünmek gerekir. Yüksek yargının kararını gerçekçi olarak değerlendiriyorum."
MÜJDELERLE İLGİLİ SOMUT ADIM ATILMADI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 14 Mart Tıp Bayramı'nda sağlık çalışanlarına yönelik ücret ve özlük haklarının iyileştirilmesini kapsayan müjde açıklamalarına değinen Çamlı şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanımızın ve otoritelerin bu tür müjdelerine çok alıştık. Göreve geldiğinden beri sağlık bakanımız defalarca müjde verdi. Artık onlara inanmıyoruz. Bunların çoğunun boş vaatler olduğunu, cek caklarla bir oyalama olduğunu biliyoruz. 14 Mart'ta yükselen hekim ve sağlık çalışanlarının eylemlilik süreçleri hükümeti birtakım adımlar atmaya zorladı. 14 Mart'ta açıklamalar yaptılar. Geçtiğimiz bir ayda hiçbir somut adım atılmadığını görüyoruz. Önceki süreçlerde de böyle oldu. Pandemide ekonomik haklarımızın düzeltileceği, performansın tavandan verileceği gibi müjdeler verildi ancak hayata geçirilmedi. Hekimler ve sağlık çalışanları artık oyalama değil, somut adımlar bekliyor. Devleti yönetmenin bir sorumluluğu vardır. Bu açıklamaların arkasında durmalılar. Şiddetin önüne geçilmesi için de etkin bir yasayı meclisten geçirmeliler. Balkonlardan alkışlanırken, sizler bizim kahramanımızsınız denirken, gelinen noktada giderseniz gidin denilen bir süreç gördük. Haklarımızı alana, insanca yaşayabileceğimiz emekliliğe yansıyacak bir ücret, güvenli çalışma koşulları sağlanana kadar mücadelemize devam edeceğiz."