Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yapılacak yeni hizmet binasının tasarım ve işlev sürecinin yürütülmesi adına 16 kişilik bir danışma kurulu oluşturduğunu basından öğrenmiş bulunuyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası hem İzmir’in kent belleği hem de modern mimarlık mirası tarihi açısından çok önemli bir yapıdır. Yerel yönetimin, kentin en önemli kamusal alanlarından biri olan Konak Meydanındaki temsili olarak düşündüğümüz binanın korunması ile ilgili İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'ne şubemiz tarafından başvuruda bulunulmuştur.
İzmir 1 nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, başvurumuza yönelik 30.08.2021 tarihli yazılı yanıtında yapının yerinde tespit çalışmalarının yapılması ve ilgili belgelerin idaresinden talep edilmesine, süreç tamamlanıncaya kadar yapıda herhangi bir FİZİKİ-İNŞAİ faaliyette bulunulmamasına karar verdiğini bildirmiştir. Kurul bu kararını aynı zamanda Konak Belediyesine ve İzmir Büyükşehir Belediyesine de iletmiştir.
Kurul tarafından yapılan ön değerlendirmede konuya ilişkin tespit çalışmalarının sonuçlanacağı zamana kadar yapıda herhangi bir inşaat faaliyetinin yapılmaması gerektiği bildirilmişken, İzmir Büyükşehir Belediyesinin yıkım senaryolarını da konuşmak için bir kurul oluşturmasını çok talihsiz bir karar olarak değerlendiriyoruz. Bu kurulda olduğu açıklanan isimlerin çoğu, mesleki anlamda kendilerini kanıtlamış ve takdir ettiğimiz isimlerdir. Ancak, süreç hakkında yeterli bilgilendirme yapılmadan böyle bir kurulun oluşturulma nedeni tarafımızca anlaşılamamıştır. Yıkım kararı çıkmadan yıkım sonrasını konuşmak “süreci meşrulaştırmaya çalışmak” demektir.
Bununla birlikte danışma kurulları konunun onaylanması üzerine değil değerlendirmesi üzerine kurgulanmaktadır. Konuyu yakından takip eden ve kamusal alan mücadelelerinde aldığı başarılarla kente katkı koyan Mimarlar Odası ve TMMOB Bileşenlerinin bu kurula davet edilmemesinin de İzmir gibi demokratik değerleri ile öne çıkan bir kentin yerel yönetim anlayışı ile bağdaşmadığını düşünüyoruz. Çok renkli ve çok sesli olmak şiarıyla yola çıkan bir anlayışın geldiği noktanın bu anlamda çok derin çelişkiler içerdiğini düşünüyoruz.
Açıklanan danışma kurulunda Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nin yürüttüğü daha önceki mücadelelere katkı koyan değerli isimler bulunmaktadır. Bu hassasiyete sahip kişilerin, bu süreçte yapının korunmasına dönük gerekli önem ve duyarlılığı göstereceklerini umuyoruz.
Bilindiği gibi İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsünden bir rapor istenmiştir. Raporun içeriği ve yazım dili hakkında ilgili diğer uzman kuruluşlar değerlendirme yapacaktır ancak özetle söylemek gerekir ise rapor binanın güçlendirilemeyeceğini söylememektedir. Güçlendirme yapılabileceği raporda belirtilmiştir.
Konak ve yakın çevresinde yer alan kamuya ait yapıların nasıl yeniden kullanılabileceğine dönük senaryoların tartışılması mutlaka yapılmalıdır. Kentsel ve toplumsal hafızada yer alan bu yapılar için yapılabilecek müdahaleler tartışılırken, mevcut fiziksel çevreye en az dokunuşla en etkili sonucu alabilmeyi amaçlamak gerekir. Modern Mimarlık mirası niteliğine sahip yapıların potansiyellerini kullanarak kentin ve toplumun ihtiyaç duyduğu mekân ve kullanım biçimleri oluşturulmalı, daha fazla kamusallık, açıklık, geçirgenlik gibi Konak ve çevresine değer katacak kavramlar üzerinden yeniden bu yapıları kazanmak esas olmalıdır.
Toplanması durumunda, danışma kurulununda da benzer görüş ve değerlendirmeler oluşturulacağını beklemekteyiz."