MENÜ
İzmir 10°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kimdir Rektör Şafak Çomaklı
Güncel
1 Nisan 2020 Çarşamba 19:15

Kimdir Rektör Şafak Çomaklı

Rektörün bütün öğretim hayatı gözler önünde, lisansı, yüksek lisansı, doktorası sayfa sayfa yazılıyor da öncesi yok! Hangi ortaokul, hangi lise mesela hiç bilgi yok...

Zekiye Çomaklı... Erzurumlu! Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı’nın annesi.

Epeydir... Sosyal medya fenomenliğine soyundu desek yeridir, hemen her gün hesaplarında beylik laflar eden, videolarını paylaşan bir isim...

Yazık ki... Şöyle bir video çekti; “Bu İzmirliler var ya... Dinsiz imansız! Anladık gavursunuz da kardeş bu kadar mı namussuz gavur olunur, bu kadar mı haysiyetsiz gavur olunur? Dedelerinizi denize döktük diye bu kadar mı düşman olunur... Burası Tük Müslüman devleti! Hiç kendinizi öldürmeyin. Bak dedeniz bütün dünyayı dua etmeye çağırdı papa efendi. Doğru, dedenizin yanına... Tek kaşıkla herkesin ağzına şurup veren dedenizin yanına gidin, şurubunuzu için, ondan sonra da kendi işinizi kendiniz yapın, hadeeee...” dedi.

Yine diğer videoları gibi alkışlanacağını sansa da bu kez sert kayaya çarptı. Hakkında yazılanları geçelim...

Peki, oğlu Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı’nın Instagram'daki canlı yayını sırasındaki sarf ettiği sözler neyin nesiydi?

Ne demişti sahi? “Vallahi anama derim sizi ha. Yemin ederim. Ömer kardaşım, böyle yapıyoruz artık, özümüze döndük. Reis herkese bunu şey yaptırdı. Ders çalış. Vallahi anama dedim sizi”

Peki, kim bunlar? Bu aile gücü nereden alıyor?

Başlayalım...

ŞAFAK ERTAN ÇOMAKLI

45 yaşında. 1975 yılında Erzurum’da doğdu. Annesi Zekiye Çomaklı Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği başkanıydı; Erzurum Aşkale İlçesi eşrafından Hacı Esmani Koçak ‘ın kızıydı.

Babası Mehmet Nuri Çomaklı ise Aşkale Eski Belediye Başkanlarından...

Yani... Meşhur Çomoğulları sülalesinden...

Aynı aileden bir diğer ünlü isim ise; Hacı Sedi Çomaklı’nın oğlu Ömer Çomaklı. O da 12 Ağustos 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne atandı.  

Yavuz Çomaklı da 2018’de Aşkale Belediye Başkanlığı aday adayı oldu da seçilemedi.

Bu kadar da değil...

Ayrıca Güney Afrika büyükelçisi Elif Comoğlu Ülgen ve  eski Ovacık yeni Maçka Kaymakamı Selim Çomaklı ile de akraba...

Akademik diplomaları nereden?

Şafak Çomaklı, lisansını “Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi”nde, yüksek lisansını “Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye- Mali Hukuk ABD” yaptı. Doktorası “Uludağ Üniversitesi Sosyal bilimler enstitüsü Maliye – Mali Hukuk AD” üzerineydi.

2012 yılında Erzurum Aziziye Belediye Başkan danışmanlığı yaptı.

27 Mayıs 2015'te Polis Akademisi Adli Birimler Enstitü Müdürü oldu... Buranın FETÖ kalesi olduğunu anımsatmamıza gerek var mı? Bu kadar değil, sabredin...

06 Eylül 2018... Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne atandı.

Biraz hafızanızı tazeleyelim...

2003 yılında, ki o zaman Cumhurbaşkanı Abdullah Gül idi. Prof. Dr. Hasan Nüvit Gerek 294, Prof. Dr. Naci Gündoğan 221, Prof. Dr. Davut Aydın 153 oy almıştı.

Niyeyse... Naci Gündoğan atanmıştı...

YA, NELER YAPTI

Sempatik görünmeye çalıştı...

Mesela... Birkaç öğrencinin evine gidip yemek yedi filan. Bu öğrencilerin iktidara yakın olduğu söylendi, yani seçilmişlerdi...

Göstermelikti...

Elbette yine iktidara yakın akademisyenleri kadroya doldurması gecikmedi...

Bazı akademisyenler ile sözleşme yenilemedi; tercihi yine yandaşlardı. Hukuk Fakültesi'nden iki hocayı gönderdi; biri Hukuk Fakültesi anabilim dalının tek hocasıydı; yerine İlahiyatçı getirdi!

Üç hoca beş senedir profesörlük, on civarında hoca doçentlik, yardımcı doçentlik beklerken kadro açmadı. Ama dışarıdan gelen doçente profesörlük verildi, dekan yaptı. Bir diğerini ise dekan yardımcısı...

Rektörün bütün öğretim hayatı gözler önünde, lisansı, yüksek lisansı, doktorası sayfa sayfa yazılıyor da öncesi yok!

Hangi ortaokul, hangi lise mesela hiç bilgi yok...

Niye ki?

FETÖ OKULUNDA OKUDU

Şafak Ertan Çomaklı, Erzurum Aziziye Koleji Mezunuydu.

Yani... FETÖ okulunda okudu. Hiç sıradan bir okul değildi baştan söyleyelim! Şöyle ki...

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından FETÖ'nün faaliyetlerinin ve örgüt yapısının deşifre edilmesi ve suça karışanlar hakkında yasal işlemlerin yapılması amacıyla soruşturma başlatıldı.

Soruşturma çerçevesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Başsavcılığın talimatı doğrultusunda Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Milli Eğitim Bakanlığına devredilen eğitim kurumlarında inceleme yaptı. Söz konusu bölümdeki incelemede, örgüt tarafından adeta "kozmik oda" olarak kullanılan, önünde bekleme alanı olan ve özel locaların yer aldığı iki katlı oval bir salona ulaşıldı. İçerisinde koltuklar ile küçük bir sahne bulunan ve örgütün "himmet" toplantılarının yapıldığı anlaşılan salonun tavanında ise içinde dünya haritasının olduğu sekizgen şekil vardı. Bitmedi... Özel bölümün ikinci katına çıkan polis, çok daha büyük bir sürprizle karşılaştı. Burada yapılan kontrollerde ise gelen kişiler için hazırlanan iki ve üçer kişilik yatak odaları ile mutfak, küçük toplantı salonları ve restoran olduğu belirlendi. Aynı katta restoranın içinden girilen bölümde de birbiriyle bağlantılı şeklinde tasarlanmış, içlerinde mutfak, banyo ve bekleme kısımlarının olduğu özel olarak hazırlanmış süit odalar ortaya çıkarıldı. Bunun üzerine gerekli incelemeleri yapan ve polis, delilleri topladıktan sonra koleji mühürledi.

Sonrasında... Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü de KHK ile Milli Eğitim Bakanlığına devredildi. Oldukça büyük bir alana kurulu bu kolej, daha sonra dört ayrı okula çevrildi. Bu alandaki binaların düzenlenmesi sonucu "Millet Okulları" adı verilen yerleşkede Şehit Murat Ellik İlkokulu, Şehit Yakup Sürücü Anadolu Lisesi, Şehit Hasan Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip lisesi ve 15 Temmuz Şehitleri İmam Hatip Ortaokulu adıyla yeni okullar açıldı.

İPEK HOLDİNG BAĞLANTISI NE?

Ekim 2015...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ve Sulh Ceza Hakimliği'nin kararıyla İpek Koza Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyım atanmasına karar verildi.

Peki, bu işin “İpek şirketleri mükemmel görünüyor. Türkiye’de böyle kusursuz şirket olmaz. Kayyım atanmalı” diye bilirkişi raporu veren Şafak Ertan Çomaklı ile ilgisi ne?

Akın İpek daha sonraları neden Şafak Ertan Çomaklı’ya, “Bunun mükafatını rektör atanarak aldı” dedi?

Üstelik... "Dolandırıcı" bile dedi...

KAYYUM İŞLERİ

2015 yılında  Koza İpek Holding’e kayyum atanmasına gerekçe gösterilen sahte bilirkişi raporunu hazırlayan Şafak Ertan Çomaklı idi...

Koza-İpek Holding’e yönelik raporu hazırladığı dönemde Çomaklı’nın dolandırıcılıktan ağır cezada yargılanıp hapis cezası aldığı da ortaya çıktı.

Malum... Çomaklı daha önce Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi’de müdürdü.

Çomaklı’nın 2007 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Mehmet Soydan’ı Kırgızistan’dan araba getirme vaadiyle parasını alıp geri vermeyerek dolandırdığı, bu sebeple ağır cezada yargılanıp 2 yıl 1 ay hapis cezası aldığı ortaya çıktı. Çomaklı’nın cezasının dava zaman aşımı sebebiyle ortadan kaldırıldığı da ekleyelim. Bu arada... Çomaklı’nın dayısı olmadığı halde dayısı olarak tanıttığı suç ortağı Cenap Gerçek’in bu suçlama sebebiyle 4 ay cezaevinde yattı.

Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına göre Kütahya Dumlupınar Üniversitesi MYO’da öğretim görevlisi olarak çalışan Mehmet Soydan, üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Ahmet Karaarslan’ın asistanı Şafak Ertan Çomaklı ile dayısı olarak tanıttığı Cenap Gerçek’in kendisini dolandırdığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yapılan soruşturma sonucunda Çomaklı ve Gerçek hakkında dolandırıcılıktan ceza davası açıldı. Cenap Gerçek 2004 yılında tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada şikayetçi Mehmet Soydan 1999 yılında otomobilini sattığını, yeni araba almak için baktığı sırada Prof. Ahmet Karaarslan vasıtasıyla Şafak Çomaklı’yla tanıştığını söyledi. Çomaklı’nın kendisine “Dayım Cenap Gerçek Kapalıçarşı’da kuyumculuk yapıyor. Arada sırada iş için Kırgızistan’a gidiyor ve buradan istek üzerine araba getiriyor.” dediğini belirten Soydan, kendisine de araba getirtmesi için Şafak Çomaklı’nın dayısı olarak tanıttığı Cenap Gerçek’in hesabına 12 bin dolar yatırdığını söyledi.

Soydan’ın ifadesine göre Çomaklı’nın “15 gün içinde araç gelecek” demesine rağmen bir ay geçtiği halde gelmemesi üzerine hocası Prof. Dr. Ahmet Karaarslan Çomaklı’ya cep telefonundan mesaj göndererek parayı iade etmemeleri durumunda savcılığa şikayet edeceğini söyledi. Bu mesajdan bir gün sonra Çomaklı, babasıyla birlikte Karaarslan’ın yanına geldi.

Babası “Olmuş bir kere parayı biz ödeyelim” vaadinde bulundu. Ancak buna rağmen para yine ödenmedi. Şikayetçi öğretim görevlisi Soydan bunun üzerine Şafak Çomaklı ve Cenap Gerçek hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

Sanık Cenap Gerçek mahkemede yaptığı savunmada ortaokuldan arkadaşı olan ve İstanbul’da bir iki defa yanına gelen Şafak Çomaklı’nın bir gün kendisini arayarak “Hesabına bir miktar döviz gelecek” dediğini ve hesabına gelen 8 bin 500 dolar ile 5 bin 790 Alman Markı’nı Kapalıçarşı’da bozdurup komisyon bile almadan Çomaklı’ya verdiğini belirterek hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Çomaklı da savunmasında Gerçek’in beyanlarının doğru olmadığını iddia ederek suçlamalarını kabul etmedi. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Mayıs 2007’de görülen duruşmada Çomaklı ve Gerçek’in müşteki Mehmet Soydan’ı araba getirme vaadiyle parasını alarak dolandırdıkları kararına vardı ve her iki sanığın 2 yıl 1 ay hapis cezası ve 125 gün adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi.

Karar sanıklar tarafından Yargıtay’a götürüldü. Yargıtay, 2010’da zamanaşımı süresi dolduğu için mahkemenin kararını bozdu ve dava düştü. Çomaklı ve Gerçek, mahkemenin verdiği hapis ve para cezasından zamanaşımı sebebiyle kurtuldu.

"FETÖYÜ TEMİZLEYECEĞİZ"

Üniversitede ilk konuşmasıydı: “FETÖ’yü buradan temizleyeceğiz, içiniz rahat olsun” dedi.

Kampüste bile Cumhurbaşkanına “Reis” demesiyle meşhurdu.

Eğitim öğretimden bahsetmeye pek gerek görmedi; enteresan yerlere barikatlar yapıp, devasa güvenlik kameraları yerleştirdi. Turnikeler, dubalar, plaka tanıma sistemleri, bariyerler ve ağaç ışıklandırmaları da cabası.

Yani... "Toplama kampından beter" diyor öğrenci çocuklar...

Öyleki... Birkaç hoca bahçede sohbet ederken iki metre ötede yirmi güvenlik görevlisi izlerdi.

Dönem faaliyetlerinden bahsederken; "Üniversitemiz şu kadar makale yayınladı, öğrencilerimize şöyle imkanlar/olanaklar sağladık” demek yerine, kaç kişiye Ramazan ayında sahur verdiklerini, Ramazan sokağı açtıklarını, bedava macun dağıttıklarını anlattı...

Öğrenci kulüpleriyle yaptığı toplantılarda, polislerin nasıl eğitildiğini ballandırarak anlatmasıyla meşhurdu.

Anadolu Üniversitesi'nin bir yılda sıralamasının epey düştüğünü de hatırlatalım.

Öğrencilerin kendisi hakkında yaptıkları paylaşımları mahkeme kararıyla sildirmesiyle meşhurdu; hakkında yazılan en ufak eleştiriye tahammülü yoktu...

“Ankara 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin Şafak Ertan Çomakoğlu’nun talebi üzerine verdiği bu tarih, şu tarih, o tarih vs 2019/2257 d.iş sayılı kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine karar verilmiştir” dendi. Vs.

"Var gücüyle AKP’den milletvekili olabilmek için çalıştı" deniyor; öğrenciler ondan o kadar bıktı ki, "hayallerine" biran evvel kavuşmasını diledi! Okul eski günlerine dönsün diye...

Ve... Tiyatro skandalı...

ARZU TRAMVAYI

75 yıl önce Tennessee Williams tarafından yazılan ve tiyatro için bir dönüm noktası olarak kabul edilen, dünya klasikleri arasında gösterilen oyun: A Streetcar Named Desire

Yani... Arzu Tramvayı

Tiyatro Festivali; 18 Ekim-9 Kasım tarihleri arasında yapıldı...

İlk günden fiyaskoydu...

Biletler satışa sunuldu ama site sabahın erken saatlerinde çöktü; sonra kalmadı dendi...

Otuz öğrenci göstermelik olarak seçildi, dört yüz kişilik salonun devamına protokol doldurulunca öğrenciler isyan etti.

Eylem başlattılar...

Onur Saylak, Zerrin Tekindor başroldeydi.

Oyun başladı, protokol içerde, öğrenciler dışarıdaydı...

Öyle ki... Başrol oyuncusu Onur Saylak oyun arasında pencereden dışarıda eylem yapan öğrencilere seslendi; “Lütfen oyunun bitmesini bekleyiz; sonrasında eyleme beraber devam edelim. Biz bilmiyorduk, çıkışta sizinleyiz. Haklısınız, biz kendimizi açıklayalım. Bilmiyorduk, sabah siz yazmaya başlayınca anladık; haklısınız durum böyle maalesef. Ne kadar güzel ki sahip çıkıyorsunuz, harika... Biz de buralardan geldik, bu yollardan geçtik. Elleriniz, ayaklarınıza sağlık, iyi ki geldiniz, iyi ki varsınız” dedi.

Sözünü de tuttu, çıkışta, öğrencilere, “Gene geleceğiz...” dedi.

Oyunu değil de konuşması alkışlandı...

Uzatmayalım.

Yıl, 2020.

Türkiye'den bir rektör portresi kalsın yarınlara; bugünleri yazanlara yardımımız olsun... (Odatv.com)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir