Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Bu ülkede huzur bırakmadılar biliyorum. Ama umudunuz kaybetmeyin. Bu ülkeye baharı hepbirlikte getireceğiz.
Bugün Gezi Davası görülüyor. Gezi eylemini bir baskının ortaya çıkardığı bir aydınlanma hareketi olarak görmek gerekiyor. Gençlerin eylemini saygıyla karşılamamız gerekiyor. Bir dönemin savcılarının hazırladığı iddianamelerle bizin akademisyenlerimiz, gençlerimiz yargılanıyor. Adaletin içini boşaltmamız lazım. Gezi eylemini darbe gibi yaftalamak doğru değildir. Osman Kavala, 840 gündür tutuklu. Osman Kavala'nın serbest bırakılması lazım.AİHM kararı çıktı, "Yanlış yapıyorsunuz" dedi. Bu kararı uygulayacak mahkeme bulunamadı. Üst mahkemenin verdiği kararı alt mahkeme uygulamıyorsa şu soruyu sormalıyız: Bu ülkede adalet var mı? Her şeye rağmen adalet olmalı. Her şeye rağmen birlikte yaşamalıyız.
İntikamla yargı olmaz. Onlar bizim evlatlarımız. Bize düşen gençleri anlayışla karşılamaktır. Bunu neden söylüyorum. Allah'ın bize verdiği en değerli hazine akıldır. Aklımızı kullandığımız zaman bunları aşabiliriz.
Sorunlar çözmenin yolu akıldır. Herkes hayatı sorgulamalı. Her şeyi ben bilirim kulağa özgü bir kavram değildir. Herkesin eksiği hatası vardır. 21. yüzyılda ben her şeyi bilirim demek dünyanın en büyük yalanıdır.
Bugünkü Türkiye'den söz edeceğim. Vatandaş neden perişan? Emekli neden geçinemiyor? Neden işsizlik var? Neden sırtını saraya dayayanlar hapse girmeyenler hapse girmiyor da garibanlar giriyor? Neden görüşünü açıkladı diye üniversiteden yüzlerce akademisyen atılır? Bir alimin, bir bilginin dünya için ne kadar faydalı olduğunu biliyor mu?
Yüzbinlerce insan çöp konteynerlerinden geçinirken neden saraya yakın bazı kişiler ikişer üçer maaş alıyor? Gözün doymuyor, gidiyorsun 4-5 yerden aylık alıyorsun.
Yüzbinlerce insan çöp konteynerlerinden geçinirken neden saraya yakın bazı kişiler ikişer üçer maaş alıyor? Gözün doymuyor, gidiyorsun 4-5 yerden aylık alıyorsun.
13 Madde ile sarayda yaşayanların Türkiye'si ile halkın Türkiye'sini kıyaslayacağım.
Saray'da yaşayanların Türkiye'sinde işsizlik diye bir dert yok. Saray'da yoksulluk yok.
50 bin dolarlık çanta ile yoksul evlerine ziyarete gidilir. Kusura bakma sen alay ediyorsun demektir. Halkın yaşadığı Türkiye ile sarayın Türkiye'si beyaz ile kara gibi ayrışmış durumda.
Saray sosyetesinin çocuklarının gelecek kaygısı yoktur.
Saray sosyetesi TBMM'yi kendi çıkarlarına hizmet eden bir organ olarak görür. Vatandaşın beklediği TBMM'de kendi sorunlarının dile getirilmesi. Bununla saray sosyetesi arasında dünya kadar fark vardır.
Saray sosyetesinin gözünde devlet soyulacak bir organ olarak görülür. Devletten dolarla iş ve garanti alanlar saray sosyetesi gözünde makbul vatandaştır. Sen buradan beslen demiştir, ben de besleneyim demiştir. Milletin anasına küfredecek kadar makbul vatandaşlardır.