Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Her şey çok güzel oldu her şey çok daha güzel olacak.
Güzel bir ülkemiz var, huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Kimliklerimiz, inançlarımız farklı olabilir ama bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz.
Değerli sanatçı Enis Fosforoğlu’nu dün sonsuzluğa uğurladık. Adalet Yürüyüşü’nde de beraber yürümüştük. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Gezi olayları dünyanın en demokratik eylemlerinden birisiydi.
Gezi direnişinde ağaçların kesilmesine karşı direndiler. Kitaplar okundu. Sevgi gösterilerinde bulunuldu. Yeryüzü sofraları kuruldu.
601 gündür Osman Kavala içerde. Bu insanlar ne yaptı? 600 gündür mahkemeye çıkmayı bekledi. FETÖcülerin hazırladığı iddianamelerle yargılanıyorlar.
Gezi'ye katılanların tamamı bizim çocuklarımız. Her görüşten gençlerimiz vardı orada.
İSTANBUL'U HAZMEDEMEDİLER
Hiç kimse meraklanmasın; Türkiye'nin önü açıldı, Türkiye'nin önü daha da açılacak. Türkiye'ye huzur gelecek, bereket gelecek, demokrasi gelecek.
31 Mart’ta bir seçim yapmıştık, güzel de bir sloganımız vardı; Mart’ın sonu bahar diye. Gerçekten Mart’ın sonu bahar oldu.
Ankara’da, Antalya’da, Adana’da, Mersin’de baharı getirdik. İstanbul’u hazmedemediler, binbir türlü iftira attılar. Oyları çaldılar dediler, nerede bu hırsız?
Elimizde kamera görüntüleri var dediler, e hani nerede? Sonunda itiraf ettiler, siyasi bir söylem dediler. Siyasetin de bir ahlakı vardır!
Seçim yenileme kararı alınınca kimi çevreler boykot edin dedi. Kimileri de beklediler ki CHP’liler sokağa dökülsün, camı çerçeveyi indirsin. Biz sağduyulu hareket ettik. 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güveniyoruz dedik ve güvendik.
Haktan, hukuktan, adaletten bahsedenler hakem olarak milleti görürler.
13.729 oy farkla kazanmıştı Ekrem İmamoğlu. 23 Haziran’da sandığa gittik ve 800.000’i aşan bir oyla İmamoğlu seçimi aldı. Bu milletin ahlakına, ferasetine ve vicdanına güvendik, güveniyoruz.
Seçimler her türlü iftiraya rağmen yapıldı, Pontus’tan tutun diplomaya kadar. Doğrudan doğruya İmamoğlu’nu hedef alarak orantısız bir güçle propaganda yaptılar. Ama bizim de vicdanımız, Allah’ımız ve inancımız var!
DEMOKRASİ DESTANI YAZDIK
Şimdi bir daha 82 milyonun vicdanına ve adalet duygusuna sesleniyorum; eğer bir kişi tarafsız davranacağına dair namusu ve şerefi üzerine and içmişse tarafsız kalmalıdır.
Hep beraber bir demokrasi destanı yazdık.
Hem Ekrem bey, hem Milletvekillerimiz, İl Başkanlarımız, örgütümüz, taraflı Cumhurbaşkanı’na rağmen güzel bir çalışma sergilediler.
Eğer bütün dünya bugün Türkiye’yi konuşuyorsa 16 milyon İstanbullu sayesindedir. 16 milyon İstanbullu bir siyasi destan yazdı. Ve bu destan bizim siyasi tarihimizin en önemli destanlarından biridir.
Millet İttifakı'na teşekkür ediyorum, Saadet Partili, AKP'li, MHP'li, HDP'li yöneticilere ve oy veren seçmenlere teşekkür ediyorum. Hep birlikte demokrasi destanı yazdık. Bu destan demokrasiye susayanların destanıdır.
Vatandaş Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olmasını istiyor, Cumhurun başında olan kişi tarafsızlığını korumalı. 800.000 kişi bu mesajı verdi. Tarafsızlık konusunda referanduma hazırız.
Biz bütün baskılara ve engellemelere rağmen dünyaya, bu ülkenin kültüründe ve dokusunda demokrasi vardır mesajını verdik.
Kazanan sadece Ekrem İmamoğlu değil, kazanan Türkiye Cumhuriyeti’dir, Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıran milyonlardır.”
YEDİ KURALI AÇIKLADI
Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Belediye Başkanlarımıza düşen görev halk için Başkanlık yapmaktır. Yedi kuralımız var ve hepimiz buna uyacağız.
1) Beldedeki bütün kimlikleri kucaklayacaksınız
2) Hizmeti, zümre kişi akraba yandaş için değil halk için yapacaksınız
3)Fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Dezavantajlı gurupları önceleyeceksiniz
4) Yoksullara yardım yaparken asla teşhir etmeyeceksiniz
5) Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz.
6) Belediye yönetim kurullarında liyakata uyacaksınız
7) Belediyeyi adaletle yöneteceksiniz