MENÜ
İzmir 35°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kılıçdaroğlu'dan Kızılay yönetimine istifa çağrısı
Politika
4 Şubat 2020 Salı 14:25

Kılıçdaroğlu'dan Kızılay yönetimine istifa çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kızılay üstünden Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar 'bağış' yapılarak ‘vergi kaçırma’ iddiasıyla ilgili grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Gerçekten üzüntülüyüm. Yaşadığımız sürece acıyorum. Elazığ ve Malatya’da yaşananlar, hepimizin ortak acısı. Kızılay, Kızılay olmaktan çıktı. Nasıl üzülmezsiniz… Suriye’de yaşananlar… Nasıl üzülmezsiniz?

Elazığ’a gitmek için görevlendirdiğim arkadaşlarımı aradım. Hemen gelmem gerekiyor mu dedim, gelirseniz halen arama kurtarma çalışmaları var. Çalışmaları aksatmayalım dediler. Doğru dedim, ne zamanki gelin dediler anında gittim.

Bir yaralıyı ziyaret ettim, “Çocuklarınız neredeydi?” dedim. “Onları kayınpederimin evine gönderdik, bizim ev soğuktu. O ev sıcak diye, çocuklar üşümesin diye oraya gönderdik” diye yanıt verdiler. Bu durum da sosyal depremdir. Nasıl bir tablodur bu Allah aşkına? Bölgede eleştiri de aldım. Neden? Vatandaşın sorduğu “Deprem vergilerini ne yaptınız?” sorusunu dile getirdiğim için eleştirildim.

Hastanede yaralıları ziyaret ediyorum. Ölümden dönmüş, enkazdan çıkmış bir kadın bana “Çocuğum işsiz” diyor. Düşünün bu insanlık dramında dahi, mucizevi bir şekilde hayatta ve yine çocuğunu düşünüyor. Bu tablo nedir Allah aşkına?

Gerçek anlamda bir insanlık dramı var. Öyle gidip merhaba başınız sağ olsunluk basit bir olay değil. İki aylık çocuğunu, 7 yaşındaki çocuğunu, kayınvalidesini, eşini kaybeden bir gençle görüştük. Ben evdeydim çocukların oradaydı dedi. Neden diye sorduğumda, 'Bizim ev soğuk kayınpederin ki sıcak diye oraya gönderdik' dedi. Bu vicdani bir deprem. Bir gece Elazığ'da yattık. Daha sonra muhtarlarla da konuştuk. 

Bölgedeyken ciddi eleştiriler aldım. Ben bu kürsüde vatandaşların sorduğu bir soruya siyasi iktidarın cevap vermesi gerektiğini söyledim. Deprem vergilerinin nereye harcadığınız vatandaşa açıklayın dedim. En ağır eleştiriyi aldım. AFAD'a teşekkür ederim. Her yerde çadırları vardı. Kızılay'ın değil AFAD'ın çadırları vardı. Kendilerine teşekkür ediyorum. 

Depremle mücadelenin iki ayağı vardır. Birincisi önlem almaktır. Deprem olduğunda deprem bölgesinde insanlar ölmesin diye tedbir alacaksın, binayı dayanıklı alacaksın kardeşim. Devleti yönetmenin gerekçesi de budur. Deprem oldu binalar yıkıldı, onun adı kriz yönetimidir.  Önlem almadığınız için insanlar ölüyor. 

Malatya'ya da Elazığ'a da gittim, daha önce de deprem bölgelerine gittim, binaları çökenlerin yüzde 99.9'u fakir. Bu da hayatın bir başak gerçeği olarak önümüzde duruyor.

Van depremini de biliyorum. Önlemi ne zaman aldın? 604 kişi öldükten sonra. Önce alacaktın önlemi. Efendim harcama yaptık. Doğru ama 100 metrekarelik evi depremzedeye 75 bin liraya sattın. Vergi aldın, eyvallah. Depreme dayanıklı konutlar yapacağım dedin, eyvallah. Deprem oldu, insanlar oldu, o evleri yapmadı, insanlar öldü. Bana kalkıp cevap veriyorsun.

Hatırlıyorum okulda öğrenciyken öğretmenlerimiz bize Kızılay kumbarası verirdi gider para toplardık, o paralar tutanakla Kızılay’a teslim edilirdi. 152 yıllık bir kurumdan söz ediyorum. Köklü bir kurumdan söz ediyorum. 152 yıllık bir kurum bugün hangi durumda? Deprem bölgesine gittim, iki gün orada kaldım, bir tek Kızılay çadırı dahi yok. Bu kurum tarihi kökleri olan bir kurum. İnsani bir kurumdur, gönüllülerin çalıştığı, fakirin derdine çözüm üreten bir kurumdur. Bugün sıcak siyasetin göbeğinde. Nasıl üzülmez, nasıl hayıflanmazsınız. 152 yıllık bir kurum bu hale mi düşmeliydi? 

Sadece sorun çözülsün diye verdikleri para 100 bin doların üzerinde. Kira ödüyorlar. Binanın sahibi diyor ki burası tarihi bir yerdi mahfettiniz. Al 100 bin doları sus diyorlar. Kızılay böyle miydi? Yöneticileri astronomik ücretler alıyorsa iş gönüllülükten çıkıyor. Lüks maaşlar, arabalar hepsi var burada. Kaynaklar kime gidiyor? Varlıklara. Kendileri kullanıyor.

"KIZILAY GİBİ BİR KURUM VERGİ KAÇIRMAYA NASIL PARAVAN OLUR!"

Değerli arkadaşlarım bir şey daha var son günlerde dile gelen. Kızılay'ın bir paravan olarak kullanılması. Ensar Vakfı'na yapılan bağış. Kızılay zaten bağış alan bir kurum neden başka bir yere bağış yapsın? Yurt yapacaksa kendisi yapar. Meneton adasında gökdelen yapıyorlar. Amerika'nın en pahalı yeri. Efendim orada öğrenciler kalacakmış .Yurtta öğrenciler mi kalacak, yoksa saray yandaşları geleceklerini orada garanti altına mı alacaklar. Bu yıl KYK'ya başvuranlardan 60 bin kişi yer bulamadı. Sen bırakmışsın Türkiye'de yurdu Amerika'da yapacağım diyorsun. Bizim Amerika'daki temsilcimiz bu konuyu araştırıyor. Türgev aracılığıyla öyle bir para geldi mi diye? Henüz bulamadı. Gelmemiş. Kızılay gibi bir kurum vergi kaçırmaya nasıl paravan olur.

Daha önce Man Adası'ndan bahsetmiştim. Devlete vergi ödememek için dolarları buradan gönderdiler, oradan Türkiye'ye getirdiler beş kuruş vergi ödemediler. Bunu dile getirdim, belgeselini yaptık, mahkemeden yasaklama kararını çıkarttılar. O hâkime de seslenmek isterim. Sende vicdan, ahlak, hukukun kırıntısı var mı acaba ya? Niçin? Duymasın vatandaş! Duyacaklar! Sen milleti mi kandırıyorsun! Arkadaşlarımız araştırma önergesi verecekler. Adım gibi biliyorum, MHP ve AKP hayır diyecekler önergeye. Ne gerek var! Erdoğan ve Bahçeli diyecekler. Üstelik bağışı yaptığınız yer de çocuk tacizinden sabıkalı olan bir yer. Buna gerekçeyi Kızılay başkanı buluyor. Efendim bu bir vergi kaçakçılığı değil, vergiden kaçınmadır diye. Öğretmişler. Hayır efendim hayır bu açıkça fakir fukaranın hakkının soyulması demektir. 8 milyon dolar Hazine'ye gitseydi, bu 60 bin öğrencinin yurdu yoktu değil mi? Bakın öğrencilere burs veremiyorlar. 285 bin öğrencinin ahdi vardır burada. 

"HANGİ PARTİNİN ARKA BAHÇESİNE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ GÖRECEĞİZ"

Kızılay gibi bir kurum içten içe çürüyorsa o zaman devlet çürüyor demektir. Neden liyakat diyorum, devlet çürümesin diye. Bunun adı peçelemektir, malı götürmektir.  Hülle ile Kızılay'ı kullanarak vergi kaçırma yoluna giderseniz bunun vebali ağırdır. Ha olması gereken ne? Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım. Ahlaklı bir yönetim varsa istifa etmesi lazım. Kim bilir arkasından daha neler çıkacak. Araştırma önergesi kabul edilirse Kızılay'ın hangi partinin arka bahçesine dönüştüğünü göreceğiz. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir