CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, öğrencilerin yurt ve barınma sorunları ile ilgili soru önergesi verdi. Kılıç, "AKP, kendisine yakın vakıfların işlettiği yurtlara belediyelerden para aktarıldığı için devlet yurtlarının kapasitesini artırmayarak, üniversite öğrencilerinin barınma sorununu çözmüyor. Vakıf yurtlarını açmayı rant kapısı olarak gördükleri için, yıllardır barınma sorunuyla ilgileniyormuş gibi yaptılar. Aileler yurtlarda Türk hamamı, fitness, havuz, sinema arayacağına ve 5 yıldızlı olup olmadığına bakacağına, resmi ruhsatı ve depreme dayanıklılık belgesi olup olmadığına baksın” dedi.
Konuya ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sunan Av. Kılıç, Türkiye’de 129’u devlet 77’si vakıf olmak üzere toplam 206 üniversite bulunduğunu söyledi. 2019-2020 akademik yılında üniversitelere adım atacak yaklaşık 500 bingençle birlikte, yüksek öğretimdeki öğrenci sayısının 8,2 milyona ulaşacağını belirten Kılıç, öğrenci sayısının bu kadar artmasının, üniversite kentleri olan İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde ciddi barınma sorununu ortaya çıkardığını vurguladı. Av. Sevda Erdan Kılıç, Kredi ve Yurtlar Kurumunun (KYK) yurt genelindeki 650 bin yatak kapasitesinin, öğrencilerin barınma sorununa yeterince çözüm olamadığını, bu nedenle çocukları üniversite kazanan ailelerin barınma sorununu aşmak için çaresiz bir şekilde özel yurt, rezidans, apart otel gibi “Özel Yüksek Öğretim Yurdu” tabelası olan ancak yasal olarak denetim dışındaki kaçak oluşumların kapısını çaldığını bildirdi.
Kazandıkları üniversitenin bulunduğu kentte KYK yurdu bulanların şanslı olduğunu, çünkü bu yurtların ücretlerinin aylık 250 TL ile 500 TL arasında değiştiğini belirten Av. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akraba, aile evi gibi farklı seçenekleri olmayanmilyonlarca üniversiteli gencin barınma sorunu ise özel sektör için ciddi bir pazar oluşturuyor. Öğrenci barınma pazarından pay almak isteyen özel kız öğrenci yurtları, cemaat-tarikatlara bağlı vakıf yurtları ile üniversitelere bağlı özel yurtlar arasında kıyasıya yarış var. Bu rekabete son yıllarda 5 yıldızlı, rezidans-apart-otel gibi yurt hizmeti veren kaçak yapılar da katıldı. Denetim dışı olan, depreme dayanıklılık ve yangın raporları dahi bulmayan bu yurtların ücretleri ise yıllık 10 bin TL ile 75 bin TL arasında değişiyor. Türk Hamamı, yüzme havuzu, sineması olan bu kaçak yurtlardan öğrencilere, ‘Fatura ödemeye bile zahmet etme’ diyen bile bulunuyor. ‘Biz Atatürkçüyüz, cemaatlerle ilişkimiz yok’ diyen de ‘mescidimiz daima açık’ diyen de var.”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, öğrenci yurdu gibi hizmet veren 5 yıldızlı otel standartlarında ya da merdiven altı denilebilecek kadar kötü koşullara sahip kaçak 5 binin üzerindeki yurdu MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü zaman zaman denetlediğini belirterek, “Hepsini denetleyebiliyor mu? Tabi ki hayır.” dedi.
-“Asgari ücretli baba evini mi geçindirecek, çocuğunu mu okutacak?
Türkiye'de yükseköğretim öğrencilerine hizmet veren 4 bin 332 kayıtlı yasal özel yurt varken, kaçak yurt sayısının 5 bini geçtiğini ifade eden Av. Kılıç, şunları kaydetti:
“Özellikle apart-yurt evler çok riskli.Aileler yurtlarda Türk hamamı, fitness, havuz, sinema arayacağına ve 5 yıldızlı olup olmadığına bakacağına, resmi ruhsatı ve depreme dayanıklılık belgesi olup olmadığına baksın.Yurt sorununun çözümü için cemaat ve tarikat yurtlarının, devletin çözüm ortağı olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerekiyor. Devlet, sosyal devlet olmanın yükümlülüğü çerçevesinde, öğrencilerin cemaat ve tarikat tarzı yapıların kontrolünde olan yurtlara mahkumolmamaları için üzerine düşen sorumluluğun gereğini eksiksiz yerine getirmelidir. Acilen ve kalıcı olarak yurt ve barınma sorununu çözmelidir.
Yurt arayan üniversitelilerin; devlet yurtları, üniversite yurtlarıve özel yurtlar olmak üzere üç alternatifi bulunuyor. Devlet yurtlarının kontenjan yetersizliği ile üniversite ve özel yurtların yüksek ücretleri arasında sıkışan öğrenciler, tarikat ve cemaat yurtlarını tercih etmek zorunda kalıyor.Asgari ücretin 2 bin 20 TL, yoksulluk sınırının 6 bin 918 TL, açlık sınırının ise 2 bin 124 TL olduğu bir ülkede vatandaş evini mi geçindirmeye çalışacak yoksa üniversite kazanan çocuğunu mu okutmaya çabalayacak?”
AKP Hükümetinin yıllardır devlet yurtlarındaki yatak kapasitesini artırmayarak öğrencilerin barınma sorununu çözüme kavuşturmadığına işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, yazılı açıklamasını şöyle tamamladı:
“Tabi bu noktada insanın aklına ‘acaba neden çözmüyor?’ sorusu geliyor. Bu sorunun cevabını şöyle vermek mümkün:Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra, bugüne kadar 357 milyon TL aktarılan Ensar, Önder, Okçular, Türgev ve Tügva'nın da aralarında yer aldığı 24 vakfın belediye bütçesinden aldığı yardımları kesti. Kız-erkek öğrenci yurdu işleten bu vakıflar, ayrıca barındırdıkları her öğrenci için KYK'dan da yıllık 6 bin 250 TL barındırma desteği alıyordu. Bu durum sadece İstanbul’da mı böyle? Hayır, AKP’li belediyeler tarafından yönetilen birçok ilde de aynı durum söz konusu.
Yani AKP, kendisine yakın vakıfların işlettiği yurtlara para aktarıldığı için yıllardır devlet yurtlarının kapasitesini artırmayarak, üniversite öğrencilerinin barınma sorununu çözmüyor. Ama artık o yurtlar belediyelerden kayıt dışı para alamayacağı için yurtları kapatırlar herhalde. O vakıfların üniversite öğrencilerinin barınma sorunu ile gerçek manada ilgilendiğini düşünmüyorum. O yurtları açmayı rant kapısı olarak gördükleri için, yıllardır öğrencilerin barınma sorunu ile ilgileniyormuş gibi yaptılar.”
Sayfa başına git