SONKALEİZMİR (ÖZEL)- İzmirli emekli Kazım Emir'e (72) 2018 yılında özel bir hastanedeki tedavisi sonrası 'Sarı Nokta' göz rahatsızlığı teşhisi konuldu. Geri döndürülemez görme kaybına neden olan hastalık nedeniyle tedavisine başlanan Emir'e o dönem birer ay arayla adeti 800 TL olan 3 iğne yapıldı. Emir, koronavirüs salgınının çıkması ile birlikte getirilen sokağa çıkma yasağı kısıtlamaları ve virüsten korunma amacıyla tedavisine ara vermek zorunda kaldı.
ECZANEDE BÜYÜK ŞOK YAŞADI
Rahatsızlığı ilerleyen ve özellikle sol gözünde görme kaybı yaşamaya başlayan Kazım Emir, pandemi kısıtlamalarının sona ermesi ile birlikte bu kez Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Göz Anabilim Dalı Retina Bölümü'nde tedavi sürecini yeniden başlattı. Hekim tarafından daha önceki tedavi süreci de göz önünde bulundurularak 21 Ekim 2021'de yeni ilaçlar yazıldı. 26 Ekim'de ilaçların iğne ile uygulanması için gün verilen Emir, eczaneye gittiğinde ise büyük şok yaşadı.
Eczanede, reçetedeki ilaçları Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmadığı söylenen Emir, soluğu Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü'nde aldı. SGK yetkililerine mağduriyetini ilettiğini ve çözüm istediğini anlattığını aktaran Kazım Emir, "Bana, ''Göz tedavinize sıfır noktasından başlamanız lazım. 'Sistem böyle' dediler. Ben zaten o ilk ilaçları kullandım ve sonuç alınamadı. Şimdi doktor yeni ilaçları yazıyor ancak onlar vermiyor" diye SGK'ya tepki gösterdi.
"TEST ELEMANI GİBİ KULLANILACAĞIM"
SONKALE'ye konuşan Kazım Emir, 2018'de kullandığı 3 iğnenin 2 bin 400 TL'lik ücretinin SGK tarafından karşılandığını anımsatarak şunları kaydetti:
"Bu hastalık için önce ucuz olan bir iğne kullanılıyor. Bu iğne üç defa kullanıldıktan sonra çözüm olmazsa onun bir üst tedavisi olan dünyada da yaygın olan bir ilaç kullanılıyormuş. Sosyal Güvenlik Kurumu politikası böyleymiş. Ben bu süreçleri aştım. Tekrar üst mertebe tedaviye başladığımda araya pandemi girdi. Devletin koyduğu yasalar çerçevesinde sokağa çıkma ve toplu ulaşıma binmeme dolayısıyla tedaviye ara vermek zorunda kaldım. Hayat normale döndüğünde tekrar rahatsızlığım devam edince Dokuz Eylül Üniversitesi Göz Anabilim Dalı Retina Bölümü'ne başvurdum. Hekimler ilgi alakayı göstererek ilaçlarımı yazdı. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu ilaçlarımı karşılamadı. Sebep olarak 'Sistem böyle' dediler. Bana 'Göz tedavinize sıfır noktasından başlamanız lazım' dediler. Ben zaten o süreci yaşadım. Çözüm olsaydı zaten üst mertebe tedaviye gerek duyulmayacaktı. Tedavi sonuç vermediği için bu ilaçlar yazıldı. Ben tekrar sıfırdan başlayarak neyi halledeceğim. Zaman kaybı olacak, test elemanı gibi kullanılacağım."
"ÜLKEYİ YÖNETİN DİYE GÖREV VERDİK, IZDIRAP VERİYORSUNUZ"
CİMER'e 7 kez başvuru yaptığını, SGK İzmir Bölge Müdürlüğü'ne de gittiğini söyleyen Kazım Emir şöyle konuştu:
"Benim problemim, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun tanesi 3 bin civarındaki 3 iğnenin fiyatını karşılamaması. Bunu karşılamadıkları için tedavimi devam ettiremiyorum. Gözümün daha olumsuz noktalara gitmesini engelleyemiyorum. CİMER'den 'Dokuz Eylül'e yönlendiriyoruz' diye cevap geliyor. Benim Dokuz Eylül Hastanesi ile sorunum yok. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndaki yetkililerle benim sorunum. Onlar bu ilacı kullanmama müsaade etmiyor. Hekimler yazıyor, onlar vermiyor. İnatla beni hastaneye sevk ediyorlar. Hastane ilacı yazıyor, eczane ilacı vermiyor. Sağlıkta devrim. Nasıl bir devrimse bu bilmiyorum. Halkına eziyet eden bir devlet bir şey diyemiyorum. 26 Ekim'de bu iğnenin gözüme enjekte edilmesi gerekiyordu. Sosyal Güvenlik ilacımı karşılamadığı için gün de geçti. Tek gözümle dünyayı puslu görüyorum. İlerlememesi adına bir an önce tedavi görmem lazım. Sağlığımı kaybetme ihtimalim çok yüksek. Devletin buna bir çare bulması lazım. Ben körlüğe razı olmayı kabul etmiyorum. Sağlıklı yaşamak istiyorum. Tedaviyi almazsam kör olacağım. Dünyayı göremeyeceğim. Zaman aleyhime çalışıyor. Tepki gösterince 'Bizim halkımız niye böyle' diyorlar. Bizim ne suçumuz var? Bizi siz böyle yapıyorsunuz. Ülkeyi yönetin diye görev verdik. Siz bize acı ve ızdırap veriyorsunuz. Ayıptır yazıktır günahtır. "