Olay, geçen yıl 7 Eylül'de saat 02.00 sıralarında Konak'ın Hilal Mahallesi'nde meydana geldi. Serkan Erdoğan (43), iddiaya göre 11 yıl önce büyük kızı E.B.'ye (20) yaklaşık 3 boyunca cinsel istismarda bulundu. Erdoğan başka bir suçtan cezaevine girince E.B. durumu annesine anlattı. Kızına inanmayan Dizlek (37), kızını önce bir kadın doğum uzmanına ardından da psikiyatriste götürdü. Tedavi gören ve ilaç kullanan E.B., bir süre sonra kaçarak evlilik yaptı ve evden uzaklaştı. Tahliye olduktan sonra eve dönen Erdoğan, iddiaya göre bu kez küçük kızı S.E.'ye (16) istismarda bulundu. S.E.’nin de durumu anlatması üzerine anne Asya Dizlek, kızının üzerine ses kayıt cihazı yerleştirdi. İddiaya göre 1 hafta sonra kayıtları dinleyen ve cinsel istismarı öğrenen Asya Dizlek, boşanmalarına rağmen aynı evi paylaştığı Erdoğan’ı tabancayla yaraladı. Gözaltına alınan Dizlek tutuklanırken, hastanedeki tedavisinin ardından gözaltına alınan Erdoğan da tutuklandı.
Olayla ilgili hazırlanan iddianamede Erdoğan hakkında 2 kızı için ayrı ayrı 'çocuğun cinsel istismarı' ve 'hakaret' suçlarından toplam 67,5 yıl hapis cezası, Erdoğan’ı tabancayla yaralayan Asya Dizlek için ise 23 yıl hapis cezası istendi.
'BÜYÜK KIZIMA İNANSAYDIM BUNLAR OLMAYACAKTI'
İzmir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya tutuklu müşteki-sanıklar Serkan Erdoğan ve Asya Dizlek, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada ilk olarak Asya Dizlek’e söz verildi. Yaşanan olaya uzun bir süre inanamadığını belirten Dizlek, "E.B. bana ilk söylediğinde kabul etmedim ve inanamadım. Kızımı kadın doğum doktoruna götürdüm ve bakire olduğunu öğrendim. Cezaevine ziyarete gittim olayı Serkan’a sordum. Ağlayıp inkar etti. Konduramadım ve Serkan’a inandım. Serkan tahliye olunca çıktı normale döndük. E.B., Serkan tahliye olmadan önce evlendi. 2021 yılında küçük kızım ağlayarak yanıma geldi. Ne olduğunu sorduğumda babası tarafından istismara uğradığını söyledi. Anlattıkları yıllar önce büyük kızımın anlattıklarıyla aynıydı. Pazara gidip ses kayıt cihazı aldım ve kızımın iç çamaşırına diktim. Aradan bir hafta geçtikten sonra kaydı dinleyip istismarı öğrendim. Hemen oturduğu odaya gidip Serkan'a, 'E.B. yalan söylüyordu, S.E. de mi yalan söylüyor?’ diye sordum. Bana, 'Madem öğrendin üçünüz de dediklerimi yaparsınız' dedi. Delirdim ve bağırmaya başladım. Onu şikayet edeceğimi söyleyince beni darp etmeye başladı. Yatak odasının kapısının önündeydim. Yere düşerken silahı alıp, can havliyle sıktım. Ben yapmasam o beni ve kızlarımı öldürecekti. Beni kovarlarken düştü. O anda vurulduğunu anladım. Polisi arayıp durumu anlattım. Tabancayı ve ses kayıt cihazını da teslim ettim. Zamanında E.B’ye inansaydım bunlar yaşanmayacaktı" dedi.
'BANA İFTİRA ATIYORLAR'
Dizlek’in ardından söz alan diğer sanık Serkan Erdoğan, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Erdoğan, "Asya, ben cezaevindeyken yanıma gelip E.B’nin ithamlarını sordu. Yapmadığımı söyledim. Yine aynısını söylüyorum. Bizim mahallemiz uyuşturucu yatağıdır. 2-3 bağımlı çocukla arkadaşlık yapıyordu. Ben de onlarla görüşmesini engelledim. O yüzden iftira attı. Diğer olayda ise bir gün S.E.’nin okulundan aradılar. Gittiğimde öğretmenleri S.E.’nin kötü bir öğrenci olduğunu söyledi. Bunun üzerine okuldan alıp işe verdim. Bu nedenle o da iftira attı. Olay günü ben yatak odasında uyurken Asya bana ateş etti. Kayıt cihazındaki ses de bana ait değil" dedi.
'DEDİKLERİMİ YAPARSAN OKULA GİDERSİN'
Müşteki-sanıkların savunmalarının ardından mahkeme başkanı, müştekilere söz hakkı verdi. Pedagog eşliğinde ifadesi alınan S.E. (16), "Geceleri veya annem evde yokken yanıma geliyordu. Defalarca cinsel istismarda bulundu. Eğer istediklerini yapmazsam annem ve kardeşlerime zarar vereceğini söylüyordu. İstismar yüzünden intihara kalkıştım. Okulun önünden geçerken bana öğrencileri gösterip, 'Eğer istediklerimi yaparsan okula gidersin' diyordu. Anneme söyledikten sonra annem iç çamaşırıma kayıt cihazı dikti. Kaydı aldım ama utancımdan veremedim. 1 hafta sonra annem, ‘Neden hala kaydı dinletmedin? Yoksa iftira mı attın?’ deyince cihazı verdim. Dinledikten sonra odaya geçti ve tartıştılar. O sırada Serkan Erdoğan, ‘Büyük kızında boşanıp benim dediklerimi yapacaksınız' dedi. Annem de silahla vurmuş" diye konuştu.
'ÇOCUKLUĞUMU, HAYALLERİMİ ÇALAN BU ADAMDAN ŞİKAYETÇİYİM'
Yaklaşık 3 yıl boyunca Erdoğan tarafından cinsel istismara maruz kaldığını savunan E.B., "9 yaşımda beni istismar etmeye başladı ve 12 yaşıma kadar devam etti. Annemin evden gitmesini veya geceleri kolluyordu. Her istismardan sonra yıkanmamı istiyordu. Bunları yaptıktan sonra da para veriyordu. Meyve suyunun içine ilaç atıp hepimize içirir ama kendi içmezdi. Olayı anneme anlattığımda 12 yaşımda bakire olup olmadığımı belirlemek için doktora gittik. Çok zordu. Yıllarca tek başıma mücadele verdim. Çok ağır ilaçlar kullandım. Yıllarca bana, 'Şizofren' dediler. Beni okutmadı, hayatımı çaldı. Çocukluğumu hayallerimi çalan bu adamdan şikayetçiyim" dedi.
DOSYADAKİ EKSİKLİKLER GİDERİLECEK
Müştekilerin ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Çiftin oğlu olan Ayaz E., "Olay günü uyuşturucu kullanmıştım. O nedenle zor uyandım. Gözümü açtığımda ev kalabalıktı. Dışarıya çıktığımda babam kanlar içinde yerdeydi. Onu hastaneye götürmek için annemden arabanın anahtarını istediğimde, 'Bırak ölsün o sapık' dedi. Olayı orada öğrendim" ifadelerini kullandı. Söz alan Asya Dizlek’in avukatları Efe Alper ve Abdi Yaşar, müvekkillerinin beraatini talep etti.
Konuşmaların ardından heyet ara kararını açıkladı. Tutuklu sanıklar Asya Dizlek ve Serkan Erdoğan’ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine ve dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine hükmedip duruşmayı erteledi.