Deniz patlıcanı popülasyonu, artan av baskısı altında azalıyor. Stokların korunması ve yeniden zenginleştirilmesi için EÜ Su Ürünleri Fakültesi öncülüğünde yürütülen çalışmalarda, Akdeniz ticari deniz patlıcanı türlerinin yumurtadan ticari boya kadar ilk pilot ölçekli yetiştiriciliği fakültenin Urla'daki yerleşkesinde bulunan kuluçkahanede gerçekleştirildi. Proje kapsamında üretilen yaklaşık 5 bin deniz patlıcanının doğal stokların zenginleştirilmesi için denizlere bırakılması ya da ihraç edilmesi hedefleniyor. Çalışmalarına 2013 yılında başladıklarını belirten EÜ Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Tolga Tolon, "Çalışmalar ticari pilot üretim boyutu aşamasına geldi. Urla'daki çalışmalarımıza da 2020 yılında başladık. 2020 yılından itibaren doğadan topladığımız deniz patlıcanı anaçlarının, yumurtadan ticari boya kadar üretim safhasındaki Ar-Ge çalışmalarına üniversite-sanayi iş birliğiyle devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
'STOKLARIN AZALMASI DENİZ EKOSİSTEMİNE SAĞLANAN YARARLARI DA YOK ETMEYE BAŞLADI'
Türkiye’de deniz patlıcanı stoklarının özellikle 2020 yılına kadar avcılık baskısı altında tükenme sorunuyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Doç. Dr. Tolon, "Stoklardaki azalma deniz patlıcanının deniz ekosistemine sağladığı tartışılmaz yararları da beraberinde yok etmeye başladı. Bu deniz tabanında kirlenmeden tutun da organik kirliliğin artışıyla birlikte yine deniz tabanının canlanmasına katkı sağlayan bu hayvanların özel doğada eksilmesi ülkemizin denizlerinde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkan bir hususu oldu" diye konuştu.
‘DENİZLERDEKİ DENİZ PATLICANI BASKISININ AZALMASINI HEDEFLİYORUZ’
"Yetiştiricilik yoluyla Türkiye su ürünleri yetiştiricilik sektörüne yeni bir ürün kazandırma mottosuyla yola çıktık" diyen Doç. Dr. Tolon, şöyle devam etti:
"Geldiğimiz nokta itibarıyla artık sofralık boyda deniz patlıcanı üretimi aşamasına geçmiş bulunuyoruz. Elde ettiğimiz canlılar özellikle kendi türlerimiz, ihracatını yaptığımız türler. Bu türlerin üretimini gerçekleştirerek doğadan avlanma yerine birçok deniz patlıcanı üretim işletmesiyle denizlerdeki deniz patlıcanı baskısının azalmasını hedefliyoruz. Bu anlamda elbette 1, 2 veya 5 üretim çiftliği yeterli olmayacak. Çünkü talep gerçekten çok yüksek. İhracat anlamında da değerli bir ürün. Burada bu işin yapılabilirliğinin sürecini araştırdık ve projemizin sonucunda buna ulaştık."
'EN YÜKSEK MİKTARDA YAVRUYA ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Deniz patlıcanlarının çok yumurta veren ancak yavruların ergin boyutta yaşama oranının az olan bir tür olduğunu belirten Doç. Dr. Tolon, bir deniz patlıcanının yaklaşık 10 milyon yumurta verdiğini kaydetti. Doç. Dr. Tolon, "Elde ettiğimiz başarı oranlarımızla yetiştiricilikte çok önemli bir üretimi yakalayabileceğimizi gördük. Deneme tanklarımızda geçen yılda elde ettiğimiz yavrularımızdan büyüttüğümüz yaklaşık 5 bin Akdeniz türü deniz patlıcanı var. Bu deniz patlıcanları haziran ve eylül ayları arasında yılda bir kere ürüyorlar. Dolayısıyla yılda bir kez şansımız var. Bu şansı değerlendirip alabildiğimiz kadar çok yumurta alıp, üretimin sonuç aşamasında en yüksek miktarda yavruya ulaşmaya çalışıyoruz. Bulunduğumuz alanın Türkiye'deki ilk deniz patlıcanı kuluçkası olduğunu da söyleyebiliriz. Dolayısıyla burada elde edilen yavruların, ticarileşme aşamasına gelindiğinde yine üniversite ve devlet kaynaklarından ve özel sektör aracılığıyla üretmek isteyen, denizde büyütmek isteyen işletmelere de satışı gerçekleştirilebilir. Dahası denizlerimizde yok olan stokları zenginleştirilmesi amacıyla yine kamusal bir üretim de yapabilmemiz mümkün. Projemizin sonucunda elbette bu yolda ilerliyoruz ama hedefimiz tabii ki dünyada ilk kez bu türün ticari boyuta kadar üretilebildiğini burada göstermekti. Bunu da yaptık" dedi.
'KULUÇKA MERKEZLERİNİN ARTIRILMASI ÇOK ÖNEMLİ'
Deniz patlıcanı popülasyonunun sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de azaldığını ifade eden Doç. Dr. Tolon, "Dünyada birçok bölgede deniz patlıcanı stoklarının tüketildiği konusunda çok ciddi çalışmalar ve raporlar mevcut. Diğer ülkelerde yapılan çalışmalarda o bölgedeki türlerin yetiştiricilik ile üretilmesine çalışılıyor. Bu atılması gereken ilk adım olarak önümüze çıkıyor. Bizde yıllarca yapılamadı çünkü doğal stoklarımız çok zengindi. Tür çeşitlenmesi için ve doğal stoklarımızın zenginleştirilmesi bu şekilde mümkün olabilecek gibi gözüküyor. Çünkü avcılıkla her ne kadar kota da uygulansa veya kanunlar da getirilse kimi zaman sıkıntılar yaşadığımızı görebiliyoruz. Dolayısıyla kuluçka merkezlerinin artırılması çok önemli. Bunun yapılabilir olduğunu göstermiş olmamız burada zaten en önemli adım. Elverişli şartlara sahip olan her yerde, uygun imkanları olan tesislerde bu tür üretilebilir" diye konuştu