Tarihi İzmir – Kemeraltı, Birgi, Gediz Deltası ve Foça, Çandarlı ve Çeşme kalelerinin içinde yer aldığı Ceneviz Ticaret Yolu’nun UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması çalışma başlattıklarını açıklayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Dünyanın İzmir Mirası çalışmamız ile şehrimizdeki UNESCO alanlarının sayısını ikiden altıya çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan bu alanların birbirleriyle ilişkisini sağlayarak İzmir şehir markasını güçlendiriyoruz” dedi.
Sekiz bin beş yüz yıllık tarihiyle dünya uygarlıklarına yön veren İzmir, kültür mirasını ve benzersiz doğasını UNESCO Dünya Mirası statüsüyle tescillemek için adım adım ilerliyor. Kentteki UNESCO alanlarının tanıtımını ortaklaştırmak için Bergama’da “İzmir Turizmi ve UNESCO Dünya Mirası Alanları” çalıştayı düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı’nın davetiyle düzenlenen çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Gökçen Kaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tespit ve Planlama Dairesi Başkanı Gökhan Bozkurtlar, Eski Kültür ve Turizm Bakanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi İkinci Başkan Vekili Suat Çağlayan, Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu temsilcileri, UNESCO Dünya Mirası Alan ekipleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, meclis üyeleri ve akademisyenler katıldı.
“UNESCO alanlarının sayısını ikiden altıya çıkarmayı hedefliyoruz”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çalıştayda yaptığı konuşmada ‘Dünyanın İzmir Mirası’ çalışmaları hakkında bilgi verdi. Soyer, “Benzersiz doğası ve 8500 yıllık tarihi nedeniyle İzmir’de üstün evrensel değere sahip çok sayıda kültür ve doğa mirası bulunuyor. Aslına bakarsanız İzmir, bir bütün olarak dünyaya mirastır. Dünya uygarlıklarına yön vermiş eşsiz bir coğrafyadır. İzmir Vakfı ve İzmir Kalkınma Ajansı ile birlikte hazırladığımız İzmir turizm stratejisinde turizmi otuz ilçe ve 12 aya yayma hedefi koyduk. İzmir’in tüm bölgelerine uzanan UNESCO Dünya Mirası alanları ağı, bunu başarmamızı sağlayacak önemli araçlardan biri. Bu doğrultuda Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere İzmir’deki tüm paydaşlarla büyük bir özveri ve vizyon ortaklığı içinde hareket ediyoruz. Dünyanın İzmir Mirası çalışmamız ile şehrimizdeki UNESCO alanlarının sayısını ikiden altıya çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan bu alanların birbirleriyle ilişkisini sağlayarak İzmir şehir markasını güçlendiriyoruz” dedi.
“UNESCO alanları muazzam bir turizm potansiyeli yaratıyor”
UNESCO Dünya Mirası kavramının önceki yıllarda sadece bu alanların korunması ve gelecek nesillere aktarılması perspektifiyle ele alındığını söyleyen Başkan Soyer, 2002 yılındaki UNESCO Budapeşte Deklarasyonu ile bu durumun değişmeye başladığını vurguladı. Soyer, “Dünya mirası alanları artık sadece geçmişin izlerinin ve doğanın korunduğu bölgeler değil, aynı zamanda yaşayan coğrafyalar olarak kabul ediliyor. Doğru planlama ve koordinasyon ile UNESCO alanlarının muazzam bir turizm potansiyeli yarattığını, o şehre ve ülkeye çok önemli katkılar sunduğunu dünyadaki örneklerden biliyoruz. Dünya Turizm Örgütü’ne göre Dünya Mirası Alanları’nı ziyaret eden uluslararası turist sayısı her yıl hızla artıyor. Yeni bir UNESCO Dünya Mirası alanı, yılda ortalama 1,5 milyon üzerinde turist çekebiliyor. 2016 istatistiklerine göre Dünya Mirası Turizmi sektörü, Birleşik Krallık’ın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na 5,2 milyar paundluk katma değer sağlamış” şeklinde konuştu.
“Anket çalışması yapıyoruz”
İlgili kurumların bu konuda büyük bir çaba gösterdiğini ancak bu çabaların ortaklaştırılması gerektiğine değinen Soyer, “İzmir’in tüm UNESCO alanlarına ilişkin hem fiziksel, hem organizasyonel açıdan koordinasyon ve bütüncül bir yönetim sağlamamız çok büyük bir ihtiyaç. Türkiye genelinde 18 UNESCO Dünya Mirası Alanı ve 83 Unesco Dünya Mirası Aday Alanı var. İzmir’de Dünya Mirası daimî listesinde Efes ve Bergama olmak üzere iki alan bulunuyor. Geçici listede ve başvuru aşamasında olan alanlar ise Kemeraltı, Birgi, Foça-Çandarlı-Çeşme kalelerini kapsayan Ceneviz ticaret yolu ve Gediz Deltası. Burada başlattığımız koordinasyon sayesinde İzmir’in herhangi bir UNESCO alanına gelen turistlerin, diğer miras alanlarına erişimini de sağlamış olacağız. Gelen turistlerin kuzeyde Bergama’ya, güneyde Efes’e, doğuda Birgi’ye, kent merkezinde Kemeraltı ve Gediz Deltası’na, kıyılarda ise Çeşme, Dikili ve Foça olmak üzere tüm İzmir sathına ulaşmasını kolaylaştıracağız” dedi.
“İzmir’in üstün evrensel değerleri dünyayla buluşacak”
Soyer konuşmasının sonuna gelirken, yaptıkları çalışmaların İzmir’de tam olarak neleri değiştireceğini de şöyle somutlaştırdı: “Tarihi İzmir içinde yer alan Yeşilova Höyüğü, Konak Saat Kulesi, Kadifekale, Birgi’deki Aydınoğlu Mehmet Bey Cami, Ümmü Sultan Şah Türbesi, Gediz Deltası’ndaki flamingoların yaşam alanı kıyı kordonları, Körfez’in dalyanları, Foça Kalesi, Çandarlı Kalesi, Çeşme Kalesi ve daha birçok simgesel alan… İzmir’in üstün evrensel değerleri, kısa sürede UNESCO Dünya Mirası güvencesine kavuşacak ve dünyayla buluşacak. Bugünkü buluşmamızın, ifade ettiğim hedeflerimize ulaşmak için çok önemli bir başlangıç olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. İşbirliğini ve desteğini esirgemeyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, ilgili kamu kurumlarına, ilçe belediyeleri, sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve emek veren herkese teşekkür ediyorum”
“Listede iki Dünya Mirası alanı olan tek kent İzmir”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tespit ve Planlama Dairesi Başkanı Gökhan Bozkurtlar ise “2021 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirası listesinde UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ne taraf 167 devletin 1121 alanı bulunuyor. Ülkemiz 18 alanı ile 167 taraf devlet arasında 13. sırada. Bergama 2014 yılında, Efes ise 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil oldu. UNESCO Dünya Mirası listesinde iki alanı olan tek kent ise İzmir. Dünya Miras Listesine önerilecek alanların bir yıl süre ile geçici listesinde olması gerekiyor. Ülkemiz geçici listedeki 83 alanı ile dünyada en çok alanı olan ülke. 2012 yılında geçici listeye dahil olan Ödemiş Birgi tarihi kentinin adaylık dosyası ve yönetim planının hazırlanması amacıyla Bakanlığımız ile Ödemiş Belediyesi arasında işbirliği protokolü imzalandı. Burada da bu müjdeyi vermek isterim Ceneviz ticaret yolunda Akdeniz’den Karadeniz’e kadar kale ve surlu yerleşimlerin dosyası kapsamında Foça ve Çandarlı Kaleleri 2013 yılında, Çeşme Kalesi ise 2020 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı. Ceneviz kaleleri hakkındaki farkındalığın arttırılması amacıyla Bakanlığımız ile Ortak Nesiller Entegrasyonu Derneği arasında protokol imzalama hazırlığı sürüyor. İzmir’de sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve kamu kurumları arasındaki işbirliğinin en iyi örneklerinden biri olarak İzmir Tarihi Liman Kenti’ne yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Geçtiğimiz yıl Geçici Liste’ye kaydedildi. Bakanlık ve TARKEM arasında yapılan protokol ile de çalışmalar devam ediyor” dedi.
Bergama deneyimlerini aktarmaya hazır
Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu ise “Bergama bugün ve binlerce yıl boyunca farklı düşünce ve anlayışları kucaklamış, kültür ve bilimin önünü açmıştır. Bergama, tarih boyunca yüzlerce eser üretti ve birçok bilim insanı yetiştirdi. Bu tarihi miras ve kültürel doku ile UNESCO Çok Katmanlı Kültür Peyzaj Alanı olarak kabul gördü. UNESCO sürecine girdiği 7 yılı geride bırakan Bergama, hazırlık aşamasındaki tüm kent ve alanlar için bilgilerini ve deneyimlerini paylaşmaya hazır. Pandemi nedeniyle geçtiğimiz yıl yapamadığımız Bergama-Efes UNESCO Dünya Mirası Bisiklet Turu’nun oluşturduğu farkındalık örnek alınmalıdır. Bu turun İstanbul, Truva gibi rotalarla genişletilmesi önemli” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve ekibinin kültürel miras konusundaki çalışmaları ve desteğinin çok değerli olduğunu da sözlerine ekleyen Hakan Koştu, “UNESCO Dünya Mirası listesindeki kentlerinin dün olduğu gibi bugün de insanlığa yol göstereceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Bütüncül yönetim anlayışıyla mümkün”
Çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı Gökçe Başkaya ise “Tarih öncesi çağlardan başlayarak Perslerden Antik Yunanlara, Romalı ve Bizanslılardan Osmanlılara kadar bambaşka kültürlere ev sahipliği yapan İzmir bugün, yerli ve yabancı ziyaretçilerine bir gün içinde 8 bin 500 yıllık bir serüven sunacak kadar geniş bir kültür mirasına sahip. Kentimizin dünya turizminde vazgeçilmez bir destinasyon imajına sahip olması hedefimiz işte bu kapasitenin doğru kullanımını zorunlu kılıyor. Bu da ancak sahip olduğumuz dünya miras alanlarını hem kendi içlerinde hem de birbirleri ile ilişkili halde geliştirecek bütüncül bir yönetim anlayışı ile mümkün olabilir” dedi.
Dört yeni alan UNESCO yolunda
Çalıştayın ikinci oturumunda İzmir’in UNESCO alanlarında görev alan ekipler bir araya geldi. Ekipler, mevcut yapılanmaları ve kısa dönemdeki hedeflerini paylaştıktan sonra ortaklık yapabilecekleri başlıkları ve yaratılacak iş birliklerini değerlendirdi.
Sahip olduğu kültürel ve doğal değerlerle dünya ölçeğinde önemli bir coğrafya olan İzmir’de UNESCO Dünya Mirası kriterlerini karşılayan pek çok alan bulunuyor. Şehirdeki farklı paydaşlarla yürütülen çalışmaların sonucunda Kemeraltı ve çevresini içine alan Tarihi İzmir, Birgi, Gediz Deltası ve Ceneviz ticaret yolunun parçası olan Foça, Çandarlı ve Çeşme kalelerinin de daimi listeye alınması için çalışmalar başladı. Daimi listedeki Efes ve Bergama için ise alan yönetim planlarını güncelleme çalışmaları sürüyor. Çalışmalar tamamlandığında İzmir’de toplam altı alan UNESCO Dünya Mirası statüsüne sahip olacak.
İzmir’in ayrıca UNESCO’nun şehirler arasındaki iki ağıyla ilgili çalışmaları da devam ediyor. UNESCO Öğrenen Şehirler Küresel Ağı’na Meslek Fabrikası’nın çalışmalarıyla dahil olan İzmir, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na tasarım alanından başvurmak için de hazırlıklarını sürdürüyor.
UNESCO Dünya Mirası nedir?
Birleşmiş Milletler’in özel bir kurumu olarak 1946 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanıyor. 1972 tarihli Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi’ni kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) uzmanlarının başvuruları değerlendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesi’nin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanıyor.
UNESCO Dünya Mirası Alanları ve Türkiye
1972 Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi’ne göre oluşturulan ve Dünya Mirası Komitesi tarafından belirlenen Dünya Mirası Listesi'nde Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen bin 121 miras alan yer alıyor. Bunlardan 869’u kültürel, 213’ü doğal ve 39’u karma (doğal ve kültürel) miras alanları. Türkiye’nin UNESCO listesinde 16’sı kültürel, 2’si karma olmak üzere 18 miras alanı bulunuyor. Bunların ikisi, Efes ve Bergama İzmir’de yer alıyor.
İzmir’in Dünya Mirası Alanları
Efes
İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti; Efes Ören Yeri, Meryem Ana Evi, Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Bazilikası, Çukuriçi Höyük olmak üzere toplam dört bileşenle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Türkiye’nin en büyük açık hava müzelerinden biri unvanına sahip Efes Antik Kenti’ni her yıl milyonlarca kişi ziyaret ediyor. Efes’te antik dünyanın en büyük açık hava tiyatrosu Büyük Tiyatro, antik dünyanın yedi harikasından biri Artemis Tapınağı ve yine önemli bir mimari değer olarak tanımlanan Celsus Kütüphanesi yer alıyor. Efes, Küçük Menderes Deltası sulak alanın da parçası.
Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı
Bergama, İzmir'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bir diğer kültür miras alanı. Bergama Akropolü, içindeki kütüphane binası ile antik dünyada önemli bir eğitim merkezi ve Pergamon Krallığı'nın yönetim merkeziydi. Akropol ayrıca en dik antik tiyatroya ve ilk psikiyatri hastanesi olan Asklepion Sağlık Merkezi ve Kutsal Alanı’na ev sahipliği yapıyor.
Tarihi Liman Kenti
Bugün tarihi İzmir olarak adlandırılan ve İzmir’e antik liman kenti olma özelliği sağlayan bölge, 19. yüzyılda bu liman kentine bir giriş kapısı olarak inşa edilen Konak Pier’den başlayarak Kadifekale’ye kadar uzanıyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde Tarihi Liman Kenti başlığıyla yer alan bu alanda Konak Meydanı ve Saat Kulesi gibi İzmir’in öne çıkan sembolleri bulunuyor; ayrıca zaman içinde iç limanın dolmasıyla genişleyen Kemeraltı Çarşısı ile dünyanın en eski ve en büyük açık hava alışveriş merkezlerinden birini de barındırıyor.
Birgi
Ödemiş’e bağlı Birgi UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Birgi, yüksek taş evleri ve ahşap pencereleriyle geleneksel mimari dokusunu koruyan, yemyeşil bir coğrafyanın içinde bulunuyor. 5 bin yıl öncesine uzanan tarihiyle Birgi’de geçmişten günümüze gelen konakların yanı sıra türbeler, camiler ve hamamlar yer alıyor.
Foça, Çandarlı ve Çeşme Kaleleri
Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Ceneviz Ticaret Yolu’nda Kale ve Sur Yerleşimleri başlığında Türkiye’den farklı noktalarla birlikte yer alan Foça, Çandarlı ve Çeşme kaleleri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.
Gediz Deltası
İzmir’in yanı başında yer alan Gediz Deltası, doğadan kopmadan modern bir şehirde yaşanılabileceğinin en güzel göstergesi. İzmir gibi büyük bir metropol, içinde yüzlerce kuş ve canlı türüne ev sahipliği yapan, Türkiye’nin en geniş kıyı sulak alanlarından Gediz Deltası’nı barındırıyor. Türkiye’deki tuz üretiminin yaklaşık üçte birini karşılayan delta, aynı zamanda İzmirli balıkçı ve çiftçilerin de üretim alanı. Gediz Deltası, barındırdığı farklı habitatlar sayesinde binlerce canlıya yaşam ortamı sunan uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri. Dünya ölçeğinde Önemli Doğa Alanı ve Önemli Kuş Alanı olan Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınması için geçtiğimiz yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından resmi adaylık başvurusu yapıldı.