SONKALEİZMİR- İzmir Barosu'ndan yapılan açıklamada, Ayasofya Camisi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un da katıldığı törende, çocuklara, kanunlara aykırı şekilde ruhani kıyafetler giydirildiği belirtilirken şöyle denildi:
"430 Sayılı Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) çiğnenmek suretiyle uygulamaya konulan Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi kapsamında hafızlık icazeti verilmiş, yine 2596 Sayılı Kanuna aykırı olarak, ruhani kıyafetler giydirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına aykırı olarak gerçekleştirilen bu törende, Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii eski imam hatibi Mustafa Demirkan isimli zat, kimden alındığı belli olmayan bir yetkiyle yaptığı konuşmasında 'bu ve bu gibi mabedler, mabet olarak devam edilmesi için inşa edilmiş, hediye edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki, bir asır gibi bir zaman içinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammediye ve namaz her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Onlardan daha zalim ve kafir kim olabilir... Ya Rabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma...' ifadelerini kullanarak doğrudan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmiş ve bu hakaretler kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendilerine emanet edilen koltukları işgal eden şahıslar tarafından sessizce dinlenilmiştir."
İzmir Barosu'nun açıklamasında, Atatürk'e yönelik "zalim ve kafir" sözcüklerini kullanma cesaretini gösteren kişinin bu gücü aldığı yerin belli olduğu kaydedilirken, "Kindar ve dindar nesil yetiştirmek isteyen zihniyet ile başta Öğretim Birliği Yasası olmak üzere devrim yasalarını çiğneyen zihniyet, gücünü aynı odaklardan almaktadır" denildi.
Ayasofya'nın 916 yıl kilise, 482 yıl boyunca cami olarak hizmet verdiği, Mustafa Kemal Atatürk tarafından da dinler arası bir barış anıtı olarak 1935 yılında müzeye çevrildiği hatırlatılan İzmir Barosu'nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Bugün, kurucu önderimizin barış siyasetini anlamaktan aciz kişilerin 1918 yılında İstanbul'u işgal eden İngiliz gemilerine selam duran kişilerle aynı fikriyatı taşıdıklarını biliyoruz. Özgürce ibadet edebildikleri ülkeyi kuran devrimci iradeye zalim ve kafir diyebilecek kadar küçülmüş bu fikriyat ve onun destekçisi siyasi zihniyete, tarih gereken cevabı en sert biçimde verecektir. İzmir Barosu, devrim kanunlarını çiğneyenler ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden kişi hakkında yasanın kendisine tanıdığı yetkileri kullanarak suç duyurusunda bulunmuştur. Ülkemizin aydınlık geleceği kindar ve dindarlarda değil; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesillerdedir."