İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden seçilen Ekrem İmamoğlu, yeni dönemin ilk meclis toplantısında İBB’nin mali tablosunu kamuoyuna açıkladı. Artık bu şehrin yönetimi ile ilgili tartışmaların son bulduğunu belirten İmamoğlu “Ben de milletimin bana verdiği yetkiyi ve şeffaflık iradesini dikkate alacağım ve belediyenin ve bağlı şirketlerinin tüm hesaplarını şeffaf bir şekilde milletime anlatacağım. O nedenle, yeni dönemin ilk meclisinde milletime ilk hesabı vermek için ekibimden İBB'nin mevcut durumunun finansal fotoğrafının çekilmesini istedim. Hızla tamamladılar ve üç gün önce bana sundular. Gördüğüm manzara sıkıntılı ve tüyler ürpertici” dedi.
KASADA 7 MİLYON TL VARDI
İmamoğlu, göreve geldiğinde İBB'nin kasasında sadece 7 milyon TL olduğunu açıklayarak “Buna karşılık müteahhitlere, şirketlere, iştiraklere, firmalara, şahıslara kasa teslim alındığında 5,8 milyar TL vadesi geçmiş ve ödenmemiş borç bekliyordu. Bu 5,8 milyarlık vadesi geçmiş borcun 1,5 milyarlık kısmı iştiraklere olan borçtur. İştirakler ödeme alamadıkları için taşeronlara ödeme yapamıyor. Bu ise hizmetlerde aksaklıklara neden oluyor. Hatta yapılamama noktasına getiriyor. Örneğin Ağaç A.Ş taşeronlara ödeme yapamadığından park ve bahçeler bakımsız duruma getirilmiştir” dedi.
MAAŞLAR İÇİN TEK KURUŞ BIRAKMADILAR
Normalde Temmuz ayında kullanılacak olan Maliye katkı payının İBB'ye, ülke tarihinde ilk defa, 15 gün önce yani kendileri yönetime gelmeden önce ödendiğini açıklayan İmamoğlu, “Maliye’den gelen ve Temmuz ayında kullanılması gereken 980 milyon liralık tüm nakit bir hafta içerisinde kullanılıp bitirilmiş. Yaklaşık 1 milyar liranın nereye ve nasıl harcandığını elbette açıklayacağız. Bizden önce erken ödeme yapılırken, bizim işbaşına geçtiğimiz Temmuz ayının ödemesi ise yapılamıyor. Her ayın sonunda gelen Maliye Bakanlığı payı önden alındı, tamamı harcandı. Vergiler ve maaşlar için de tek bir kuruş dahi bırakılmadı” dedi.
YEDEK ÖDENEK 6 AYDA TÜKETİLDİ
İmamoğlu, İBB yönetiminin giderlerinin çoğunu ötelediğini ve yüzde 60'ını ikinci altı aya bıraktığını söyleyerek “Daha da önemlisi, gider bütçesinin 1,7 Milyar TL’lik yedek ödeneğinin tamamının ilk altı ayda tüketildiğini tespit etmiş bulunuyoruz. Bugün burada doğru adımları atmaz, gereken kararları almazsak, yakın gelecekte gider bütçesinde revizyonlar yapılması gerekecektir. Tasarrufla ilgili alınmış olan tek tedbir, İBB'nin cari borçlarının ödenmemesi olmuş. Gördüğümüz kadarıyla İBB'ye mal ve hizmet tedarik eden çok sayıda yüklenici uzun zamandır ödeme alamadığı için batma noktasına getirilmiştir” tespiti yaptı.
3.2 MİLYARLIK FARK
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayladığı 2019 bütçesinin, gerçek gelirler ve ihtiyaçlara göre yapılmış bir bütçe olmadığını belirten İmamoğlu” Planlanan bütçeye göre gelirlerle giderler arasında eski parayla 3.2 katrilyon liralık, yeni parayla 3.2 milyar liralık fark vardır. Paranın, emeğin, üretimin, hak ederek kazanmanın önemini, değerini bilen hiç kimse, kendi bütçesini bu anlayışla yapmaz. Bu, sırtını merkezi hükümete yaslamanın, sorgulanmadığını bilmenin rahatlığı içinde hazırlanmış, tam bir mirasyedi bütçesidir. Ne beklenen gelirler gerçekçidir, ne giderler” dedi.
7-8 MİLYARLIK FON
Bütçe yapılırken 7-8 milyarlık bir fon bulunması öngörülmesine karşın bu yıl içinde herhangi bir kredi ya da fon yoluyla borçlanmaya gidilmediğini kaydetti. Ödemelerde hiçbir gerçekçi öncelik gözetilmediğine dikkat çeken İmamoğlu kasada vergi ve maaşlar için para bırakmak yerine belediyeyle iş yapmış kişilerin geçmişe dair borçlarının kapandığını vurguladı. İmamoğlu, her ne kadar planlanan bütçede gelir gider farkı 3,2 milyar lira olsa da toplam gelirlerin ilk altı ayda planlanandan 2 milyar TL daha az gerçekleştiğinin altını çizdi.
RİSK UYARISI
Bu farkın yıl sonunda en az 4 milyara ulaşacağını dile getiren İmamoğlu ” 4 milyar TL'lik gelir kaybına karşılık giderleri düşürmek amacıyla hiçbir çalışma yapılmamış olduğu için giderlerde bir gerileme olmayacak. Bu nedenle bütçe açığımız an itibariyle 7,2 milyar liradan az değildir” diye konuştu. İBB'nin gelirleri ve giderleri arasındaki farkın 2008 krizinde bile bu kadar açılmadığını ifade eden İmamoğlu “Bir kamu kurumunun gelir ve giderleri arasında bu kadar büyük bir uçurum oluşursa, o uçuruma herkesten önce vatandaşlar düşer, dar ve sabit gelirliler düşer. Doğacak kriz bütün ülkeyi etkiler. Yaratılan gelir – gider uçurumu nedeniyle böyle bir riskin eşiğindeyiz” uyarısı yaptı.
BİR AVUÇ İNSANIN ÇIKARI…
İmamoğlu İBB’nin gelirleri artmadığı halde giderlerinin bu kadar hesapsız ve ölçüsüz artmasının nedenlerini şöyle anlattı:
“Belediyedeki mevcut israf düzeninden nemalanan bir avuç insanın çıkarı gözetilmiştir. Onların sürekli artan talepleri karşılanmaya çalışılmıştır. Son yıllarda, ülkenin sürekli bir seçim atmosferi içerisinde olması nedeniyle, makro ekonomik gerçekleri ve dengeleri hiçe sayarak ‘seçim ekonomisi' uygulayan hükümet, bunun bedelinin önemli bir bölümünü de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yıkmıştır. İBB yönetimi de, seçim zamanlarında mevcut hükümeti korumak istemiş, ekonomik krizi yönetemeyen hükümetin daha fazla zorlanmaması için yükü vatandaşın sırtına yüklemiştir. Hani, merkezi hükümetin desteği olmadan belediyede nasıl iş yapacaksın diye soruyorlar ya? Bütçeyi inceleyince, bu sorunun tam tersinin geçerli olduğunu gördük. Bilhassa seçim zamanlarında hükümetin pozisyonunu gözetme çabası yüzünden, İstanbul Belediyesi’nin mali durumu daha da ağırlaşmıştır.”
YATIRIM DEĞİL BATIRIM
İmamoğlu, an itibariyle fiilen 7,2 milyar olan gelir-gider farkının önceden alınmış kredilerin ödemesiyle birlikte ise 9,8 milyara kadar çıktığını vurguladı. İBB'nin kağıt üstünde yatırım yapıyor gibi gözüktüğüne dikkat çeken İmamoğlu “2015’ten beri belediye gelirlerinde herhangi bir artış olmuyor ama buna rağmen yatırıma yönelmişler. Yani olmayan parayı yatırmışlar. Sonra da yatırımların yavaş ilerlemesi, kur farkından dolayı maliyetlerin katlanarak artmasıyla bütçeye çok ağır bir yük binmiştir. Buna yatırım denmez, buna ‘batırım' denir. İstanbul Belediyesi istikrarlı bir biçimde batırılmaktadır” dedi.DEVLETTEN BEKLENEN GELİR AZALDI
İBB'nin bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 97'sinin devlet kurumlarından alınan paylar, gayrimenkul satış geliri ve iştirak karlarından oluştuğuna vurgu yapan İmamoğlu “Toplam gelirin yüzde 72'si devletten gelmektedir. İlk 6 aylık sürede devletten beklenenden çok daha az gelir gelmiştir. Yani, ilk 6 ayda devlet İBB'ye ödemesi gereken tüm rakamları ödememiştir. Ayrıca iştiraklerden beklenen kar payları da şirket performanslarının çok üzerinde öngörülmüş ve performanslarını artırıcı hiçbir stratejik adım atılmaması nedeniyle karlılıklar dibe vurmuştur. Bütün bunlar İBB'nin hizmetlerini aksatmasına neden olmuştur” diye konuştu.
YOLUN SONU İFLAS
İmamoğlu, İBB'nin elindeki gayrimenkulleri satarak durumu idare etmeye çalıştığını ifade ederek “Yılın ikinci yarısında 1,7 milyar TL öngörülen gayrimenkul satışı bu ekonomik kriz ortamında ne kadar gerçek dışı bütçe yapıldığının göstergesidir. Bu yolun sonu çöküştür, iflastır. Günü kurtarma zihniyeti İstanbul’un geleceğini ipotek altına almaktadır” dedi.
İmamoğlu, İBB şirketlerinin hem performanslarının hem de karlılık durumlarının son üç yıldır istikrarlı biçimde düştüğünü vurgulayarak 2019 yılının ilk 6 ayında İBB şirketlerinin kendi maaşlarını bile ödeyemez duruma getirildiğini söyledi.
İBB’nin finansal yapısının ciddi bir biçimde bozulmasının nedenlerini şöyle anlattı:
“Yatırımlar uzun ve plansız projelere dönüştürülmüş. Uygulanan yanlış politikaların yarattığı ekonomik kriz nedeniyle İstanbul Belediyesi’nin gelirleri enflasyonun da üzerinde tepe taklak edilmiştir. Hile yapılmış, kamu maliyesinin bilinen tüm kuralları çiğnenmiş ve korkunç bir israfa yol açılmış. Gerçekçi bütçe yapılmamış, krize ve seçime rağmen gelirler şişirilmiş ve giderler düşük öngörülmüştür. Gerçekler karşısında bütçe dengeleri alt üst olmuş. Son 2 yıldır, elde avuçta hızlı satılabilecek ne varsa satılmış. Bütçeyi dengelemek için belediyenin elindeki gayrimenkuller değerini bulmadan satılmış. Belediye şirketleri çok kötü yönetilmiş, yönetiliyor… Şirketler istismar ediliyor ve karlılıkları azaldığı için belediyeye kar payı veremedikleri gibi, maaş ve vergi ödemeleri için de belediyeye muhtaç durumdalar. Ülkedeki seçim ekonomisinin bedeli İstanbullulara ödetiliyor.”
İSTANBUL'UN GELECEĞİ İPOTEK ALTINA ALINMIŞ
İmamoğlu, Aralık sonuna kadar beklenen gelirlerin toplamının 6,2 milyar lira, yapılması gereken ödemelerin toplamının ise 10,7 milyar lira olduğunu kaydetti. İstanbul'un geleceğinin, hesap vermeye yanaşmayan yönetimlerce ipotek altına alındığını vurgulayan İmamoğlu “Mevcut 28,8 milyar TL gerçekleşmiş borcun yanı sıra devam eden, ihalesi ve sözleşmesi yapılmış projelerden kaynaklanan yükümlülüklerle birlikte toplam yükümlülüğümüz 52 Milyar TL'ye ulaşmaktadır. Özetle ortada çok önemli, çok ciddi bir finansal sorun vardır” dedi.
BORÇLANMA TALEBİ
Nakit akışın düzeltilmesi için acilen kredi bulunması gerektiğini belirten İmamoğlu gelirlerde ortaya çıkan düşüş neticesinde bütçe açığının 4 Milyar TL daha arttığını, bu nedenle ortaya çıkan toplam net borçlanma ihtiyacı 7,2 Milyar TL'ye yükseldiğini, bu rakama kredi geri ödemeleri de eklenince gerçek borçlanma ihtiyacının 9,8 Milyar TL'ye ulaştığını vurguladı. Hedeflerinin 9,8 milyar TL yerine 6, 5 Milyar TL'lik bir borçlanma ile bütçe hedeflerini tutturmak olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Bu borçlanma ihtiyacının minimum 2,2 Milyar TL'si için bu meclisten, bakiyesi için Eylül Meclisinden onay almayı planlıyoruz. Şimdiki talebimiz, bu ihtiyacın münhasıran oylanması ve kabulüdür. Gerçekte, talep ettiğimiz şey tam olarak bir borçlanma bile değildir. Nakit akışı için kredi alıp, eski borçların kapatılmasıdır. Böylece vade uzatılacak ve piyasanın rahatlatılması sağlanacaktır. Aksi taktirde, bu şehre ve bu belediyeye gerçekten iş yapan yüzlerce yüklenici şirket batırılmış olacaktır” dedi.
İSRAF VE ŞATAFATA SON
İsrafı şatafatı tüm boyutlarıyla ortadan kaldıracak ve bir tasarruf seferberliği başlatacaklarını duyuran İmamoğlu İBB'nin artık dışarıdan satın aldığı mal ve hizmetlerde 1’e 1 kuralını uygulayacaklarını açıkladı. İmamoğlu “Bir mal ya da hizmetin bedeli, ticari hayatın gerçeklerine ve kamuoyunun vicdanına göre 1 lira ise karşılığında da yalnızca 1 lira ödenecektir. Aynı özellik ve kalitedeki mal ve hizmetlere oranla 1’e 3, 1’e 5, 1’e 15 fazla ödeme yapılmasına asla izin verilmeyecektir. Makam aracı saltanatına derhal son vereceğiz. Yönetimde olduğumuz sürece, belediyemizde makam aracı saltanatı görmeyeceksiniz” dedi.
AKP:EVET DERİZ
İmamoğlu'nun sunumunun ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu “ Bu kadar uzun uzun anlatmanıza gerek yoktu. Bize gelip anlatsaydınız ‘evet' derdik. Acil ihtiyacınız varmış biz borçlanma yetkisi talebinize şimdiden evet diyoruz” açıklaması yaptı.