“Ege Mahallesi, İzmir’in en önce çözmesi gereken meselelerden biri. Ne onların ne bizim hak etmediğimiz, bakımsız bir alan” diyen Başkan Soyer, “Aslında Büyükşehir Belediyesi’nin burasıyla ilgili ciddi bir çalışması olmuş. Beş bin civarında tapu sahibiyle mutabakat yapılmış. Bu son derece önemli bir gelişme” şeklinde konuştu. Ege Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm için yeni bir formül öneren Başkan Soyer, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu şartlar nedeniyle alıcı, müteahhit çıkmıyor. Kabasını İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak biz yapacağız. Sonrasında tesisatı, seramiği, altyapısı ne varsa onlar için ihaleye çıkacağız. Yarısını biz yapmış olacağız, müteahhide, ‘bu iş yürüyor girersen bitireceğiz’ güvencesini vereceğiz. Biz Büyükşehir olarak başlayacağız ve gerisini ihaleyle çözeceğiz” diye konuştu.
“Üç yıl sonra Körfez’de denize gireceğiz”
“Körfezde ne zaman denize girebileceğiz” sorusunu da yanıtlayan Başkan Soyer, “Üç yıl sonra denize gireceğiz. Temizlemek için hiçbir şey yapmayacağız. Sadece kirletmeyeceğiz. İzmir körfezine akan kanallar, dereler ne varsa hepsini temizleyeceğiz. Gediz dahil. Onun için Ege Belediyeler Birliği’ne girdik, ortak çalışacağız. Denizi kirletmediğiniz zaman doğa kendini temizliyor. Bilimsel çalışmalar gösteriyor, kirletmezsek üç yıl içinde denize gireceğiz” ifadelerini kullandı.
Kemeraltı’nda düzenlemeler yapılacak
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kent merkezinde yapılacak düzenlemelerle de ilgili bilgi verdi: “Girin Kemeraltı’na, Havra Sokağı’na kadar devam edin, oradan Agora’ya ve İkiçeşmelik üzerinden Kadifekale’ye çıkın. Aslında bu saat Kulesi ile Kadifekale’nin bağlandığı yer dünyanın en güzel turistik yerlerinden biri. İkiçeşmelik’teki spotçuların oradan mutlaka kaldırılması lazım. Bunu yapacağız” dedi.
“Ne üretirlerse alacağım”
Başkan Soyer tarımda ilk aşamada gerçekleştirmek istediği üç yeniliği açıklarken, “Girdi maliyetini aşağıya çekmek en temel yapmamız gereken şey. İkincisi ise pazarlama kabiliyetini arttırmak. Üçüncüsü de gerçekten kırsaldan kente göçü durdurmak. Bunlar üç temel önceliğimiz. Girdi maliyetini aşağı çekerek üretimi teşvik etmek istiyoruz. Yurt dışından ithal ettiğiniz zaman vergiyi sıfırlayarak çok daha düşük fiyatla getirebiliyorsunuz ama buradaki üreticiye aynı fırsatı vermiyorsunuz. Böyle teşvikler yok. Bunu yerel yönetim olarak yapabiliriz. Yemde, gübrede yapabiliriz. Alım garantili üretim süreçleri olmalı. 2007-2019 yılları a rasında İzmir Büyükşehir Belediyesi 470 milyon TL’lik alım yapmış. Biz bu rakamı önümüzdeki 5 yıl için 1 milyar TL olarak hedefledik. Bu aslında iki misli gibi gözüküyor ama zamanı dikkate alırsanız 4 misli bir alım garantisi vermek demek. Her gittiğim yerde üreticiye söylüyorum ne üretirseniz ‘satın alacağım’ diyorum. Tek bir şartımız var kooperatif bünyesi altında bunu yapacaksınız” dedi.
İzmir’in üreticisi İstanbul ve Ankara’da pazar açacak
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile anlaşma yaptıklarını açıklayan Başkan Tunç Soyer, “Geçtiğimiz günlerde İstanbul ve Ankara başkanlarıyla birlikteydik ve bir anlaşma yaptık. Onların tüm semt pazarlarında İzmir’in üretici kooperatifleri bir pazar açacak. Lojistik desteği biz sağlayacağız. Biz sadece İzmir’in değil tüm Ege’nin kooperatiflerini ayaklandırmak istiyoruz. İstanbul’da 16 milyon, Ankara’da 5 milyonluk bir pazar var. Biz İzmir olarak yetişemeyiz. Aracısız, ürünlerini doğrudan doğruya tüketiciyle buluşturacağız” şeklinde konuştu.
“İzmir’in zeytinyağını üretmeliyiz”
Zeytin konusuna da dikkat çeken Başkan Soyer, “Bürokrat arkadaşlarımızdan rica ettim. İzmir’de, Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetindeki zeytinlikleri tespit edeceğiz. O kadar bakımsız zeytinliğimiz var ki! Bu milli servetin israfı demek. O zeytinlerin toplanması, zeytinyağı üretimi istihdam demek. Onun pazarlanması istihdam ve İzmir’in marka değerlerinden birini yaratmak demek. Ben öyle hayal ediyorum. İzmir’in zeytinyağını üretmeliyiz” dedi.