MENÜ
İzmir 42°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İBB'ye yönelik 'Yolsuzluk' soruşturmasında itirafçı olan Ziya Gökmen Togay'ın ifadesi ortaya çıktı
Politika
26 Haziran 2025 Perşembe 13:46

İBB'ye yönelik 'Yolsuzluk' soruşturmasında itirafçı olan Ziya Gökmen Togay'ın ifadesi ortaya çıktı

İBB’ye yönelik yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamında İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay ifadesinde, "Bu yapı yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar bu şekilde sürdü. Ancak hukuki altyapısı olmayan, gayri resmi ve kontrolsüz bir yapıydı. Burada çalışan yaklaşık 70-80 kişi farklı iştiraklerde çalışıyor gibi görünse de fiilen burada bulunuyorlardı" dedi 

Togay etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadede, "Etkin pişmanlık hükümleri tarafıma anlatıldı. Etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade vermek istiyorum. İştiraklerden Sorumlu Başkan Danışmanı Ertan Yıldız'dı. Ertan Yıldız burada iştirak çalışanlarının içinde olduğu 6 koordinatörlükten oluşan bir yapı kurmuştu. Tüm yönetim kurulu kararları (satın alma, ihaleye çıkış, ihale sonucu, atama, terfi, finansal süreçler, sendikal süreçler vb.) bu koordinatörlükler üzerinden Ertan Yıldız tarafından onaylanıyor, sonrasında yönetim kurulu imzasına sunuluyordu. Kararların üzerine vurulan İBB kaşesi, Ertan Yıldız’ın onayını simgeliyordu. Bu yapı yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar bu şekilde sürdü. Ancak hukuki altyapısı olmayan, gayriresmi ve kontrolsüz bir yapıydı. Burada çalışan yaklaşık 70-80 kişi farklı iştiraklerde çalışıyor gibi görünse de fiilen burada bulunuyorlardı" ifadelerini kullandı.

"Bazı personel resmî olarak görünmese çalışmaya devam etti"

Togay savcılıktaki ifadesinde, "Yaklaşık 1,5 yıl önce İstanbul Yönetim Ajansı (İYA) kuruldu. Bahsettiğim 6 koordinatörlük ve birçok personel bu ajansa devredildi. Bazı personel resmî olarak görünmese de burada çalışmaya devam etti. Bu yapının resmiyete dökülmesinin nedeni, ihaleler üzerinde gayriresmi yürütülen süreçlerin hukuka aykırı olması nedeniyle birçok kişinin, benim de dahil olduğum şekilde, rahatsızlık duymasıdır. Ajans kurulduktan sonra İBB iştirakleriyle danışmanlık sözleşmeleri imzalanarak yapı resmiyet kazandı. Göreve başladıktan birkaç ay sonra Ertan Yıldız ve Fatih Keleş, çıkacak ihalelerin önceden kendilerine bildirilmesini istediler. Bu bilgiler, yaklaşık 1 ay öncesinden, ihalenin türü, yaklaşık maliyeti, daha önce hangi firmanın kazandığı gibi detayları içerecek şekilde önce Whatsapp üzerinden, ardından kapalı zarfla çıktı şeklinde iletilmeye başlandı" dedi.

"Tepkilerine yol açtı"

Togay ifadesinde, "2022 yılında İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü olarak atandım. Bu göreve getirilmemin sebebi, İSTON’daki başarılı yönetimim ve şirketin kârlılığının artmasıydı. İSTAÇ’ın faaliyetlerinden biri hafriyat ve döküm alanlarının yönetimidir. Göreve başladığımda 2021-2022 yıllarında bu alanlardan gelen gelirlerde düşüş olduğunu fark ettim. Sebebi, İSTAÇ’ın yönetiminde olmayan Cebeci bölgesindeki döküm alanlarıydı. Güney ve Kuzey Cebeci bölgesinin geçmişine vakıftım. 2018 öncesinde bu alanlar birçok özel şirketin maden ruhsatıyla işletilmekteydi. Rehabilitasyon işlemleri yapılmadığı için alanlar kamu güvenliği açısından tehlikeli hale geldi ve mühürlendi. 2018’de İSFALT da ortak edilerek rehabilitasyon ve döküm işlemleri başlatıldı. Güney Cebeci’de İSTAÇ’ın bir faaliyeti yoktu. Bu bölgedeki işlemler MAPEG, Çevre Koruma Daire Başkanlığı ve İSFALT tarafından yürütülüyordu. İSTAÇ yalnızca Kuzey İstanbul firması (Murat Gülibrahimoğlu'na ait) ile danışmanlık sözleşmesi çerçevesinde faaliyet göstermekteydi. İlgili alanların ruhsatlandırma süreçlerini Fatih Keleş yürütüyordu. Bu nedenle alanlar onunla hareket eden kişilerce kontrol altına alındı. Müdahale etme imkânım olmadı, ancak rahatsızlık duydum. Bu nedenle İSTAÇ’ın döküm alanlarını işletmesi yönünde girişimlerde bulundum ve 3 sahayı İSTAÇ işletmeye başladı. Bu durum, Fatih Keleş ve Murat Gülibrahimoğlu’nun tepkisine yol açtı" ifadelerini kullandı.

"Ödemelerden haberdar değilim"

Togay ifadesinin devamında, "Göreve başladığımda Sarılar firması İSTAÇ ile çalışmaktaydı. Ertan Yıldız’ın bu firmaya bilgisi olmadan ödeme yapılmaması yönünde talimatı vardı. Zaman zaman beni arayıp firmanın maddi sıkıntıda olduğunu, ödeme yapılması gerektiğini söylüyor, bazen de 'Birkaç gün içinde birisini göndereceğim, firmaya bildir" diyordu. Ben de İsmail Sari’ye yalnızca bu bilgiyi ilettim. Giden kişinin kim olduğunu, ne yaptığını bilmemekteydim. Bu firmanın araç kiralama firması olması ve Ertan Yıldız’ın bu firmadan araç temin etmesi nedeniyle bununla ilgili olduğunu düşünüyordum. Ahmet Yıldırım isimli kişi İSTAÇ personelidir. Kendisini Sarılar’a ben göndermedim. Gitmişse, Ertan Yıldız’ın şoförü Bayram tarafından yönlendirilmiş olabilir. Fatih Keleş’in de zaman zaman bu firmaya ödeme yapılması talimatı oluyordu. Bu firma dışında bana ne İSTON ne de İSTAÇ’ta başka bir firma için ödeme talimatı verilmemiştir. Ben hiçbir şekilde Sarılar firmasının ifadesinde belirttiği ödemelerden haberdar değilim. Bu olaylarda bir rüşvete aracılık etmiş gibi gözüksem de, aslında o kişilerin ne için gönderildiğini ancak şimdi öğrenmekteyim. Görev yaptığım dönemlerde hiçbir firmaya ihale daveti göndermem, ihalelerde herhangi bir firmaya ayrıcalık tanımam yönünde bir talimat almadım. Almış olsaydım bile bu talimatı yerine getirmeyeceğim bilinmekteydi. Bu nedenle ihaleye çıkış bilgileri benden temin edilmek istenmiş olabilir. Şartnamelerin hazırlanmasında hiçbir firmaya öncelik tanınmadı. Eğer tanınsaydı, Sarılar firması tüm ihaleleri kazanırdı. Araştırıldığında bu firmanın kaybettiği birçok ihale olduğu görülecektir. Şartnamelerin çoğu önceki dönemlerden kalmış, değiştirilmeyen metinlerdir" dedi.

"Çalıştığım süre boyunca hiçbir suça karışmadım"

Togay, "Bir firma görevime başlamadan önce İSTAÇ’ta atık dönüşüm tesisinin işletmesini almıştı. Ancak sözleşme yükümlülüklerinin bazısını yerine getirmediğini, bazı yatırımları yapmadığını tespit ettim. Firma uyarıldı ve yazılı ihtarlarda bulunuldu. Hatta sözleşmenin feshi gündeme geldi. Bu süreçte Aykut Erdoğdu beni ziyaret ederek firmanın iyi bir firma olduğunu, mağduriyet yaşadığını söyledi. Ben de yazılı tutanaklarla yapılan ihtarın gerekçelerini anlattım. Firma daha sonra gerekli yatırımları yaparak faaliyetine devam etti. Çalıştığım süre boyunca, burada anlattığım gibi hiçbir suça karışmadım. Herhangi bir örgüt hiyerarşisi içinde yer almadım. Bu yapıyla ilişkilendirilmem mümkün değildir. Sahip olduğum özgeçmişim nedeniyle yöneticiliğe getirildim" diye konuştu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Son Kale İzmir