Hizbullah üyesi birçok tetikçinin yeniden yargılama talebi sonrası AİHM kriterleri gerekçe gösterilerek serbest bırakıldıkları ortaya çıkmıştı.
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre; Güneydoğu'da 1990 yılların başında adı tek kurşunlu Hizbullah infazlarıyla sıkça duyulan Diyarbakır'ın Silvan İlçesinde 9 vatandaşın öldürülmesi, 3'ünün de yaralandığı suikastlarda tetikçilik yaptıkları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan ve bu cezaları Yargıtay tarafından oy birliğiyle onanarak kesinleşen Abdulcabbar Kırtay, Kasım Azarkan ile Mizbah Sayan'ın da yeniden yargılama kapsamında dosyalarının ele alınarak tahliye edildikleri öğrenildi.
SAVCI HUZURUNDA TEK TEK ANLATMIŞLARDI
Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesinde, “Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine Şer'i esaslara dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak” suçundan yargılanan iki sanık, yakalandıktan sonra savcı huzurunda Silvan ilçesine götürülerek cinayetleri işledikleri mahallelerdeki cadde ve sokaklarda yer göstermelerde bulunarak tatbikat yaptırılmıştı.
Tetikçiler, bu cinayetleri soğukkanlılıkla işlediklerini savcıya tek tek anlatmıştı. Yine örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü Beykoz Kavacık villalarında ele geçen bilgisayarlardaki örgüt arşivinde de her iki tetikçinin işlediği cinayetlere ilişkin örgüte verdikleri raporlar ele geçirilmişti.
Yine farklı tarihlerde yakalanan Hizbullah itirafçıları da iki sanığı fotoğraflarından teşhis ederek Silvan'da işlenen cinayetin failleri olduklarını itiraf etmişlerdi. Sanıklar da gerek savcı huzurunda, gerekse gözaltı sorgusunda bu cinayetlerin faili olduklarını itiraf etmişlerdi.
9 CİNAYETE KARŞI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS
Mahkeme heyeti, üç sanığı 1991-98 yıllarında Silvan ilçesinin Feridun ve Tekel mahallelerinde; Mehmet Sait İşçi, İsmet Öztürk, Mehmet Çiçek, Ahmet Okuyucu, Hamdusena Kırtay, Rauf Kırtay, Şirin Cesur, Abdullah Ay ve Cevat Kaplan adlı vatandaşların öldürülmesi, Recep Hekimoğlu, Zayit Ekinci ile İhsan Yüce’nin yaralanması eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
YARGITAY: ÜÇÜ DE ASLİ FAİL KARAR DOĞRU VE YERİNDE
Dosyayı esastan inceleyen Yargıtay, delillerin hukuka uygun elde edildiğini, sanıkların gerek gözaltındaki sorgularında suçlarını itiraf ettiklerini, gerekse savcı huzurunda yaptırılan tatbikat ve yer gösterme tutanaklarına göre de cinayetlerin asli faili olduklarını kabul ettikleri, aynı şekilde ele geçen örgütsel dokümanlarda bu cinayetlerin sanıklarca işlendiği hususunun sabit olması ve tüm dosya kapsamına göre yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğinden verilen hükmün ayrı ayrı onanmasına oy birliğiyle karar verince hüküm kesinleşmişti.
AİHM NORMLARI GEREKÇE GÖSTERİLİP TAHLİYE EDİLDİLER
Sanıklar uzun gözaltı süresi, yargılamanın makul süre içinde sonuçlandırılmaması, heyette askeri yargıç bulundurulması, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılanma talebinde bulundular. Talebi jet hızıyla işleme alan mahkeme, Türkiye'nin de taraf olduğu AİHM ve AİHS normlarına uyma zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle yeniden yargılama kapsamında sanıkların tahliyelerine oy birliğiyle karar verdi. Tahliye kararının yine 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesine denk gelmesi dikkatlerden kaçmadı.