Konak'taki Namık Kemal Lisesi'nin okul yönetimi, bahçelerinde beslemek üzere 4 Tokat tavuğu, 3 köpek, onlarca kedi ve balık ile bir de papağan sahiplendi. Bir yandan öğrencilere hayvan sevgisini aşılayan okul yönetimi, çocukların derslere daha motivasyonlu girmesini de sağlıyor. Herkesin takdirini toplayan okul yönetimi ve öğretmenler, ellerinden geldiğince hayvanı sahiplenmeye devam edeceklerini ve ilk hedeflerinin öğrencilere hayvan sevgisini aşılamak olduğunu söyledi. Ayrıca, okulda en çok 2,5 yaşındaki Kafkas çoban köpeği olan 'Bozok', 'Şukela' isimli kedi ve 'Namık' adındaki papağan ilgi çekiyor. 3 hayvan da kendisini sevdirmeyi çok sevdiği için öğrencilerin ilgi odağı olsa da tüm hayvanlara özenle bakılıyor. Öğrenciler teneffüslerde önce hayvanların yanına koşuyor.
Namık Kemal Lisesi Müdür Yardımcısı Zafer Kaya, besledikleri tüm canlıların okula renk kattığını, öğrencilerin de derslere motive olarak girmesini sağladığını anlattı. Kaya, "Doğaya veya bütün canlılara sevgisi, saygısı olmayan insanın, kendine de saygısı olmaz. Kendine saygısı olmayan birinin topluma saygısı olmasını beklemek doğru değil. Çocuklarımızı elimizden geldiği kadar doğayla barışık, doğadaki bütün canlıları seven, koruyan bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Okulumuzun alanı da geniş. Bu nedenle değişik hayvan türlerini barındırmaya çalışıyoruz. Okul gezilerine gelen diğer öğrenciler, buradaki hayvanları gördüklerinde hoşlarına gidiyor. Bu kültürün oluştuğu okul da öğrencilerde okuma heyecanı doğuruyor. Bu nedenle okula olan ilgi de artıyor. Biz okula ilginin artmasından ziyade, canlılara ve doğaya olan sevgiyi geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi.
'HAYVANLARI BIRAKIP GİDİYORLAR'
Hayvan beslemenin çocuklar üzerinde olumlu etkilerinin bulunduğunu söyleyen Zafer Kaya,
"Çocuklar okulu seviyor, okul kültürü oluşuyor. Bunlar çocuklar için bir motivasyon kaynağı oluyor. Zaman zaman bazı kediler derslere giriyor. Kimseye zarar vermeden canlılarımızla birlikte iç içe yaşamaya çalışıyoruz" dedi.
Ancak bu durumun zaman zaman bazı kişiler tarafından suiistimal edildiğini anlatan Kaya, şunları söyledi:
"Hayvanları sahiplenen bazı kişiler, hevesini aldıktan sonra getirip o hayvanları okulumuzun duvarından içeri atıyor. Ya da getirip, bırakıp gidenler oluyor. Okulumuzun bahçesi de hayvan beslemeye uygun olduğu için, biz de bu hayvanlara kıyamayıp, sahipleniyoruz. Onlar bizden değil, biz onlardan sahipleniyoruz. Ama şunu söylemek istiyorum; lütfen bakamayacağınız hayvanları sahiplenmeyin. Çünkü evde besledikleri hayvanlar, ev kültürüne alıştıkları için bahçede yaşamakta zorlanıyorlar. Böyle olunca da biz bu hayvanları yeni hayatlarına adapte etmeye çalışıyoruz."
'BOZOK'UN CANI SIKILMASIN DİYE İKİ KÖPEK DAHA SAHİPLENDİK'
Tarih Öğretmeni Mete Polat (61), 'Bozok' adında bir köpeği sahiplendiklerini, bu köpeğin bir gün okul bahçesinden kaçtığını ve araba çarpması sonucu yaralandığını söyledi. Polat, olayı şöyle anlattı:
"Okul müdürümüz geldikten sonra bana hayvan beslemeyi teklif etti. Hayvan sahiplendirme konusunda araştırma yaptık ve Bozok'u bulduk. Bozok biraz yaramazdı. Çoban köpeği olduğu için gezmek istiyordu. Bir gün okuldan kaçtı, Karataş Lisesi'nin yakınlarında araba çarpmış. Bozok bu kazada bel kemiği ve arka bacakları kırıldı. 2 kez ameliyat oldu ve fizik tedavi sonucu iyileşti. Sürekli eve götürüp getiriyorum. Çünkü hala tam iyileşemedi. Amerika'dan ilaçlar aldık. Ayrıca tedavi sürecinde canının sıkılmaması için iki köpek daha sahiplendik."
'ŞUKELA' İLE DERS BİR BAŞKA GÜZEL
Hayvanları çok sevdiğini söyleyen 10'uncu sınıf öğrencisi Selin Naz Çetinkaya (18), "Burada insanlara hem hayvan sevgisini aşılıyorlar hem de bize moral veriyorlar. Onlardan sevgi alıyoruz. Derslerime daha motive olmuş şekilde giriyorum. Hepsinin kendince bir kişiliği var" diye konuştu.
12'inci sınıf öğrencisi Şengül Arabacı (17) da, "Hayvanlardan korkmazdım. Ama buraya geldiğimde bu kadar evcil hayvanla bir arada olmak beni de çok rahatlattı. Bir de derslere daha pozitif giriyoruz. İnsanlar evcil hayvan alarak sokağa salıyor ama en azından 3 köpeğin okulumuzda iyi şartlar altında bakılması insanı mutlu ediyor" dedi.
12'inci sınıf öğrencisi Hande Bilgili'nin favorisi ise kedi Şukela. Yaklaşık 3 yıldır okulda bakılan Şukela'nın kendileri ile birlikte derslere girdiğini anlatan Bilgili, "Şukela bizim sınıfın öğrencisi gibi. Her sabah bizimle derse geliyor. Ona mama alıyoruz. Besliyoruz. Bütün dersleri bizimle birlikte takip ediyor. Ders sırasında bütün sıraları dolaşıyor. Okulun içinde geziyor. Sonra tekrar geliyor. Hepimiz çok seviyoruz. Eğer giderse çok üzülürüm. Onun da bizimle birlikte mezun olmasını istiyorum" dedi.