SONKALE- Odatv yazarı Muzaffer Ayhan Kara'nın "Halk TV yeni bir değişikliğe mi gebe" başlıklı yazısı şöyle:
Halk TV’deki ‘darbe’ gibi 1 Nisan kararları sonrasından bu yana üç buçuk ay geçti. 1 Nisan’da ve sonrasında neler olduğunu hatırlayalım…Halk TV’deki ‘darbe’ gibi 1 Nisan kararları sonrasından bu yana üç buçuk ay geçti. 1 Nisan’da ve sonrasında neler olduğunu hatırlayalım…
Yerel seçimlerde CHP’nin başını çektiği muhalefetin zaferinin ertesi günü Halk TV’ye yıllardır emek veren ve özellikle Gezi sürecindeki olağanüstü yayıncılıkla “marka değeri” kazandıran ekip tasfiye edilmişti. Ekran yüzleri Rahmi Aygün, Lale Ozan Aslan, Semra Topçu, Barış Yarkadaş ile bazı kurum çalışanları seçimin ertesi günü henüz seçim zaferinin keyfini bile çıkaramadan Halk TV avukatlarının tebligatıyla kendilerini kapı dışarı bulmuşlardı. Bilahare Halk Arenası’nı hazırlayıp sunan Uğur Dündar gelişmelere tepki göstererek Halk TV’den ayrılmış, arkasından da Genel Müdür Şaban Sevinç de Halk TV ile yollarını ayırmıştı.
Patronajı temsil eden Aslı Baykal’ın “tasarrufu” olarak açıklanan süreçte Halk TV’nin başına Baykal Ailesi ile samimi bir isim olan Serhan Asker getirilmiş, Enver Aysever, İrfan Değirmenci gibi isimler de kanalda önemli misyonlar üstlenmişti.
HALK TV’NİN ‘IŞIĞI SÖNDÜ’
Yeni dönemde cicim ayları denilebilecek kadar kısa bir sürede Halk TV’nin deyim yerindeyse “ışığı söndü”. Bu üzücü bir gelişme. Halk TV ciddi marka değeri olan, 2013 yazından itibaren yıllarca bakkal dükkanlarında, berberlerde, neredeyse her iki evden birinde ekranı açık olan; halkın televizyonu denilebilecek; her Cuma akşamı merakla beklenen Halk Arenası gibi yıldız programları olan; ciddi reyting rakamlarına erişen bir televizyondu. Böylesine bir markanın ışığının sönmesi, hele bu marka zorluklar içinde bir yere gelen ve tutunan muhalif bir marka olunca daha da üzücü. Şahsen bendeniz işe son verme eyleminin biçimini yakışıksız bulsam da bu markanın ışığının sönmesini hiç istemezdim. Şurada kaç muhalif televizyon var ki sonuçta?
İZLEYİCİ UZAKLAŞTI
Son dönemde çevremdeki Halk TV izleyicilerinin Youtube kanallarına kaydığına veya Tele 1 TV izlediğine tanık olmaya başladım. Konuk gittiğim ev ya da ofislerde de artık eskisi gibi Halk TV ekranını açık görmüyorum. Kendi izlenimlerimi bir kenara bırakıp çevremde yaptığım bir soruşturmada aynı bulgulara eriştim. Merak edip şöyle bir telefon ve vatsap trafiği yaptığımda edindiğim bilgi ve izlenimler de durumu teyit eder nitelikteydi. “Demek ki,” dedim kendi kendime “Ben yaptım oldu ile olmuyor!”
MARKA DEĞERİ ZARAR GÖRDÜ
Hakikaten de bir kurumu bir yere getirmek hiç kolay değil. Halk TV ekibi de sekiz on yıl uğraştı kanalı bir yere getirmek için ve getirdi de. Ancak bir dokunuşla, tasfiye ve tasfiyenin şekil ve zamanlama olarak son derece yanlışlığıyla bir çuval incir berbat edildi.
En başta yanlış olan şu: Bir televizyon kanalı siyasi vesayet altına girmemeli ya da yaranma amaçlı vesayete davetiye çıkarmamalı. Böyle yayıncılık olmaz. Tökezlersiniz. Halk TV’nin başına gelen budur. Sonraki gelişmeler ayrıntıdır.
Şimdi ayrıca duyuyorum ki patronaj da işlerin iyi gitmediğinin, kanalın reytinginin iyice düştüğünün farkında ve kara kara düşünüyor. İşin içinden nasıl çıkacaklar bakalım, nasıl bir hal çaresi bulacaklar; bekleyip göreceğiz. Ancak şu kadarını belirteyim; “ayrıntılar” içinde kanalın yayınını ve işleyişini kime emanet ettiğiniz de önemlidir. Önemli ve saygın bir markayı kime emanet ettiğiniz önemlidir. O kişi markaya bir şey katar ya da o markadan çok şey alır götürür.
“BİZ KEDİYE KEDİ DERİZ”
İşte Halk TV’de olup bitenlerin özeti bir yerde emanetin ehil ellerde olmaması; hatta adeta ciğerin kediye emanet edilmesidir. Ciğer-kedi metaforundan kastım ne mi? Oralara şimdilik hiç girmeyelim, Halk TV’nin zarar görmemesi adına girmeyelim.
Fransızların böyle durumlarda kullandığı ve bendenizin de sıklıkla hatırlattığı bir atasözü vardır; “Biz kediye kedi deriz”.
Maalesef bu noktada da kediye “kedi” diyeceğiz.
Tabii sözüm kanalda işini yapan eskilerden Fatih Ertürk, Cüneyt Akman, İdris Akyüz, yenilerden Enver Aysever gibi arkadaşların meclisinden dışarı.
Umarım kanal patronajı neyin olmayacağını gördükten sonra, nasıl yanlış yönlendirildiğini gördükten sonra yaşadıklarından bir şeyler öğrenmiş olarak sağlıklı adımlar atar. Halk TV de yeniden ayağa kalkar.