Hakkari'nin Çukurca ilçesi Kayalık köyünde 1984 yılında dünyaya gelen ve hayata gözlerini açtığında yaşadığı köy PKK tarafından yakılan Mesut Demir'in ailesi, köy korucusu seçildi. 1993 yılında babası PKK teröristlerince şehit edilen Demir, 1991,1994 ve 1995 yıllarında da amca çocuklarını teröre şehit verdi. Demir, 9 yaşına geldiğinde ailesiyle birlikte Hakkari şehir merkezine taşındı, ancak burada yine PKK teröristlerince evleri tarandı, kendisi, kardeşi ve kuzeninin içinde bulunduğu araca roketatar ile saldırıldı. Terörün gölgesinde geçirdiği yıllarda aracın içinden saniye farkla çıkarak sağ kurtulduğunu belirten Demir, yaşadığı bu acıların üzerine kaderini değiştirmek için çok çalışıp İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü kazandı.
Mezun olduktan sonra İzmir'e yerleşen ve bir emlak şirketinde çalışan Demir, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde gönüllülük esasıyla hizmet vermeye başladı. Şimdi kendisi gibi şehit yakınlarına yardım eden Demir, "Derneğimizde 400'e yakın üyemiz var. Biz sayısının artmasını istemeyen tek derneğiz. Bu acının dili, dini, ırkı yoktur. Ben kendim gibi olan insanların acılarına ortak olarak onlar için elimden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum" dedi.
TERÖRÜN GÖLGESİNDEYDİ, KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
Evli, iki çocuk babası olan Demir, geçmişte ailesi ve 6 kardeşiyle birlikte terörün en acı yüzünü gördüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Dünyayı anlamaya, yorumlamaya başladığımda köyümüz PKK tarafından yakıldı. Daha sonra ailem korucu oldu ve 1993 yılında babam PKK tarafından şehit edildi. 1991,1994 ve 1995 yıllarında da ailemden üç kişi şehit edildi. 9 yaşına kadar bu köyde yaşadık sonra Hakkari şehir merkezine taşındık. Köyde olduğumuz zamanlar 4- 5 ay kadar köy yolları kapanırdı, şehirle iletişim yoktu. Şehir merkezine geldiğimizde yine terörün gölgesindeydik. Şehir merkezindeki evimiz tarandı. Ben, kardeşim ve kuzenimin içinde olduğu araca roketatarla saldırıldı ve saniye farkıyla kurtulduk. Evimiz hedef alındı, aracımız hedef alındı. Haftanın birkaç günü kepenk kapatma eylemleri oluyordu. Sürekli bir çatışma hali vardı. 1990'lı yılların tamamı neredeyse böyle geçti. İnsan kaderini değiştirmeli diye düşündüm. Çok çalıştım ve Dokuz Eylül Üniversitesi inşaat mühendisliğini kazandım. İzmir'e ilk geldiğim dönemde burada Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bana sahip çıktı. Ben de mezun olduktan sonra gönüllülük esasıyla burada hizmet vermeye başladım. Dernekte, organizasyon ve basından sorumluyum. Şehit ailelerinin çocuklarına burs bulup, seminer düzenliyoruz. Dernek bana sahip çıktı beni okuttu, ben de benim gibi olan şehit çocukları için çalışıyorum."