HEP-SEN, EÜ Hastanesi'nde 16 yıl aradan sonra yetkili sendika olmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. EÜ Hastanesi Tıp Fakültesi Kampüsü'nde toplanan sağlık çalışanları, yetkili sendika olmalarını kutladı. HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek, "'3-5 nöbet hemşiresi sizin sorunlarınızı mı çözecek?' diyerek dalga geçtiler. Ancak kısa bir süre sonra yoğun bakım hemşireleri, acil servis hemşireleri ve diğer hemşireler burada kazandı. Siyasi makamlar burada kaybetti. Sağlık Bakanlığı'na ve Yüksek Öğretim Kurulu'na seslenmek istiyorum. En önde biz varız. 2-3 yıl önce '3-5 nöbet hemşiresi' diye alay ettikleriniz bugün 1950'lerden beri Türkiye'nin gurur tablosu olan Ege Üniversitesi'nde yetki almıştır. Biz, Yüksek Öğretim Kurulu'nda da bakanlıkta da temsil edilmek istiyoruz. Bugün bakanlıkta tek bir hemşire, ebe, tekniker temsil edilmiyor. Bu düzen Ege Üniversitesi'nde nasıl böyle gitmediyse Yüksek Öğretim Kurulu'nda da bakanlıkta da böyle gitmeyecek. Bu Ege Üniversitesi'ndeki başarı İstanbul, Ankara'da Akdeniz Üniversitesi'ne örnek olacaktır. Ülkemize, cumhuriyetimize bir sorumluluk bilincimiz, bir borcumuz vardır" ifadelerini kullandı.
'GÖNÜL BAĞLAYANLARIN ZAFERİ KESİNLEŞMİŞTİR'
HEP-SEN İzmir Şube Başkanı Kemal Yılmaz ise "Kurumumuzda tam 16 yıl aradan sonra, alkıştan öte gidemeyen destekleri lüks sayan ve istese de istemese de emeğin karşılığını rantın acımasız kollarına kurban eden zihniyet kaybetmiş; emeğin hakim olduğu bir hikayeye gönül bağlayanların zaferi kesinleşmiştir. Ege Üniversitesi, 16 yıl aranın ardından emeği hakim kılmış, sendika sayımlarında HEP-SEN'i ve hepimizin emek hareketini galip kılmıştır" dedi. "Devletin memuru yoksul olamaz" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son yıllarda artan enflasyon ve yaşam maliyetlerinin yükselmesi ile eriyen ücretlerimiz hepimizin malumu. Genel merkezden yaptığımız başvuruları il bazında da yineleyecek; enflasyonun bir lav gibi erittiği promosyon anlaşması miktarlarını düzeltmek için mücadele edeceğiz. Sadece İzmir'de değil; ülkemizde sağlık profesyonellerinin aldığı komik rakamlar, kalem kalem bölünen karmaşık performans sisteminden kurtulmak için mücadele edeceğiz. Kurum özelinde; yetersiz olan ve hatta mali sıkıntılar nedeniyle zamanında ödenmeyen ek ödemelerle karşı karşıyayız, başta teşvik ek ödeme olmak üzere, asistan hekimlerimizin ödemeleri komik rakamlar. En temel gereksinimlerimiz arasında olan beslenme noktasında, anlaşma yapılan firmaların özensiz, yetersiz ve lezzetsiz yemekleriyle sınanmaktayız. Bin 800 yatak kapasitesi ile bölgenin en büyük hastaneleri arasında yer alıyoruz; ancak yetersiz istihdam nedeniyle gün aşırı nöbetlerin yoğunluğu, hasta/çalışan sayısının uluslararası standartlardan uzak oluşu nedeniyle mutsuz ve verimsiziz. Geleceğimizin teminatı evlatlarımız için yeterli kreş alanı ve mali destek yok. Korunması yasayla teminat altına alınmış aile bütünlüğümüz yok olmakta, kurum değişikliği muvafakatnamelerini almakta zorlanıyoruz."
'ŞİDDETLE MÜCADELE EDİYORUZ'
Lisans ve lisansüstü eğitimleri olan veya devam eden personellerin liyakate aykırı yerleştirilmeleri nedeniyle hizmet sunumunda iş barışlarının bozulduğunu söyleyen Yılmaz, "Yatay mimarimizden dolayı geniş bir alanda hizmet sunuyoruz. Birçok kritik birimimiz ana yemekhaneye ve ana eczane deposuna uzak. Birçok personel, mesleki yeterliliği ve görev tanımı dışında birimlerde ve işlerde çalıştırılıyor. Başta acil servis olmak üzere birçok kritik birimlerimizde hem toplumdan hem de kurum içinden gelen şiddetle mücadele ediyoruz. YÖK önünde hakkımızı haykırdık. Başta teşvikler, ek ödemeler noktasında ciddi oranda farklar var. Üçüncü basamak hizmet üreten kurum çalışanları bakanlık çalışanlarına kıyasla 2 kattan daha fazla eksik ek ödeme alıyor. Binlerce hastaya günlerce yetersiz personel ile hizmet sunmaya çalışan sağlık profesyonellerinin teşvik ödemeleri bakanlık ile aynı kat sayı oranları ile değerlendirilmiyor" dedi.
'OMUZ OMUZA MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR'
İzmir HEP-SEN Prof. Dr. Leman Birol Şubesi Başkanı Ozan Deniz Kaçar da "Yola çıktığımızda bir hayalimiz vardı. 2020 yılının Covid-19 pandemisinde, kliniklerin en ön safhasında başlatılan yürekli bir mücadele başlattık. Karanlık bir umutsuzluğun mutsuzluğunda formalarını alın teriyle terleten ancak emeğinin hakkını, hakkının karşılığını ne maaş ne de saygınlık olarak alamayan 7 klinik hemşiresinin başlattığı bu amansız mücadelede bugün, Türkiye'nin 81 ilinde tüm sağlık branşlarından üyelerimiz ve yöneticilerimiz ile omuz omuza mücadelemiz sürüyor" diye konuştu.