MENÜ
İzmir 11°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erdoğan'a sanatçı tepkisi
Güncel
31 Aralık 2020 Perşembe 17:15

Erdoğan'a sanatçı tepkisi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın sanatçı tanımına sanatçılardan tepki geldi. Şair Ataol Behramoğlu "Sanatçı ille de muhalif olur’ böyle bir şey de yanlış. Sanatçı özgür olur. Özgür ruhu ona ne söylerse onu yapar" derken, usta tiyatrocu Genco Erkal "Sanatçı değil şakşakçı istiyor.” diye yazdı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’ne katıldı. Törende konuşma yapan Erdoğan, ‘beklediği sanatçı'nın özelliklerini sıraladı.

ERDOĞAN NE DEDİ?

Sanat teorilerinin çöktüğü, sanat tanımlarının başkalaştığı, sanat ortamının değişime uğradığı, sanat hırsızlıklarının yüzlere vurulduğu bir çağda yaşandığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“İşte bu çağda ülkemiz, dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat kuramlarının payandalarını da temellendirecektir. Sanatçılarımız bu anlayışla hareket ettikçe, şairin ‘O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler’ hükmü geçerliliğini yitirecektir. Biz işte o sanatçıyı bekliyoruz. Beklediğimiz o sanatçı, kimliğiyle birlikte deryasını bilecektir, önce kendisi olacaktır, davasını sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı, vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır.

Beklediğimiz o sanatçı, zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı, slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarılarıyla dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ortaya koyduğu bir sanat üslubuyla veya icat ettiği bir sanat formuyla adını sanat tarihine yazdıracaktır.

Beklediğimiz o sanatçı, ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek, üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz o sanatçı, gündemin peşinden savrulmak yerine dünyaya gündem verecek, performansıyla rekorlar kitabına girecek, tarzıyla sanat modası oluşturacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz o sanatçı, muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir.”

RDOĞAN’IN SÖZLERİNE ATATÜRK’LÜ YANIT GELDİ 

Erdoğan'ın sözlerine sanatçılardan gelen tepkiler şöyle:

Genco Erkal:

“Sanatçı değil şakşakçı istiyor.”

Onur Aydın:

“Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız.' Mustafa Kemal Atatürk”

Nejat Yavaşoğulları:

“Halkını hor gören' lafına katılmıyorum. Şahsen ben türkü ya da Türk Sanat Müziği yapmıyorum ama ben halkımı hiçbir zaman hor görmüyorum aksine her zaman ona değer verdiğimi kendimi yapacağım müziğin tarzını halk bunu anlamaz diyerek değiştirmeyip de kendi bulunduğum noktadan ürün yapmaya çalışan bir insanım. Halkıma daha yararlı olduğunu düşünüyorum belki onun ufkunu açıyordur, belki onun başka düşünceler bulmasına yol açıyordur. Biz asla ben ve benim gibi diğer arkadaşlarım halkımızı hor görmüyoruz zaten halkın içindeyiz. Buna katılmak mümkün değil.”

Ataol Berhamoğlu:

“Hiçbir yöneticinin sanatçılar hakkında böyle fetva vermesi zaten doğru değil, olmaz böyle bir şey. Sanatçı içinden geleni yapar bazen şikayet eder bazen över bazen üzülüyor, sevinir. Sen ‘Böyle ol, şöyle ol' diye bir direktif zaten verilmez, olmaz baştan yanlış. Şikayet meselesine gelince ben şunu da anlamıyorum, ‘Sanatçı ille de muahlif olur' böyle bir şey de yanlış. Sanatçı özgür olur. Özgür ruhu ona ne söylerse onu yapar. Fakat sanatçıya direktif veremezsin.”

Levent Üzümcü: Oyuncu Levent Üzümcü, Erdoğan'ın sanatçı tanımına tepki gösteren isimlerden biri oldu. Halk Tv yayınına bağlanan Üzümcü'nün konuşmasından satır başları şöyle:

“İLGİNÇ TABİ BİR SANATÇI BEKLİYORLAR, MESİH GİBİ BİR ŞEY”

“İlginç tabi bir sanatçı bekliyorlar anladığım kadarıyla. Umuyorum bekledikleri sanatçıyı bulurlar, gelir o sanatçı. Mesih gibi bir şey anladığım kadarıyla bu. Ben elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum sanatımı. Örneğin devlet tiyatrosunda yüzlerce kez oynanmış, Anlatılan Senin Hikayendir oyununu Türkiye'nin çeşitli yerlerinde oynamaya çalışıyorum.

Kendilerinin valilik ya da şehir belediyelerini elinde tuttuğu hiçbir İl'e girip oynayamıyorum ve oyunda hiçbir kötü laf da etmiyorum. Kötü söz de söylemiyorum zat-ı şahenlerinin üzüleceği hiçbir şey de yok. Fakat oradaki bir takım emniyet müdürleri ya da müftülükler falan karar veriyorlar o oyunu orada oynayamacağıma. Kim destekliyor bu insanları? Bu insanlar hangi siyasi garabeti destekliyorlar? Biraz da böyle bakmak lazım. Ben sanatımı yapmaya çalışıyorum. Benim gibi 3-5 tane insan sanatını yapmaya çalışıyor.

“YAPIMCILAR ELEŞTİRMEYELİM DİYE ÖNDEN BELGE İMZALATIYORLAR”

“Ben zat-ı şahaneleri üzülmesin diye onların siyasi partisini, yapmış oldukları siyasi akımı eleştirmeyeceğini bir imzayla dile getiren oyunculardan biri olmadığım için televizyonda iş bulamıyorum kendime. Çünkü yapımcılar ‘bu siyasi garabeti eleştiren insanlar, bizim dizilerimizde oynamayazlar. Eğer biz onları dizilerimizde oynatamayız o dizinin hangi dizi olduğu hiç fark etmez. Ama oradan kazandığı şöhreti hükümeti eleştirmek adına kullanan biri olursa bizim şirketimizi kapatırlar' diye oyunculara önden belge imzalatıyor.

Acaba beklenilen sanatçılarda bunları imzalamayacak olanlar da mı var? Yok sanıyorum. Beklenen sanatçılarda bunları kabul edecek, bunlara boyun eğecek, bu olup biten garabet hakkında hiçbir şey söylemeyecek insanlarla oturacak şarkısını söyleyecek dünyada alkışlanacakmış.”

“NAZIM HİKMET BUGÜN YAŞASAYDI BU SİYASİ GARABETİ Mİ DESTEKLEYECEKTİ?”

“Dünyada alkışlanan insanların halini gördük. Kendilerine sosyal medyada kiralamış olduğu saldırı timleriyle o insanlara neler ettiğini gördük. Haksız mıyım? Biz bunları görmedik mi yaşamadık mı? Bu ülkede onuruyla sanat yapmak isteyen insanlar sadece 20 yıldır değil, Cumhuriyet tarihinden beri neler geldi başlarına bu insanların. Bu ülke Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Abidin Dino'ları görmedi mi? Bu insanların başına neler geldiğini bilmiyor muyuz biz? Bu korkunç bir durumdur.

Nazım Hikmet bugün yaşasaydı bu siyasi garabeti mi destekleyecekti? Dünyanın en çok tanınan şairlerinden bir tanesidir kendisi. Zülfü Livaneli gibi Ahmet Ümit gibi dünyada tanınan bu insanlar bu siyasi garabeti destekliyorlar mı? Dünyada alkışlanıyorlar bu insanlar nereden çıktı şimdi bu? Acaba şimdi bunun çıkmasının altındaki neden insanların onlarcasının kepenk kapatması mı, çocuklarımızın korkunç bir eğitim sisteminde mahvolmaları mı? Onları görmeyelim diye sanatçılar mı dile dolanmaya başlandı. Yok efendim sosyal medyadan atmasınlar, tutmasınlarmış. Nereden söyleyeceğiz sözümüzü? Yaptığımız tiyatro oyunlarını engelleyen bir siyasi garebetin çıkıp da sanat hakkında böyle gelişi güzel konuşması hiç hoş değil.”

Berna Laçin:

“Ne münasebet! Olur mu öyle şey! Sanatçı el öpmez! Bilâkis, sanatçının eli öpülür! Mustafa Kemal Atatürk” (SÖZCÜ)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir