Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul töreni düzenledi. Kabul töreni ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu'nda yapıldı. Törene, Barış Pınarı Harekatına katılan kahraman askerler de davet edildi. Denizli'deki bahçesinden topladığı elmaları Barış Pınarı Harekatı'na destek olmak için Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine getirerek güvenlik güçlerine teslim eden Muhammet Yılmaz, Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Suüstü köyünde tepeye diktiği direkte Türk bayrağını dalgalandıran 82 yaşındaki Seyit Tahir Öztepe ve Diyarbakır HDP binası önünde dağa kaçırılan oğlu için nöbet tutan Hacire Akar da davetliler arasında yer aldı. 5 bin kişinin davet edildiği kabul töreninde, Barış Pınarı Harekatına katılan kahraman askerler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu girişinde karşılandı.
‘TÜRKİYE, KENDİ İMKANIYLA İSTEDİĞİNİ YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERMİŞTİR’
Erdoğan, yurtiçi ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşların Cumhuriyet Bayramını tebrik ettiğini belirterek, "Bugünde ülkesini ve milletinin geleceği, ezanı, bayrağı kutsalları söz konusunda olduğunda gözünün kırpmadan şehadete yürümeye hazır 82 milyon vatandaşımız var. Milletimiz Bu konudaki kararlılığını 15 Temmuz başta olmak üzere istikbaline ve istiklaline el uzatılan her durumda göstermiştir. Terör örgütleri arkalarında devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa bu milletimizin dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir. Son yıllarda Suriye’de Yürüttüğümüz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve son olarak Barış Pınarı Harekatları bu mücadelenin bir parçasıdır. Türkiye kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç kimseye bakmadan, hiç kimseden icazet almadan kendi kararlarıyla ve imkanıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir. Rabbime şahsıma böyle bir milletin evladı olma şerefini bahsettiği için ne kadar hamd etsem azdır" ifadelerini kullandı.
‘AÇIK SÖYLÜYORUM; YALAN SÖYLÜYOR’
Recep Tayyip Erdoğan, batı dünyasının terör örgütlerine karşı olan ikiyüzlü tutumunu eleştirerek, "Ülkemizin terörle mücadele sürecinin bir başka önemli sonucunun, batı başta olmak üzere terör örgütlerine karşı sergilenen ikiyüzlü tavrı da tüm açıklığı ifşa etmiş olmasıdır. Barış Pınarı Harekatı için bizi arayan batılı liderlerin neredeyse hiçbiri terör örgütü tarafından alçakça şehit edilen 20 insanımız, yaralanan 184 kardeşimizle ilgili üzüntü beyanında bulunmamıştır. Yurt dışı temsilciliklerimize yapılan önemli bir kısmı şiddet içeren 700'e yakın saldırının önlenmesi konusunda bir gayret göstermediler. Tam tersine teröristler bu ülkelerin emniyet güçlerinin koruması altında eylemlerini gerçekleştirdi. Bizi arayanlar, teröristleri korumak, kurtarmak için nefes tükettiler. Türkiye’den başka her kim Suriye meselesinde derdinin insan hakları, masumların canı, Suriye halkının geleceği olduğunu söylüyorsa, açık söylüyorum; yalan söylüyor" diye konuştu.
‘GEREKİRSE BEDEL ÖDEYECEĞİZ’
"Bizden başka Suriye ile ilgilenen herkesin öncelikli amacının petrol kaynaklarını kontrol etmek olduğu son iki haftalık süreçte ortaya çıkmıştır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir damla petrolü bir damla kandan değerli gören ilkel anlayış, tüm çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır. Özellikle Suriye ile ilgili hesabı olan güçlerin mücadele alanı pazarlık malzemesi haline dönüşmüştür. Suriye’ye bakıldığında sadece insan gören, sadece can gören, sadece kardeş gören tek ülke Türkiye’dir. Biz insan olmanın Müslüman olmanın, Türk olmanın gereği olarak bu onurlu duruşumuzu sürdüreceğiz. Gerekirse bedel ödeyeceğiz ama asla çocuklarımızı mahcup edecek, onların yüzünü kızartacak evlatlarından utandıracak yanlışa düşmeyeceğiz Sömürü zulüm olmayan, adaleti devlet ve toplum hayatının merkezine yerleştiren bir miras bırakmıştır. Bizim milletimiz kadar büyük soykırıma uğramış adaletsizlik yaşamış başka millet yoktur. Biz buna rağmen medeniyetimizin ve tarihimizin emrettiği sınırların dışına hiçbir zaman çıkmadık çıkmıyoruz. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in ‘Biz savaşı öldüğümüz gün değil, düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz" sözü duruşumuzun en yalın ifadesidir.”
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz asla onlar gibi olmayacağız. Kendimiz gibi davranmaya devam edeceğiz. Biz bu sayede 2200 yıldır kesintisiz bir devlet olmayı başardık. Bu sayede 1400 yıldır insanlığı aydınlatan İslam medeniyetinin en güçlü temsilcisi olmayı başardık. Bu sayede bin yıldır yaşadığımız coğrafyamızda sürekli daha derine inen kökler salmayı başardık. Petrolümüz, doğalgazımız kayda değer başka doğal kaynağımız, sömürgemiz yakın tarihe kadar yeterli alt yapımız olmadığı halde başımız dik yaşamayı başardık bu topraklarda. Çünkü biz rol yapmıyoruz, PR yapmıyor, illüzyon yapmıyoruz. Bizim felsefemizin özünde insani yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır. Bugüne kadar hep önce insan dedik öyle demeye devam edeceğiz. Rabbim hak adalet vicdan adalet yolundan ayırmasın. Türkiye’nin gücü; bekası söz konusu olduğunda birlik beraberlik kardeşlik içinde hareket edebilme kabiliyetinden geliyor. Doğrudan ülkemize saldırmakla hedeflerine ulaşamayanlar asıl gücümüzü milletimizin birlik beraberliğini hedef alıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mutabakatlar çerçevesinde görüşmelerin devam ettiğini belirterek, "Bu görüşmelerle birlikte en kısa zamanda neticeye varmayı hedefliyoruz. Bizim tek hedefimiz var. Terör örgütlerini buradan temizlemek için oradayız. Bu terör örgütleri bizi taciz ediyor, rahatsız ediyor. Onlar bizi rahatsız ettiği için oradayız. Bu terör örgütlerinden onları kurtarmak için oradayız” dedi.