İzmir'de bir otelde çalışan Özgür Gezer (24), 7 Ekim Pazartesi e-kitap okumak için bir internet sitesi aracılığıyla cep telefonuna pdf dosyası indirdi. Telefonuna virüs bulaşması nedeniyle hiçbir işlem yapamayan Gezer, dolandırıldığını bir gün sonra para çekmek için gittiği bankamatikte anladı. Hesabındaki 3 bin 95 liranın kredi kartına aktarıldığını anlatan Gezer, "Telefonumdan internete girip bir kitap indirmek istemiştim. O sırada ekranda bazı yazılar dökülmeye başladı. Kullanılamaz hale gelen telefonumu fabrika ayarlarına çevirdim. Daha sonra telefonumdaki uygulamaları tekrar yükledim. Ancak maaş hesabımın bulunduğu bankanın mobil uygulamasına giriş yapamadım. Ertesi gün kartımdan para çekmek için bankamatiğe gittim ve hesabımdaki 3 bin 95 liranın kredi kartına aktarıldığını gördüm" dedi. Kredi kartı bloke olduğu için banka şubesine başvuran Gezer, "Bankaya hesabımdaki işlemi benim gerçekleştirmediğimi söyledim. Ancak o sırada kredi kartım bloke olmuştu. Banka da işlem yapmak için genel müdürlükten referans numarası istedi. Kredi kartımdan 4 bin 739 TL çekilmiş. Dilekçeyle itiraz ettim. Ancak 9 Ekim'de red cevabı geldi. Bu parayı iade edemeyeceklerini söylediler" diye konuştu.
'FABRİKA AYARLARINA ÇEVİRMESEM LİMİTİ BOŞALTIRLARDI'
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduğunu anlatan Özgür Gezer, yaşadığı mağduriyeti şöyle anlattı: "Bu olağan bir harcamaysa neden kartım bloke oldu? Demek ki bankanın güvenlik duvarı aşılmış. Kartımın hesap dökümünde yurtdışındaki bir firmanın adı çıkıyor. Kartımdaki para dolar bazında çekilmiş, bu yüzden rakam her gün değişiyor. Ben hiçbir alışveriş yapmadım, herhangi bir onay kodu vermedim, şifre yazmadım. Banka 3 D security ile onay verdiğimi söylüyor. Telefonumu fabrika ayarlarına geri çevirdim. Bunu yapmasam kalan limiti de boşaltacaklardı. O sırada telefonuma ne yapıldığını bilmiyorum. Antivirüs programı da bir işe yaramamış."
BİLİRKİŞİ KUSURLUYA KARAR VERECEK
İnternet üzerinden yapılan dolandırıcılık suçlarıyla ilgili mağduriyet yaşayanların tüketici hakem heyeti ya da tüketici mahkemesine başvurabileceğini anlatan İzmir Barosu Tüketici Komisyonu Üyesi Avukat Salih Emrah Ertan, konuyla ilgili bir bilirkişinin görevlendirileceğini belirterek, şöyle dedi: "Günümüzde kredi kartı olmadan, banka hesabı ve mobil bankacılık kullanmadan hayatımızı sürdürmemiz mümkün değil. Bankaların anne kızlık soyadı, mobil bankacılık şifresi, hesap numarası, TC numası, SMS gibi bize sağladığı bazı güvenlik önlemleri var. Banka bu şifreleme metodlarıyla güvenliği sağlıyor. Biz bu bilgileri üçüncü kişilerle paylaşırsak sorumluluğu bize ait. Aynı şekilde aldatıcı reklamlara kanarsak kusurlu biz oluruz. Ama bankanın SMS şifresi göndermeden yaptığı işlemlerde bankanın sorumluluğu var. Siz internet şifresi, kredi kartı numaranızı hiçbir yere yazmamanıza rağmen bankanın güvenlik açığından faydalanıp hesabınızdan EFT yapılırsa banka da sorumludur."
'BİLMEDİĞİMİZ SİTEYE GİRMEYECEĞİZ'
Yasalar gereği kart çıkartan kuruluşların güven vermesi gerektiğinin altını çizen Ertan, vatandaşların en güvenli kasa olarak bankaları tercih ettiğini belirterek yine de bazı uyarılarda bulundu. Tüketicilerin özellikle şifre konusunda hassas davranması gerektiğini belirten Ertan şunları söyledi: "Bu konuyu savcılığa bildirmek bir vatandaşlık görevidir. Ancak savcılık paranın geri ödenmesini sağlamaz. Bu olaydan sorumlu olan kişilerin cezalandırılmasını sağlar. Bu süre bilişim şubenin yoğunluğu nedeniyle 1 yılı bulur. Tüketici hakem heyeti ise bankanın savunmasını alıp bilirkişi tayin eder. Bilirkişi rapora göre kusurluyu tespit eder. Bazen iki tarafı da kusurlu bulabilir. Kusur ağırlığına bakarak karar verir. Bu tür dolandırıcılardan korunmak için önlem olarak bilmediğimiz siteye girmeyeceğiz. Reklamlara aldanmayacağız. Bilgisayar ve cep telefonunuzda kaliteli bir antivirüs programı olsa bu tür sitelerden korur. Devlet sitelerinin bile hacklendiğini düşünürsek bunların hiçbiri yüzde yüz koruma değildir. Vatandaşların internet kullanırken daha dikkatli olmalarında fayda var."