Trabzon’da dükkânını “Namuslu bir şekilde battık” diye satışa çıkaran esnaf İbrahim Odabaşı, “Pandemi sürecinde lebalep batırdınız bizi” diye sitem etti.
Salgın nedeniyle geçici olarak dükkânını kaptan esnaf zor duruma düştü. Esnaf iş yapamıyordu ancak faturalar, vergi ödemesi geliyordu. Çoğu da dükkânını kalıcı olarak kapatmak zorunda kaldı. Dükkânı batan esnaflardan birisi de Trabzon’daki lokantacı İbrahim Odabaş’tı. “Namuslu bir şekilde battık” diye pankart asıp dükkânını satışa çıkaran İbrahim Odabaş, yaşadıklarını anlattı.
Dükkânı önünde eylem de yapan Odabaş, esnafın derdini seçim zamanı gelen milletvekillerini dinlemediğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Namuslu bir şekilde battık derken devletimizin koyduğu kurallara uyduk, hiçbir şekilde açmadık, bir şey yapmadık. Ama yapmadığımız halde onlar söylenenin tam tersini yaptı. Kongreler yaptı, kayak merkezini açtı. Hiç alakası olmayan insanlar güzel yaşarken benim çalışan işçilerime bile maaş hacizleri geliyor şu anda.”
‘BANA BİR ÇEYREK ALTIN BİLE DÜŞMEDİ’
“Pandemi sürecinde işyerimiz kapandı, bir lira destek alamadık. Haberlerde söylenildiği gibi ‘Halka para dağıttık’ ama ben o paradan hiçbir şey alamadım. Berat Albayrak’ın televizyonda yaptığı reklamlar gibi ‘Her esnafımızın arkasında Türkiye Cumhuriyeti ve onun hazinesi vardır’ dediği yerde o hazineden bana bir çeyrek altın bile düşmedi. Kredilerimiz vardı, eşimizin dostumuzun üstüne aldığımız. Ödeyemedik. Ödeyemediğimiz gibi de faizli para alarak ki devletimizden daha iyi o faizcilik yapanlar, sorumluluk sahibi olduğum arkadaşların üzerine aldığımız kredileri ödedik.”
‘BİZİM KÖYDE DE VAR BİR ADALET ABLAMIZ’
“Televizyonda konuşulurken her şey çok farklı, toz pembe. Biz kepenk kapatmadık. Güllük gülistanlık. Evimize ekmek alıyoruz. Ama onlar bilmez, cuma günleri karantinaya girerken biz iki günlük süreçte evimize nasıl ekmek alacağız? 100-200 TL cebimize nakit para bizde yokken, kredi kartları patlamışken, icralar üst üste gelirken. Onların hiçbirinin haberi yok. Seçim zamanları kapı kapı dolaşan insanlar neredeydiniz. Labeleb salonları doldururken, koskoca 450 metrekare işyerindeki oturan iki kişi. Daha geçen cumartesi kapalı işyerinde otururken, polis ışıkları açıp kapalı işyerine girip bana ceza yazdı. Bana o cezayı yazan polis neden bunu AK Parti kongrelerinde kimseye yazmadı. Adaletse nerede adalet, Adalet Kalkınma Partisi. Adalet Türkiye’de sadece kadın ismidir, bizim köyde de var bir adalet ablamız.”
'KIZIM EBA’YA GİREMEDİ'
“Elektriğimizi kestiler, aboneliğimizi iptal ettiler. Bizi kendi kaderimizle baş başa bırakıp, bir ülkenin Cumhurbaşkanı ‘Lebaleb bu salonları doldurduğunuz için teşekkür ediyorum’ derken ben onu şöyle anladım. Burada 13 kişi çalışıyordu, bir sürü gariban öğrenci buradan nasiplenmiştir… EBA sistemi var. Evimden internetim kesildi, ödeyemedim. Bir lira gelirim yok. Öğretmenim kızımı arıyor, diyor ‘Derse girmedin’. Kızım diyor ki ‘Öğretmenim internetimiz kesik, babam ödeyemedi’. Öğretmenim diyor ki ’Niye babanın 110 TL ödeyecek parası yok mu?’. Burası çok önemli. Şimdi ne diyebilirim daha. Lebaleb batırdınız bizi, namuslu şekilde battık derken bize uyguladığınız kuralları yerine getirdik ama namussuzluğu siz yaptınız.”