Dolar/TL Merkez Bankası’nın (TCMB) beklentilerin aksine politika faizini sabit tutup onun yerine sıkılaştırmayı faiz koridoru ve likidite ile yapabileceği koridoru genişletme adımının ardından yeni tarihi zirvesine yakın seviyelerde seyrediyor.
TCMB dün politika faizini sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarının üst sınırını belirleyen geç likidite penceresini (GLP) 150 baz puan artışla %14.75’e yükseltti.
Reuters anketine katılan 17 kurumun tamamı politika faizinde artış bekliyordu. Tahminlerin medyan beklentisi politika faizinin %10.25’ten %12’ye artırılacağı yönünde idi. Artış tahminleri ise 100 ila 300 baz puan arasında değişiyordu. Politika faizinde artış beklemeyen yoktu ve faiz koridorunda ve operasyonel çerçevede bir değişiklik azınlık beklentilerde bile yer almıyordu.
DOLAR
7.9518(%0.2)
EURO
9.4099(%0.23)
ALTIN
488.212(%0.47)
TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti dün itibarıyla %12.75 seviyesinde. TCMB Temmuz ortasından beri 500 baz puanın üzerinde sıkılaştırmaya gitti. Dünkü PPK kararı öncesi fonlamanın gidebileceği üst nokta %13.25 idi. PPK sonrası ise bu 150 baz puan artışla %14.75 oldu.
Piyasadaki ana beklenti TCMB’nin önce gecelik faizleri ve belirli bir gecikme ile ortalama fonlama maliyetini %14 civarına yükselteceği yönünde. Bu kapsamda bugün gecelik vadede verilecek likitide ve repo ihaleleri yakından takip edilecek.
Bankacılar Türkiye’den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların TCMB ve takiben diğer ekonomi kuruluşlarının aynı bir önceki PPK sonrası olduğu gibi atabileceği normalleşme adımlarıyla tarihi düşük seviyelerdeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceğini düşünüyorlardı.
‘YABANCILAR İYİMSER BİR NOKTADA DEĞİL’
Ancak gelen ilk yorumlar yabancı yatırımcıların dünkü karar sonrası Türkiye pozisyonunda iyimser bir noktaya gitmeyeceği yönünde. Aksine TCMB’nin politikası ve piyasa beklentilerini yönetebilme kabiliyeti sorgulanır konumda.
TCMB’nin faiz koridorunu asimetrik bir hale getirmesi ise bankacılara göre “daha öngörülemez ve şeffaf olmayan bir para politikası çerçevesine geri dönmek” anlamına geliyor.
TCMB’ye yönelik diğer eleştiriler ise geçen ay kazandığı kredibiliteyi dün kaybettiği, likidite yerine politika faizi artışı tercih etmesi halinde daha az artışla daha belirgin etki yaratabilecekken bunu tercih etmemesi, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yeniden giriş şansını ortadan kaldırdığı yönünde.
Eleştirilerde en önemli boyut ise, geçen ay politika faizi artışı beklenmemesine rağmen artış yapılması ve bu ay beklenmesine rağmen yapılmamasıyla beklenti yönetimi, sözlü yönlendirme ve para politikasının gelecekte izleyeceği seyre ilişkin TCMB’nin piyasayı yönlendirme kabiliyetinde yoğunlaşmış durumda.