Yayınladığı mesajda, son 20 yıldır özgür ve tarafsızca mesleğini yapmaya çalışan gazetecilere uygulanan baskının arttığına vurgu yapan CHP İzmir il başkanı “ İlkesinden ve ülkesinden vazgeçmeyen gazetecilerin günü kutlu olsun” sözlerine yer verdi.
Yücel mesajında şunlar dile getirdi;
''Bir ülkenin ne kadar özgür, ülkede iktidar olanların ne kadar adil ve demokrat olduğunu, gazetecilerin mesleklerini yaparken ne kadar özgür olduğundan ve tarafsızca yaptıkları haberlerden sonra, terörist olarak yaftalanmamalarından anlayabilirsiniz.
Gazetecinin imza attığı haber iktidardakilerin hoşuna gitmedi, ülkenin gerçeklerinin duyurulması birilerini rahatsız etti diye, günümüz Türkiye’sinde gazeteciler gözaltına alınabiliyor, tutuklanabiliyor veya baskıyla işsiz bırakılabiliyorlar.
Bugün ülkemizde yaşanan krizlere, torpile, israfa, yoksulluğa, adrese teslim ihalelere ve yönetimdeki büyük zaaflara bakıldığında, bir gazetecinin her gün ayrı bir skandalı ortaya çıkarması, söylenen yalanlardan ayrı ayrı haberler yapması hiçte zor değil.
Ancak, bu gerçeklerin haber yapılmasını baskıyla, terörist yaftalamasıyla ve elindeki iktidar gücünü hukuksuzca kullanarak engellemeye çalışan bir iktidara sahibiz.
Ne mutlu ki, tüm bunlar rağmen, belki de dünyada gazetecilik yapmanın en zor olduğu ülkelerden sayılacak Türkiye’de, mesleğini onurluca ve korkusuzca yapan gazeteciler ve basın kuruluşlarımız var. Haber yapmayı iktidara yaranmak, gazeteciliği sarayı korumak ve alkışlamak sanan korsan gazetecilere rağmen, Türkiye’de gazetecilik hala ayaktaysa ve insanlarımızın yarınlardan umudu kaybolmadıysa, bunu, mesleğinin ilkesinden ve ülkesinden vazgeçmeyen namuslu kalemlere, dürüst gazetecilere borçluyuz.''
GAZETECİLERİMİZİN MÜCADELESİNE SAHİP ÇIKIYORUZ
Türkiye’de iktidara yaranmak için gerçekleri halktan gizlenmeye çalışan, haber alma hakkı önünde büyük bir engel oluşturan yandaş medyanın, aynı zamanda basın sektöründe yaşanan büyük işsizlikte de payı olduğunu söyleyen Deniz Yücel, mesajını şöyle tamamladı;
''Gazetecilerimiz sansür ve oto sansür arasına sıkıştırılmaya, gerçekleri yazmaları durumunda haklarında açılan davalar ve cezaevi tehditleriyle sindirilmeye çalışılmakta. Hak ettikleri ücretleri alamadıkları gibi, yandaşlık yapmak için gerçeklerden uzak basılan gazetelerin tirajlarının düşmesinin bedelini de, işsiz kalarak ödemekteler. Saraya yaranmaya çalışan yandaş medya kuruluşları, aynı zamanda basın sektöründe yaşanan büyük işsizlikte de büyük paya sahiptir.
Bu ülkenin sorgulayan, hakikatin peşinde koşan gerçek gazetecileri, çok yakın bir gelecekte namuslu ve boyun eğmeyen haberciler olmanın mükafatını alacaklardır. Bu mükafat, özgürce haber yapmalarının önündeki tüm engellerin kaldırılması olacaktır.
Yapacakları haberler için yargılanmayacakları, özgürlüklerinin kısıtlanmayacağı, mesleklerini kimseye yaranmak zorunda kalmadan, ekonomik olarak insanca yaşam şartlarında sürdürecekleri bir Türkiye için verdiğimiz mücadele de sona yaklaşıyoruz. Bu son, aynı zamanda 20 yıllık baskı, sansür ve tehdit döneminin de sonu olacak.
Bu dönemin sonunun gelmesinde, halkın gerçekleri öğrenmesi uğruna, ülkenin hak ettiği şekilde yönetilmesi ve özgür basın için çabalayan tüm gazetecilerimizin bu mücadelesine sahip çıkıyor, bir bayram gününden çok, mücadele ve hak arayışı günü gibi kutlanan, 10 Ocak Gazeteciler gününde, dürüstçe kalemine ve mesleğine sahip çıkan tüm gazetecilerin gününü kutluyorum.''