CKD İzmir Şubesi, üyeleriyle birlikte yaptığı basın açıklamasıyla Kanal İstanbul Projesi'ne 'hayır' dediklerini açıkladı. CKD İzmir Şube Başkanı Zuhal Of, "İstanbul şubelerimiz üyelerimizi de seferber ederek günlerdir Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmek üzere Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü'ne itiraz başvurularını yapıyorlar. İstanbul Kanalı projesine, Montrö Antlaşması ihlal edilerek Türkiye Cumhuriyeti'nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarının ortadan kaldırılması, Türkiye'nin jeopolitik olarak bütünlüğünün ve çıkarlarının gözetilmemesi, ülkemizin güvenliği hiç düşünülmeden hareket edilmesi, bölgede tarım, hayvancılık ve balıkçılığın zarar görecek olması, su kaynaklarının zarar görecek olması, ekolojik sistem ve iklimin değişmesini sağlaması, trafik ve nüfusun artarak bölgenin tüm yapısının değişecek olması, toplam maliyetinin şimdilik kaydıyla 20 milyar dolar olarak öngörülen bu proje ile çocuklarımızın geleceğine aktarılacak kaynakların ziyan edilmesi gerekçeleriyle karşı çıkıyor kabul etmiyoruz" dedi.
'KOPYALAYIP YAPIŞTIRARAK UYGULAMAK ÇOK YANLIŞTIR'
?Şili'de feminist örgüt Las Tesis'in kadına yönelik cinsel saldırı, istismar ve şiddeti protesto etmek için başlattığı ve dünyaya yayılan danslı eylemlerin, Şili'de yaşananlar için anlamlı bulunabileceğini söyleyen Zuhal Of, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bir eylemi ülkemizin gerçekleri ve kendi kültürümüzün süzgecinden geçirmeden olduğu gibi kopyalayıp yapıştırarak uygulamak çok yanlıştır. En son aynı dansın uzun namlulu silahlar ile PKK'nın 'Kadın Özgürlük Gücü' ismi altında yapılmış olması herkes için uyarıcı olmalıdır. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün önlenmesi farklı kurumların iş birliği ve ortak mücadelesi ile sağlanabilir. Kolluk kuvvetleri ve yargı, ilgili bakanlıklar ve kadın hareketine önderlik eden kitle örgütlerinin iş birliği ile yaşanacak şiddet vakalarında azalma kaydedilebilir. Üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmek, çözümün parçası olmak için çalışmak yerine polise, yargıca, hakime 'tecavüzcü, katil' diyerek dans etmek kadın hareketini emperyalist merkezlerin oyuncağı haline getirmekten başka bir şey değildir. Devlete 'katil' diyerek hele hele meclis sıralarından, milletin vekili ve çözüm üreteni olman gerektiği halde bağırıp çağırmak son derece yakışıksızdır. Bir dansın, protestonun aynı anda birçok ülkede dalga dalga yayılıyor olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne meclis sıralarından 'katil' diye bağırttırılması, biz Cumhuriyet Kadınları Derneği üyelerinin gözünden kaçmamıştır. Türkiye’nin birliği ve bölünmez bütünlüğüne kastedecek düşmanların çeşitli kisvelere bürünerek ülkemize zarar vermeye çalışmaları bizler için şaşırtıcı değildir. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, taciz ve tecavüz ve her türlü cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele edeceğiz. Bu mücadelemizi Cumhuriyet devrimlerine olan bağlılığımız ve vatanımıza olan sevgimizle ile kendi ülkemizin gerçeklerinden kopmadan ve çözüm için durmaksızın çalışarak sürdüreceğiz."