Çin’de eğitim alan doktor, virüsün ilacını açıkladı

Geleneksel Çin Tıp Akademisi’nde eğitim alan uzman Dr. Alpaslan Bilen, Türkiye’de şu ana kadar 908 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan koronavirüsle ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı. Virüsün Aralık ayından beri Türkiye’de olduğunu ileri süren Dr. Bilen, tedavi yöntemi için ise salgını önleyen Çinliler’in yaptığı gibi geleneksel yöntemleri işaret etti. Dr. Bilen, koronavirüsün en etkili ilacının propolis olduğunu, hastalık başlamadan önce de sonra da kullanılabileceğini söyledi.

SONKALEİZMİR (ÖZEL)- İnsanoğlunun en eski şifa kaynakları arasında yer alan ve son yıllarda bilim dünyasının ilgisini çeken propolis, koronavirüs tedavisi için de gündeme geldi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan ve Geleneksel Çin Tıp Akademisi’nde eğitim alan uzman Dr. Alpaslan Bilen, koronovirüs salgında en etkili ilacın propolis olduğunu söyledi. Virüsün başlangıç noktası Çin’in de salgını geleneksel yöntemlerle yendiğini vurgulayan Dr. Bilen, propolisin bağışıklık sistemini güçlendirici ve mikropları öldürücü özelliğine dikkat çekti. Dr. Bilen, propolisin karaciğeri ve kalp damar sistemini koruyucu, soğuk algınlığı, bronşit, astım, romatizmal hastalıklar ve kanser gibi birçok hastalıkta tedaviyi destekleyici etkileri olduğunun kanıtlandığını vurguladı.

ÇİNLİLER BUNU SON DERECE ÖNEMSİYOR

Propolisin arılardan gelen bir sağlık unsuru olduğunu ve yüz yıllardır kullanıldığını dile getiren Dr. Alpaslan Bilen, “Arılar, ağaç kovuklarına, damlara ya da modern kovanlara bal yaparken pire gibi yabancı maddeler girmesin diye de siyah kahverengi arası bir maddeyle tüm kovanın üzerini kapatır. İşte arıların ürettiği bu madde propolistir ve çok etkilidir. Biz eskiden, arı kovanının propolisten kaynaklanan bu kokusuyla koah hastalarını tedavi ederdik. Kovanın üzerine sigara paketi kadar yer açıp, üzerine tel ve aspiratör koyup hastalığı olanların solunum yapmasını sağlardık. Bu sayede koah hastaları sağlıklarına kavuşurdu. Bu maddenin insan sağlığına çok iyi geldiği, bilimsel bir gerçektir. Ben 30 yıldır muayenehanemde bu propolisleri eritip kullanıyorum. Çin’de de bunun eğitimini aldım. Çinliler, propolisi son derece önemsiyor” dedi.

(Dr. Bilen, Tarım Bakanlığı'nın hazırladığı tabloya işaret etti)

SEN ORDUYU GÜÇLENDİR, DÜŞMAN NERDEN GELİRSE GELSİN

Dr. Bilen, propoliste bağışıklığı artırıcı güçlü antioksidan maddeler bulunduğunu belirtirken, “Bu maddeler insan hücrelerine dışarıdan gelen bir ajana karşı vücutta direnç sağlıyor. Tıpkı bir ordu gibi.. Misal, sen ordunu güçlü tutarsın düşman ister kuzeyden ister güneyden gelsin, fark etmez. Propolis vücudumuzun güçlü kalmasını, virüslere karşı dirençli olmasını sağlar. Öncesinden içersen virüsü kovar. Eğer yakalandıysan virüse, onunla mücadele eder. Bana 2 aydır, koronavirüs benzeri şikayetlerle başvuran herkese propolisten bahsediyorum. Propolis vücut için savaşan askerleri güçlendirir. Ancak, markasız, güven vermeyen ürünleri tercih etmeyin. Eczanelerden satın alın” diye konuştu.

AT KALBİNDEN YAPILIYORDU...

Propolis ile benzer şekilde vücudu güçlendiren ve sağlam tutan bir madde daha olduğunu aktaran Dr. Bilen, “Bu eskiden at kalbinden yapılıyordu. Evet, bildiğiniz atların kalbinden.. Ancak şimdi Japonlar bunu bazı yosunlardan elde etmeye başladı. İsmi, coenzyme.q10... Bu maddeyi de otomobillerin aküsü gibi düşünün. Vücuda enerji sağlar. Yani aküyü güçlendirir. Adonezinin vücutta artmasını sağlar, gençlik, canlılık verir. Özellikle bu koronavirüs salgını döneminde bunu da kullanabiliriz. Eczanelerden coenzyme.q10 diye isteyebiliriz” diye konuştu.

Aynı zamanda Karaburun Belediye Meclis üyesi olan Dr. Bilen, koronavirüsün ultraviyole ışıklarına dayanamadığını hatırlatırken, imkan varsa bol bol güneşlenme çağrısı yaptı.

VİRÜS ARALIK’TA GİRDİ

Koronavirüsün açıklandığı gibi ülkeye girişinin 11 Mart olmadığını, Aralık ayında yayıldığını ileri süren Dr. Alpaslan Bilen, “Özellikle, sınırlarımızdaki Yunanistan ve Bulgaristan ile göçmen krizi yaşandığı dönemde başladı bu koronavirüs salgını. Günlerce, bir sürü düzensiz göçmen sınır kapılarına dayandı. Son derece kötü koşullarda oralarda yatıp kalktılar. Bu bir sürü insan o bölgelerde tuvaletini nereye yaptı. Çöplerini nerelere attılar. Dışarlarda kalan bu insanlar tekrar otobüslere doldurulup sığınma yerlerine götürülürken hangi sağlık tedbirleri alındı? Hangi birine test, sağlık taraması yapıldı? Peşinden de Umre meselesi yaşandı. Şu dönemde, umreye gönderilen binlerce insan, karantinaya filan alınmadan Anadolu’ya salındı. El öptürdüler, gezdiler, tozdular, misafir kabul ettiler. Dolayısıyla virüs iyice yayıldı” diye konuştu.

Yorum Ekle