MENÜ
İzmir 10°
Son Kale İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çiftçiden mektup var!
Politika
19 Nisan 2020 Pazar 10:42

Çiftçiden mektup var!

Çiftçiler Sendikası CHP İzmir Milletvekili Kani Beko'ya mektup gönderdi. Mektupta, "Salgın karşısında sağlık ve ekonomik yönden korumasız bırakılanlar kırsalda yaşayanlar, çiftçiler, mevsimlik tarım işçileri ve kentli emekçi sınıflardır. Salgının derinleştirdiği ekonomik kriz karşısında teşvikler sadece sermayeye ve şirketlere yönelik olmakta, toplumun çoğunluğu için ise acil önlemler yetersiz kalmaktadır" denildi.

Çiftçiler Sendikası gönderdiği mektupta, “salgın nedeniyle tüm dünyada gıda problemi ortaya çıkınca sermaye tarafından toprakları gasp edilen, toprağa eri‏şim hakları elinden alınan, mülksüzleş‏tirilen küçük çiftçi ve köylülerin insanlığı beslemedeki önemli rolü dünyanın her yerinde yeni görülmeye başlandı” ifadelerine yer verildi. Mektup şöyle:

Toprak, Onur, Yaşam
 Korona günlerinde 17 Nisan Dünya Çiftçilerinin Mücadele Günü!
Dünya Çiftçilerinin Mücadele Günü olan 17 Nisan’ı tüm dünyayı etkileyen koronavirüslü, karantinalı günlerde karşılıyoruz. Kısacık bir sürede tüm dünyayı saran korona virüsü göstermiştir ki doğanın tahrip edilmesi, ekolojik sistemin bozulması, endüstriyel tarımın yıkıcı etkisi yeni salgınların da habercisi. Şirketlerin gıda sisteminin salgınların ortaya çıkmasında önemli bir rolünün olduğu gibi, ürettikleri besin değeri düşük, sağlıksız gıdalarının da insanların bağışıklık sistemlerini zayıflattığı, hastalıklar karşısında güçsüz kıldığı görüldü. Yerelde üreten, çeşitliliğe dayanan, ekolojik tarımsal üretim temelli bir sisteme yönelmek artık bir zorunluluktur. Ne acıdır ki salgın nedeniyle tüm dünyada gıda problemi ortaya çıkınca sermaye tarafından toprakları gasp edilen, toprağa eri‏şim hakları elinden alınan, mülksüzleş‏tirilen küçük çiftçi ve köylülerin insanlığı beslemedeki önemli rolü dünyanın her yerinde yeni görülmeye başlandı. Her ülkenin tarımsal reformlar yapması, ekolojik köylü tarımını yaygınlaştırarak şirketlerin kontrolündeki bir gıda sistemi yerine gıda egemenliğini inşaya yönelmesi insanlık için daha da aciliyet kazandı.

Çiftçiler Sendikası’nın da bileşeni olduğu La Via Campasina, kurulduğu günden bu yana şirketlerin gıda sistemine karşı mücadele vermekte çiftçilerin ve kırsalda çalışan diğer insanların haklarını savunmaktadır. 1996 yılının 17 Nisan ‘ında Brezilya’da Topraksız Kır İşçileri- MST’li çiftçiler toprağa erişmek için verdikleri meşru mücadele sırasında şirket ve devletin güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğramış ve 19 MST üyesi acımasızca katledilmiştir. Çiftçilerin küresel örgütü La Via Campesina (Çiftçi Yolu) 17 Nisan’ları katledilen çiftçileri anmak ve şirketlerin gıda sistemine karşı mücadelenin yükseldiği bir gün haline getirmek için 17 Nisan’ı “Çiftçi Mücadele Günü” olarak belirlemiştir. O tarihten bu yana her 17 Nisan’lar Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü olarak ortak gündemli değişik eylem ve etkinliklerle anılmaktadır. Bu yıl 17 Nisan Haftası’nın konusunu Covid 19’un etkisiyle daha görünür olan ve derinleşen politik, sosyal, ekonomik ve sağlık krizini, kapitalizmin yıkıcı sonuçlarını teşhir etmek ve Birleşmiş Milletler’in 2018’de kabul ettiği “Köylülerin ve Kırsalda Çalışan diğer İnsanların Hakları Deklarasyonu”nu tüm devletlerin kabul etmesi ve güvence altına alması olarak belirlemiştir.

Salgın karşısında sağlık ve ekonomik yönden korumasız bırakılanlar kırsalda yaşayanlar, çiftçiler, mevsimlik tarım işçileri ve kentli emekçi sınıflardır. Salgının derinleştirdiği ekonomik kriz karşısında teşvikler sadece sermayeye ve şirketlere yönelik olmakta, toplumun çoğunluğu için ise acil önlemler yetersiz kalmaktadır.

Kır ve kent arasında dayanışma ve sınıf ittifakları kurmaktan ve güçlendirmekten başka çare yoktur. Taleplerimiz için sesimizi ortaklaştırırken, içinde bulunduğumuz zor koşullarda yaşayabilmek ve ayakta kalabilmek için birbirimize daha çok bağlanmak ve dayanışma içinde olmak zorundayız. Yaşadığımız koşulları bile fırsata çevirip daha çok kazanma hırsı içinde olan tarım şirketlerinin, ilaç şirketlerinin ve benzer küresel şirketlerin gerçek yüzlerini ortaya çıkarmalıyız. Şirketlerin gıdayı tamamen kontrol etme isteklerine evlerimizde, çiftliklerimizde yaratıcı pratikler ortaya koyabilir, pencerelerimizi, bahçelerimizi, tarlalarımızı eylem alanına dönüştürebiliriz. Dayanışmayı örerek, komşularımızla ve dostlarımızla nasıl paylaşacağımızı, toplumun en kırılgan kesimlerine nasıl yardım edebileceğimizi planlayabiliriz.

Son olarak diyoruz ki:

-Marketlerden değil, yerel köylü kooperatiflerinden, yerel üretici topluluklarından tüketelim.

– Küçük ölçekli, yerel tohumlarla, yerel çeşitleri üreten çiftçi ve köylülerin ürünlerini tüketiciye ulaştıran mekanizmalar oluşturulmalı, tüketici olarak ta tercihimiz bu ürünlerden yana olmalıdır.

– Komşumuzun dükkanından alışveriş yapalım. Yerel ekonomiyi güçlendirelim.

İnsani değerleri yükseltelim.

Evde Kalalım, Sessiz Kalmayalım!

Toprak, Onur, Yaşam!”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Son Kale İzmir