Mustafa AKBAŞ/SONKALEİZMİR- Çeşme Yarımadası'nda büyük şok yaratan gelişmeler, 12 Eylül 2019 tarihli ve 1532 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile başladı. Kararnameyle Çeşme Yarımadası'ndaki turizm alanları yeniden belirlenirken, çok ciddi büyüklükte bir alan SİT kapsamından çıkarıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan kararnamede, "Bazı alanlarda ilan edilen turizm merkezleri ile kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinin iptali, sınırlarının yeniden belirlenmesi, isim ve statülerinin değiştirilmesi ile Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nin tespit ve ilan edilmesine ilişkin ekli kararının yürürlüğe konulmasına; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 3'ncü maddesi gereğince karar verilmiştir" denildi.
Bu kararnamenin ardından Çeşme Yarımadası'nda sessiz ve derinden bir hareketlilik başladı. Birçok arazinin değeri aniden yükselirken, çoğu da SİT kapsamından çıkarılarak turizm bölgesi ilan edildi. Çeşme ve Urla'da yıllardır tarım yapılan birçok arazinin vasfı da değişti, kupon arsaya dönüştü. Yaklaşık 4 ay sonra ise Kültür ve Turizm Bakanlığı düğmeye bastı. Bakanlığa bağlı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü tarafından, 27 Aralık 2019 tarihinde, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne "çok ivedi" notuyla bir yazı geçildi. Genel Müdür Vekili Şennur Aldemir Doğan imzalı yazıda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca ilan edilen Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi'nde kalan arazilerin hızlı bir şekilde kamulaştırılması istendi. "Bütüncül planlama kararları oluşturulmasına imkan sağlamak üzere bu kamulaştırmalara ihtiyaç duyulduğu" vurgulandı. Listesi gönderilen taşınmazların hızla kamulaştırılıp Hazine adına tapuya tescil edilerek en geç 1 ay içinde bakanlığa tahsis edilmesi istendi. Kamulaştırmayla ilgili, 19 Aralık 2019 tarihinde, 1052108 sayısıyla bakan onayının alındığı bildirildi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ise 3 gün sonra bu yazıyı ve kamulaştırılacak taşınmazların listesini aynı şekilde "çok ivedi" notuyla Urla ve Çeşme kaymakamlıklarına bildirdi. Tapu Müdürü Yaşar İlhan Keçeli, imzasını taşıyan yazıda da "bütüncül planlama" gerekçesi yinelenirken, "kamulaştırmaların İzmir'in turizmi için oldukça önemli olduğu" vurgulandı. Çeşme Alaçatı ve Urla Zeytineli'ndeki taşınmazların "ivedilikle" kamulaştırılması istendi.
KARARNAME ARKADAN GELDİ
İlçe ve turizm müdürlükleri, Çeşme ve Urla'da kamulaştırma işlemlerine başlarken, üç gün önce Cumhurbaşkanlığı'ndan bir kararname daha geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasını taşıyan, 24 Ocak 2020 tarihli ve 2054 sayılı kararnamede, "İzmir ili Çeşme ve Urla ilçelerindeki yer alan ve ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamındaki taşınmazların, 2634 sayılı turizmi teşvik kanununun 8'nci maddesi uyarınca turizm yatırımlarına tahsisi amacıyla, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına, 2942 Sayılı kamulaştırma kanununun 27'nci maddesi gereğince karar verilmiştir" denildi. Uygulama başladıktan sonra kararnamenin arkadan gelmesi dikkati çekerken, kamulaştırmalar Çeşme Yarımadası'nda büyük endişe yarattı.
DENİZE NAZIR 511 ARSA
Acele kamulaştırılmaya başlanan Urla Zeytineli Mahallesi’ndeki 333 parsel, Çeşme- Alaçatı'daki ise toplam 178 parselin büyük çoğunluğunun “kupon arazi” olduğu görüldü. Alaçatı’daki arazilerin Çeşme Alaçatı Havaalanı ve Alaçatı Sörf merkezi civarında olması dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen villaların da bulunduğu Zeytineli’ndeki arazilerin ise deniz gören ve ormanlık yerlerde olması göze çarptı. Bu arazilerin kimlere tahsis edileceği ve ne tür bir turizm faaliyeti yürütüleceği merak konusu olurken, arazileri kamulaştırılan birçok kişinin ise dava açmaya hazırlandığını belirtildi.
TALAN ENDİŞESİ…
Çevreci avukat Şehrazat Mercan, uygulamanın Urla ve Çeşme’de büyük şaşkınlık yarattığını söyledi. Arazisi kamulaştırılan insanların kafalarının karışık olduğunu, kimisinin karşı dava açmak istediğini vurgulayan Avukat Mercan, “Uygulama biraz garip. Ortada ne bir etüt var ne bir plan. Turizm bölgesi ilan edilirken bir parça Alaçatı’nın havaalanı bölgesinden alınmış bir parça Zeytineli’nden alınmış. Bir parça Hacılar Koyu civarından. Yamalı bohça gibi. Vatandaşın elinden üç kuruşa arazilerini alıp sonra plan yapma yetkisini de kullanarak trilyonluk rant elde etmeye çalışıyorlar. Kamu yararı bunun neresinde? Üstelik bu arazilerin kimlere verileceği ise bilinmiyor” diye konuştu.
İşte kamulaştırılacak o parsellerin tam listesi: